0

Açıldı nefsim, fikrim, can evim

Hayatta ben en çok babamı sevdim.

Can YÜCEL

Bütün çocuklar, ünlü şairimiz Can Yücel gibi babalarını severler, sevmek isterler. Burada asıl olan babanın kendisini çocuklarına sevdirmesidir. Baba çocuğunu sever, ona şefkat gösterir, çocuğuna zaman ayırır, onunla oynar, ilgilenir, onu sevdiğini gösterirse, çocuk elbette babasını sevecektir. Çocuğuna karşı ilgisiz kalan, sık sık onu azarlayan ya da şiddet uygulayan bir baba, çocuğunun kendisini sevmesini isteyebilir mi?

Peki, kimdir baba? Baba, çocuğu olan yani çocuğun dünyaya gelmesinde etkin olan erkektir. Baba olabilmek için çocuğun dünyaya gelmesinde etkin olmak yeterli midir? Asla yeterli değildir. Günümüzde pek çok baba, aile içinde tek otorite olarak kendisini görmekte, öyle davranmaktadır. Bu durum, yeterli eğitim almamış ya da eğitimli olanlarda da görülmektedir.

Toplum biliminde aile kurumunun en üstün yetkesine sahip olan erkek, baba olarak belirtilmektedir. Baba yetkesine, baba buyruğu ya da babaerki; baba yetkeli aileye de baba erkli aile denilir. Ne var ki baba erkli aile yapısı, insan hakları açısından bakıldığında kadını, yani anayı ikinci plana atmaktadır. Bu ayrıcalığı gidermek amacıyla hazırlanan Yeni Medeni Kanun ile aile birliğini ana ve abanın eşit haklarla temsil etmesi sağlanmıştır. Kaldı ki yaratılış açısından da kadın ile erkek arasındaki fark sadece cinsiyet ayrımıdır. Bunun dışında yetenek ve beceri yönünden iki varlık arasında bir ayrım söz konusu değildir. Yeter ki kadınlar da erkekler gibi aynı eğitimi almış olsunlar. Zaten günümüzde kadınlar da çalışma yaşamının içindedirler, ekonomiye katkı sağlamaktadırlar. Bir de çocuk yapıp onunla ilgilenmektedirler. Çocuğun bakımı neden salt kadının üzerinde bir yük olarak kalsın? Çocuğun eğitimi, gelişmesi, oyun gereksinimini karşılaması, ona zaman ayırması, onu sevgi ve şefkatle kucaklaması, çocuğun aile içinde sevilen, saylan bir birey olduğunun farkında olmasını sağlaması, babanın da başlıca görevidir.

'Çocuğa her istediğini veriyoruz', gibi savunmaların bir geçerliliği yoktur. Çocuk, aile içinde en çok sevgiye gerek duyar. Çocuğa sevgi göstermeden, onun her istediğini yerine getirmek, onunla ilgilenmek değildir. Bir atasözümüz şöyle der: ' Yüz koyunlu atam olacağına bir yüzüklü anam olsun.' Bu atasözü, demek ister ki, çocuk zenginlik değil, ananın gösterdiği sevgi ve şefkat gibi, babadan da sevgi ve şefkat görsün.

Bir babanın çocuğun dünyaya gelmesinde etkin olması, ona sınırsız üstünlük sağlamaz, sağlamamalıdır. Gerek ailenin yönetiminde gerek çocuğun yetiştirilmesinde hem babaya hem de anaya önemli görevler düşer. Çocuğun yetiştirilmesi görevi salt anaya bırakılmamalıdır. Ana baba, çocuklarına sevgi, şefkat ile yaklaşmalıdır. Onu sevdiklerini her an, her vesile ile göstermelidir. Ancak bu davranış göstermelik değil, içten olmalıdır.

Aile içinde sevgiye, saygıya dayalı demokratik bir yaşam sürdürülmelidir. Böyle bir ortam yaratılmamış, aile içinde sık sık hır gür oluyorsa çocuk daha çok şiddete eğilim gösterecektir. William Maxwell'in şu özlü sözü babaların kulaklarına küpe olmalıdır: 'Baba olmak zor değildir; ama babalık etmek zordur.' Babalar, zor olanı seçmelidir. Çünkü babalık bir sanattır. Bu nedenle babalık sanatının inceliklerini öğrenmek ve uygulamak için de baba adayları ve babalar, ana-baba okuluna gidip eğitim almaları en doğru yoldur. Çünkü ünlü Rus yazarı Dostoyevski'nin belirttiği gibi 'Sadece hayat veren değil, hayat verip hak eden baba adını taşıyabilir.' Babalar, çocuklarına karşı, sevgi, şefkat beslemeli, erdemli olmalıdır. Anatol France'in şu özlü sözü yadsınabilir mi? 'Babaların erdemleri, çocuklarının servetidir.'

Tüm babaların, Baba adını hakkıyla taşıyabilmesi ve çocuklarına iyi servet bırakması dileğiyle tüm babaların Babalar Günü kutlu olsun.