Bilimsel bilgi her şeydir.
İçinde sevgiyi barındıran tek unsur bilgidir.
Bilgisiz sevginin süresi çok kısadır, kıymetsizdir.
Atatürk dediğimiz sadece bir isim, bir kişi ismi değildir.
ATATÜRK bir düşünce sistemidir.
İyiye ve bilime uzanan bir aydınlanma ışığıdır.
İşte bu yüzden ATATÜRK sevgisi evrensel sevgidir.
Yaptığı devrimlerle 20. yüzyılın en modern sistemini kurmuştur.
Ülkenin hiçbir şeyini eksik etmemiş, her şeyi yeniden inşa etmiştir.
Giyimini, kuşamını, okulunu, dilini…
Tüm dünyaya örnek olabilmiş, heykelleri birçok yurt dışında dikilmiş, örnek alınmış, yazdığı kitap ders kitabı olarak yer almış, Yüce Türk Atatürk, Türk Tarihinin En Büyük Lideridir.
Ölümün ardından tüm dünyada hüzün olmuş.
Ardından tüm dünya da övgüler yazılmıştır.
Yaptığı her şey takdirle karşılanmıştır.
Çünkü yaptığı her şeyi bilimsel ve adalet ışığında yapmıştır.
*
Bir gün Atatürk sofrada, “Kadın mı daha mühimdir, erkek mi” diye sordu. Kimisi erkeğin önemini ıspata çalıştı, kimisi kadının lehinde konuştu. Fakat en ciddi deliller erkeğin lehine ortaya atılmıştı. Erkek her şey olabiliyordu. Atatürk biraz düşündükten sonra;
- Doğrudur, erkek her şey olabilir. Fakat onun olamadığı bir şey vardır ki, dünya da erişilecek en büyük kuvvet ve şeref onda mevcuttur. Efendiler, erkek her şey olabilir yalnız ana olamaz. Onun için kadın, erkekten evvel gelir. Onun için medeni cemiyette erkek daima kadına hürmetle yükümlüdür.”
Ve insanlık tarihinde tarihin hiç bir döneminde Hiç Bir Lider Kadın Hakları Konusunda Atatürk Kadar Uğraş Vermemiştir.
Modern Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran, asrın dev düşünce ve devrimcisi, özgürlük ve bağımsızlığın temeli, bilimsel aydınlanmanın başlangıcı, devrimleriyle yepyeni bir devlet kuran, ATAMIZ ATATÜRK…
Dünyada en çok sevilip saygı gören tek TÜRK LİDER…
*
Türk Milleti'nin yasa boğulduğu o gün dünyada büyük bir şaşkınlık ve hüzün içinde idi. İtalyan radyosunun anonsundan Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'e olan saygıyı daha net anlıyoruz.
*
Asaf İlbay, Atatürk’ün çocukluk arkadaşıdır ve ölüm haberini aldığı sırada İtalya’dadır. Haberi alır almaz ilk trenle İstanbul’a gitmek için istasyona gider. Asal İlbay’ın yanında bulunan başka bir Türk arkadaşı, bir İtalyan profesörünün Atatürk’e dair yazdığı bir yazıyı Asaf’a tercüme eder: “11 Kasım 1938’de İtalyan radyosunda bir ses şöyle söylüyordu; ‘Sezar, İskender, Napolyon ayağa kalkınız, büyüğünüz geliyor’
*
Mustafa Kemal Atatürk'ün tarihteki rolünü, değerini, ileri görüşlülüğünü, liderliğini anlamaya değil anlatmaya bile gerek yoktur! Çünkü bunu yabancılar da bilir! Hem de o kadar iyi bilir ki; örneğin, bir Alman profesörün 10 Kasım 1938 sabahı yaşadıkları ve kısa sözleri çok şey ifade eder.
*
İstanbul Üniversitesi’nde Hukuk Fakültesi’nde olan Alman profesör 10 Kasım 1938 sabahı 9’u 5 geçe yaşanan tarihi ve acı olayı duyar...
Alman profesörün o gün dersi vardır...
Ancak derse girip girmeme arasında kararsızdır...
O sırada aklına rektöre gidip konuşmak gelir...
Rektörün yanına gider ve “Efendim, mütereddidim. Acaba ne yapsam?“ der.
Rektörün yanıtı:
“Sizde büyük bir adam ölünce ne yaparlarsa, onu yapın.”
Alman profesör kollarını iki yana açıp:
“Bizde bu kadar büyük bir adam ölmedi ki” der.