Gerçek mutluluğun insanların algılarını tam da bizim istediğimiz şekilde yönetip, yaptığımız şeyleri veya bizi değerli görmesini sağlamak olduğunu düşünebilirsiniz. Böylece herkes, bizi göstermek istediğimiz şekilde görür ve sonucunda biz de kendimizi gerçekten değerli hissedebiliriz. Girdiğimiz her ortamda özgüvenimiz sayesinde fark ediliriz. Çünkü insanların bizi görüş şekilleri artık bizim kontrolümüzdedir. Peki bunun çok daha basit ve gerçek bir yolu varsa?
Algı, her insanın kendi benliği ile bir şeyi yorumlaması ve öznel bir fikir ortaya koymasıdır. Gördüğümüz her şey ve herkes bu algılar doğrultusunda binlerce farklı kimliğe bürünebilir. O gün aynaya baktığınızda gördüğünüz şey aslında sadece sizin algınızı yansıtır. İnsanların sizi nasıl göreceği ise bambaşka algıları. Önemli olan, sadece kendi algımızı yönetmektir. Bu da, sizin fikirlerinizi başka hiç bir algının etkilemesine izin vermemek ve her şeye karşı kendi fikrinizi ortaya koyabilmek demektir. Kim olduğunuz, nasıl göründüğünüz sadece sizin kendinizi nasıl algıladığınız ile ilgilidir. Kendi algınızı yönetmek ve kendinize değer vermek, başka insanların algılarını yönetmeye çalışmaktan çok daha sağlıklı bir yoldur. Çünkü, özgüveninizi diğer insanların sizinle ilgili fikirlerinin belirlemesi sürekli bir kaygı ve bağımlılık halini doğurur.
İnsanın kendini sevmesi ve kendi ile kurduğu ilişki diğer her şeyden bağımsızdır. Kendi zevkleriniz, kendi fikirleriniz olduğu sürece diğer insanlardan onay almaya ihtiyacınız yoktur. Sizi en çok anlayan ve tanıyan kişi siz olabilirseniz, fikrini almak isteyeceğiniz tek kişi de yine siz olursunuz. Fakat, sadece kendinize dönmek ve dış dünyaya tamamen kapalı olmaktan bahsetmiyorum. Tüm farklı fikirlerin ve çevrenizde olan her şeyin farkında olmanız; bunlardan kendi algınıza katabileceğiniz pozitif şeyleri her zaman değerlendirmeniz, sizi fazlasıyla geliştirir. Kendi kişiliğinizi sağlam bir temele oturttuğunuzda, sizin algınızı yönetmek isteyen insanlardan etkilenme ihtimaliniz de çok daha düşüktür. Gerçek özgüven, başka insanlardan ve fikirlerden tamamen bağımsızdır.
Herkesin birbirinin algısını yönetmek istediği bu dünyada; gerçekten başarılı insanlar, sadece kendi algısı üzerinde çalışanlardır.