12 Eylül'ün cunta lideri Kenan Evren'in 'Demokrasi bir gitara benzer, her telinden ses çıkar' cümlesinden bu yana 40 yıl geçti. 40 yılda yaptıkları 12 Eylül Anayasası sadece bir metin olarak değil toplumsal politize ve sindirme aracı olarak da kullanıldı. Yalnızca demokrasi değil insan haklarını, ekonomik tarafların yatırım planlarını düşünme yetisini bile törpüleyen, geniş halk kesimlerinde etkileyen bu anayasadan artık kurtulup yeni bir anayasayı ortaya koymak lazım. 12 Eylül Anayasası'ndan kurtuluş formülünü dün basın toplantısını izlediğim TBMM Başkanı Profesör Doktor Numan Kurtulmuş açıkladı. Yeni Anayasanın bir ihtiyaç olduğunu fantezi olmadığını belirten Numan Kurtulmuş'un yeni anayasa ile ilgili çizdiği yol haritası, toplumun geniş katmanlara uzanan diyalog çağrısı, siyasi parti genel başkanlarını eski meclis başkanlarını davet edip anayasa değişikliği konusunda görüşlerini sorma ihtiyacı, benim açımdan ileriye dönük bir ümidi ortaya koymaktadır. İsmet Özel 'insan, insan için bir ümittir' diyor ya şimdi ümidi TBMM'nin yeni başkanı iktisat profesörü Numan Kurtulmuş. Yıllardır tanıdığım, bildiğim, yer yer siyasi profillerini değerlendirirken eleştiri de aldığım Numan Kurtulmuş'un toplantısını baştan aşağı basından izlediğimde ilk intibamı söylemek isterim.

-Bu iş olacak gibi...

Hayır, beni çok hayalci, ayağı yere basmayan, çıkmaz sokağa girmek isteyen siyasilerin yeni döneme ilişkin siyasi hedeflerinin değirmenine su taşımacı olarak görmeyin. Çünkü Numan Kurtulmuş'un Meclis Başkanı olarak ortaya koyduğu irade; benim umutlu olmam için bir işaret olsa gerek. Basın toplantısına davet edilen gazeteler, televizyonlar, internet sitelerinin değişik kesimlerini temsil ediyor olmaları, yeni anayasanın ciddi ve yoğun bir katılımla en büyük konsensus ile sağlanabilmesini mümkün kılabilir. İktidar Partisi'nin ensesinde boza pişiren, her fırsatta sadece siyasilere değil devlet ve millet adına onları savunma durumuna düşen gazetecilere yandaş diyen, yüzüme bakarken tebessüm ama gözlerinin içinde öfke ve kin gördüğüm gazeteciler bile, bugün basın toplantısındaydı. Numan Kurtulmuş'un polemikten uzak, ancak seçici bir tavırla ortaya koyduğu 'yeni anayasayı çıkaralım' çağrısında gördüm ki onlara bile merakın ötesinde bir umut aşıladı. 'Peki, ama, öylede' gibi kurulacak cümlelere takılmadan onları 'var mısın, yok musun' sorusunu bile yekten cevaplama durumunda bırakmak istemedim.

Yazarımız Fehmi Çalmuk, basın toplantısının ardından TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile sohbet etti.


Sayın Kurtulmuş yeni dönemin sinyallerini verdi. Sıkılı yumruklarımızı açalım...

'Silah mı sandık mı? Dağ mı parti mi ?' tercihinizi yapın çağrısı bile bana 'Düz ovada siyaset' çözüm sürecindeki çağrıyı hatırlattı. Yoksa kendisi devlet gündemine hakimdir.

Bu nedenle basın toplantısında organizasyon aklını tebrik etmek gerekir. Herkesin eteğindeki taşları dökmesi gerektiği bir dönemdeyiz. Eğer birlikte yaşama kültürünü en ücra köşede yaşayan vatandaşımıza aşılayamayacaksak, 100. yılını kutladığımız Cumhuriyetimizin 10 yılları belki de yüz yılları heba olacak

Şimdi altılı masanın Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine yönelik durmak bilmeyen bir sürek avı gibi 'parlamenter rejime geçeceğiz, sarayı yıkacağız' açıklamalarına büyük Türk Milleti 2 kez geçit vermedi. Peki; Altılı Masa'nın bu fantezisi rafa mı kalktı mezara mı konuldu? Anlaşılıyor ki milletimiz bu tartışmayı gömdü. Kimse artık bu tartışmanın peşine düşmeyecek, düşemeyecek. Ancak sayın Kurtulmuş'un basın toplantısında detaya girmek istemediği önemli konulardan biri de Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine yönelik revizyon beklentileriydi. Soruyu es geçti.

Buradan çıkarımım şu: İlk adım, yeni anayasa gerekliliğinin geniş halk kesimleri tarafından kabul görmesi, harekete geçilmesi. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sistemle ilgili revizyon sözleri de kerhen 'Anayasa kayığına' binecek olan muhalefet için önemli bir siyasi rüşvet. Bu sistemin iyisi nasıl olur? Bu sistemle yaşayacaklarsa alışacaklar, alışınca da sistemin sürekliliğini ortaya koyacaklar.

Basın Toplantısı Anadolu irfanının en önemli temsilcilerinden biri olan Neşet Ertaş'ın türküleriyle başladı. Bu da yeni anayasa talebinin yerli, milli olma vasfını gösteriyor.

Bugün, TBMM Başkanlığı için siyasi temsiline ara vermiş TBMM Başkanı'nı gelecek tasavvuru için ayakları yere basan, kararlı bir vizyonda gördüm.

1 Ekim'de TBMM açılıyor. Yeni anayasa için ilk raunt iç tüzük değişikliğinde... Ancak milletten gelecek ve gelmesi gereken tazyikin siyasi partilerin yönetimlerinin 'küstüm'ü oynamadan 'ben varım' demelerine bağlı.

Ekonomik krizle uğraşan milletin yeni Anayasa ne işine mi yarayacak ? Bunu en iyi bilecek ve yorumlayacak kişi İktisat Profesörü Numan Kurtulmuş olsa gerek. Ekonominin yapı taşları sağlam ise atmosfere bakar. AB sürecinde yeni anayasanın demokratikleşmesi ve dillerin altında saklanan bakla olarak gördüğüm sosyal restorasyon yani infaz düzenlemesi, Avrupa'lı yatırımcıların dümenlerini Türkiye'ye çevirmelerine neden olur.

Ama ne olacaksa Neşet dayımın dediği gibi 'gonülden olmalı'. Yeni Anayasanın Kurtulmuş formülü bu…