0

Siyasette damatlar bahsi açılırken hemen akla Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak gelse de son günlerdeki sessizliğini, gündem olmamasını hayra yormak gerekir. Kimi siyasetçilerin kimi bakanları onun eliyle/vasıtasıyla terbiye etmeye kalkışmasını görmüyor/duymuyor değiliz ama O'nun daha beş yaşındayken babası Sadık Albayrak'ın 23 Kasım 1982 gecesi Manoho Deresi üzerinde bulunan Paşakapısı cezaevinden yazdığı satırlar dün gibi aklındadır: 'Bugün ülkemiz karanlıklar içinde yüzüyor. Kalpler mühürlenmiş, insanların alınlarından secde izleri silinmiş. Helal unutulmuş, haram ve ahlak dışı hayat kanser gibi cemiyeti sarmış... Ben ise size, inancı ile dinamik ayakta duran, eserleri nesillerden nesillere akacak ve hiçbir zaman kıymetten düşmeyecek koca bir kütüphanesi olan mazlum bir baba bırakıyorum. Bu çağ, bu devir çileyi seçme zamanıdır...'

Bir de FETÖ davasındaki damatlar var. Biri Kadir Topbaş'ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı'nın FETÖ soruşturmasında tutuklanması ve daha sonra tahliyesi var. Her ne kadar iddialar Kavurmacı'nın cezaevi yerine bir villada tutukluluk dönemini geçirdiğini öne sürse de biz bugün TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın damadından bahsedeceğiz. Ancak öncelikle yeniden TBMM Başkanı seçilecek İsmail Kahraman'ın hayat hikayesine bir bakalım. Önümüzdeki günlerde Hoton Yayınları'ndan piyasaya çıkacak olan 'Büyük Doğu'nun Atlıları-MTTB'nin yüzyıllık tarihi' kitabında İsmail Kahraman için şunları yazıyorum:

'Talebe Birliği açısından fikri bir kabuk değiştirmenin, ideolojik yeni rotanın sancıları 48'inci genel kurulda devam etti. İstanbul Hukuk Fakültesi öğrencisi İsmail Kahraman ile Fen Fakültesi öğrencisi Alaattin Koçak arasında kıyasıya bir mücadeleye neden olan kongre, çıkan kavgalar nedeniyle üç ay ertelenerek yapılabildi. Bu süre zarfında MTTB'yi genel kurul başkanı olarak Niyazi Özdemir temsil etti. Rasim Cinisli, İsmail Kahraman'ın önceleri genel başkan olmasını, işlerinden dolayı gerekli vakit ayıramayacağı düşüncesiyle karşı çıkmıştı. Kahraman, Hukuk Fakültesi dernek başkanlığı yapmasına karşın babasının inşaat şantiyelerine de gidiyor, mesai harcıyordu. Rasim Cinisli'nin kongre adayı 'O'na vefa borcum vardı' dediği Mehmet Niyazi Özdemir idi. Ancak o aday almayacağını belirterek zoraki de olsa kongre başkanlığının kabul etti.'

Cinisli anılarına şöyle devam eder:

'Lakin o yıllarda 'ülkücü gençlik' akımı başlamıştı. Alparslan Türkeş, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi'ne girmiş, yönetimini ele almıştı. Gençlikle çok ilgiliydi. Sonradan öğrendiğime göre İsmail Kahraman bir yolunu bulup Türkeş Bey ile kontağını kurmuş, onun desteğini almıştı. Başkanlık seçimleri yapılırken bir süre tarafsız kaldım; fakat daha sonra seçim turları uzayınca en çok oy alan İsmail Kahraman'ın kazanmasına yardımcı oldum. İsmail Kahraman kendisini desteklemediğim düşüncesine kapıldığı için, iç dünyasında uzun yıllar bana bir nevi tavır koydu. Ben bu tavrı hisseder ama hoş görürdüm.'


İsmail Kahraman MTTB Yönetim Kurulu toplantısını baba evinde,
babası
merhum Hacı İsmail Kahraman'ın evinde yapıyor.

'Muhafazakar ve milliyetçi bir Anadolu çocuğu' diye takdim edilen İsmail Kahraman ancak 28. tur seçimlerinde genel başkan seçilebildi. Babası Hacı İsmail Kahraman'ın 'Rize Palas' diye ünlenen evinde yemekli MTTB Yönetim Kurulu ve istişare toplantıları yapılırdı. O toplantıların birinde Prof. Dr. Erman Tuncer, İsmail Kahraman'ın MTTB Başkanı olduğu sırada evli ve çocuk sahibi olduğunun nasıl ortaya çıktığını şu şekilde belirtir:

'Baba Hacı, İsmail Kahraman'ı henüz üniversite öğrencisi iken evlendirmişti. İsmail Kahraman'ı en zor durumda bırakan bu izdivaç olmuştur. İsmail Kahraman ağabeyimiz MTTB'ye aday olduğu zaman, evli ve bir çocuk sahibiydi. Ama bunu hiç kimse bilmiyordu. Ancak MTTB'ye başkan olan bir kimsenin evli ve çocuk sahibi olmasını kamuoyuna izah etmek oldukça güçtü. Bu durum doğal olarak kamuoyundan saklandı. Hatta arkadaşlarından bile gizlendi. Ama bizim Yekta Korca'nın zekası sayesinde bu durumu öğrenmiştik. 5-6 yaşlarındaki yeğeni İsmail Hakkı'ya sorulan tuzak soru sayesinde, medenî durumu hakkında bilgi sahibi olmuştuk.'

15 Temmuz'dan sonra FETÖ hastanelerinden biri olduğu iddiasıyla el konulan Central Hospital'in başındaki isim Sinan Yıldırım, darbe girişiminin ikinci haftasında soluğu yurt dışında aldı. Kamuoyuna göre Yıldırım'ın kayınpederi TBMM Başkanı Kahraman idi. Yıldırım'a özel muamele yapılır, belki de Kavurmacı gibi ranzalarda değil lüks yataklı villalarda korunurdu. Aracılar ve aile büyükleri İsmail Kahraman'ın kapısını çaldı. Kızından, torunundan konuya girerek yardım istediler. Cevap açıktı ve netti:

-Büyük Türk Milleti adına karar veren mahkemelerden aklansın da gelsin. Yapacağım hiçbir şey yoktur. Suçu varsa cezasını çeker.

Keşke 15 Temmuz'dan sonra İsmail Kahraman gibi dik duranların sayısı çokça olsa…


Merhum Başbakanlardan Necmettin Erbakan, Lütfi Doğan ve Yusuf Zeynel Abidin Almanya'da bir toplantıda.

SAADET'İ ERBAKAN İLE TERBİYE ETME

Saadet Partisi merhum Necmettin Erbakan'ın ellerinde doğan 5'inci çocuğu…Saadet Partisi'nin genel başkanlığını yapmış olan Erbakan parti üzerinde ciddi bir siyasi operasyonda geçirdi. Numan Kurtulmuş Saadet'ten ayrılarak HAS Parti'yi kurdu. Oradan da AK Parti'ye geçti. Vefatından sonra parti tamamen Oğuzhan Asiltürk ekibinin eline geçti. Havlucu Mehmet Efendi'nin dergahının dersini sürdürebilmek için Asiltürk Yüksek İstişare Kurulu Başkanlığını tercih etti. Bir anlamda manevi lider olarak kaldı. 17-25 Aralık darbe girişiminin yaşanmasından SP yönetiminin cemaatin yanında yer almasından sonra İHH yönetimi kendilerini ziyarete gelen dönemin SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak'a ananas ikram etmiş böylelikle SP yönetimini FETÖ'ye destek verdiğini zimmi olarak ilan etmişti.. Yüksek tekstil mühendisi Temel Karamollaoğlu'nun genel başkanlığında Saadet Partisi yeniden bir toplumsal muhalefetin önemli partilerinden biri olmayı başardı. Parti ivme kazandı. Bu ivme 16 Nisan referandumunda SP'nin 'Hayır' cephesinin içinde sayılmasına neden oldu.

Fazla zaman geçmedi 12 Temmuz 2017 gecesi Saadet İstanbul İl Yönetim Kurulu üyesi Avukat Mustafa Yaman FETÖ operasyonu ile gözaltına alındı. İlk gelen tepkiler oldukça sertti. Yaman'ın FETÖ ile bağının/bağlantısının olmadığı hatta FETÖ'nün Milli Görüş'e sızmaları engellediği söylendi. Ama zamanla Yaman'ın By Lock kullanıcı olduğu ortaya çıktı. ESAM Genel Başkanı Recai Kutan Bey'in Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ile konuştuğu, Gül'ün By Lock üzerinden 180 adet konuşmadan bahsettiği belirtildi. Hatta Yaman soruşturmasını yöneten başsavcının SP Lideri Karamollaoğlu'nu aradığı 'Biz Yaman'ın bu kadar sevildiğini bilmiyorduk' dediği bile konuşuldu.


Erbakan Vakfı Başkanı Dr. Muhammed Fatih Erbakan

Şimdi Yaman FETÖ ile Saadet Partisi ilişkisini kurmakla suçlanıyor By Lock delilleriyle 10 yıla kadar mahkum edilmeye hazırlanılıyor. Ak Parti'ye geçenlere karşı tövbe davetini bile yapabilen Mustafa Yaman'ın Saadet Partisi'nde Oğuzhan Asiltürk'ün ekibinden olduğu da biliniyor. Ancak Asiltürk Yaman ile ilgili bir kelime bile açıklama yapmaması oldukça dikkat çekici. Hedefteki isim SP'den önce Asiltürk…Bütün bunlar yetmiyor gibi Erbakan Vakfı Genel Başkanı Muhammet Fatih Erbakan, Türkiye Cumhuriyet'inde bugüne kadar cami avlusunda siyasi parti genel merkezi geleneğini Refah Partisi'nden sonra sürdüren tek siyasi parti Saadet Genel Merkezi'nin bulunduğu binaya kiraların ödenmediği gerekçesiyle haciz işlemi başlattı.

Siyaseten de, Milli Görüş geleneği açısından da doğru bulmadığım bir hamleydi bu… Bir defa oranın adı HAMİDİYE Külliyesi… Demetevler'deki AZİZİYE, Etlik'teki MECİDİYE aynı dönemde yapıldı. Hamidiye Külliyesi'nin isim babası İhvan-ı Müslimin…Aziziye ve Mecideye'nin ise Necmettin Erbakan…Hani Türkiye ile Suriye arasını açan, Mısır'da üzerinde 15 Temmuz darbesinin provası yapılan İhvan Hareketi… Bunu sağlayan isim ise aslen Irak Türkmenleri'nden olan kalp doktoru Yusuf Zeynel Abidin…. Almanya İslam Merkezleri'nin Avrupa Milli Görüş Teşkilatları'na dönüştürülmesini sağlayan Milli Görüş'ün efsane genel başkanı…Oğuzhan Asiltürk'ün 1986 yılında by-pass ameliyatını da o gerçekleştirdi. Mehmet Şevket Eygi'nin yayınevi Bedir Yayınlarının bastığı İHYA-İ ULÛMİD-DİN ciltlerinin finansmanı tek başına sağlayan isim…Erbakan yasaklıyken İran'da yaşanan devrim nedeniyle Türkiye'de 'Dar-ül Harp' tartışmaları çıkmış, Cuma Camisine ihtiyaç olduğu konuşuluyordu. Erbakan yüzlerce genci çeşitli İslam ülkelerine yüksek öğrenime gönderiyor bu suretle bir 'Enderun' geleneği başlatmak istiyordu. Bu konuyu Almanya'da anlatınca Yusuf Zeynel Abidin devreye girdi. Avrupa'daki İhvan geleneğiyle istişareler yaptı ve bizzat Erbakan'a Yusuf Zeynel Abidin şunları söyledi: 'Abdülhamit Han'a, olan minnetimizin bir eseri olarak bir cami ve yurttan oluşan bir külliye yaptırmak istiyoruz'


Avrupa Milli Görüş Teşkilatlarının efsane
genel başkanı Dr. Yusuf Zeynel Abidin

Dediklerini yaptılar. Para ise para, imkansa imkan… Bekar evlerinden sonra evlenene kadar benim de evim Hamidiye olmuştu. Benim gibi Külliyenin ranzalarında kimler kalmadı, çorbasından kimler içmedi ki… Cumhurbaşkanları, Başbakanlar, Bakanlar…Keşke burası böylesine kişisel operasyonlara kurban edilmesiydi.

Şimdi kendisine ve teşkilatlarına yol vermeyen, Milli Gazete'nin sayfalarını, TV 5'in ekranlarını kapatan Saadet yönetimine karşı Fatih Erbakan'ın ikinci hamlesi de gecikmedi. Merhum Necmettin Erbakan'ın doğum günü 29 Ekim Pazar günü binlerce Milli Görüş mensubunu toplayıp 'Kurtarılması mümkün olmayan Saadet Partisi ve yöneticileri' için hidayet dileyerek, abdest tazeleyerek yeni parti için yola çıktı Fatih Erbakan… Yani sefere abdestli olarak çıkıyor. Partinin kuruluşu 2019 seçimlerine kadar tamamlanacak. Fatih Erbakan hızla aktif siyasete çekilmek isteniyor. Saadet hızla 2019 seçimleri öncesi Erdoğan karşıtı cephenin içine çekilmek isteniyor. Elbette ki daha adaylar belli değil ancak Saadet camiası 2019'da Cumhurbaşkanı adayı olarak Erdoğan'ı destekleyecek ki Mustafa Yaman olayı bunun önüne geçmek için önemli bir koz. Çünkü Erdoğan ve SP tabanının arasını açmak için tarihi bir fitne daha ellerine geçmiş olacak.


Merhum Yusuf Zeynel Abidin ve
Damadı Haldun Algan

Şimdi siyaseten muhterem babasının oğlu olma dışında efsanesi olmayan Fatih Erbakan'ın tabanın, özellikle altını çizmek isterim ki Anadolu Gençlik Derneği gençlerinin ilgisini çekmesi, ideolü olması ne ile sağlanacak. 'Babamın Partisi'ne beni almıyorlar' gerekçesi mağdur olmak, efsane oluşturmak için yeterli değil. İyi Parti'yi kuran Meral Akşener bile efsanesinin temelini merhum Başbakan Erbakan'ın başında bulunduğu Refahyol'a dayandırıyor, oradan PR yapmak istiyor. Dr. Fatih Erbakan siyasette pişmek istiyorsa bir ustanın yanında pişmeli, siyaseten ve en önemlisi de yönetsel olarak bir sorumluluk almak durumundadır. Yiğit namıyla alınır. Bu millet Erbakan'ı çok sever. Sevmeyenler de; hak ve hakikat sözlerini, hayra motor olan görüşlerini, dünya ve bölgesel hedeflerini öğrenince daha çok sevdiler. Gel sen bir çiçekle başlayan bir yiğidin yürüyüşünü sele çeviremeyecek. Gülistana döndüremeyeceksen bari aldığın abdest ile Üstad Necip Fazıl'ın hitabesinin son sözlerini yerine getir: 'Genç adam! Bundan böyle senden beklediğim şudur: Tabutumu öz ellerinle musalla taşına koyarken, Anadolu kıtası büyüklüğündeki dava taşını da gediğine koymayı unutma ve bunu tek vasiyetim bil!'