Yapay zeka konusu özellikle 20. yüzyılın ortasından itibaren bilim kurgu kitapları ve sinema filmleriyle popülerleşmeye başladı. Kurgulanan evrenlerde çoğunlukla, insanın yarattığı makineler isyan edip efendilerine karşı çıkıyordu. Teolojik anlamda incelediğimizde bu konseptin yaratılış kadar eski olduğunu anlayabiliriz. Yine insanın yarattığı makinelerin gün geldiğinde sözlerimizi dinlemeyip cüretlerini aşma fikri bir anlamda insanoğlunun tanrı kompleksiyle açıklanmaya çalışılır.
2020 itibariyle yapay zeka her anlamda hayatlarımızı kuşatmış durumda. Bazı çevreler tarafından korku ve endişeye sebep olmaya da devam ediyor. Peki korkmakta haklı mıyız? Yoksa boşuna mı endişeleniyoruz?
Yapay zekanın ortaya çıkışı
''Yapay zeka'' kavramının geçmişi modern bilgisayar bilimine dayanıyor. Fikir babası, 'Makineler düşünebilir mi?' sorunsalını ortaya atarak makine zekasını tartışmaya açan Alan Mathison Turing'dir. 1943'te, II. Dünya Savaşı sırasında kripto analizi gereksinimleri ile üretilen elektromekanik cihazlar sayesinde bilgisayar bilimi ve yapay zeka kavramları doğdu.
1950'lerde Shannon ve Turing bilgisayarlar için satranç programları yazıyorken, günümüzde Newell ve Simon, insan gibi düşünme yaklaşımına göre üretilmiş ilk program olan Genel Sorun Çözücü (General Problem Solver)'yü geliştirmişlerdir.
İnsanın makinelere ilk kez mağlup oluşu
1996 ve 1997 yıllarında dünya satranç şampiyonu efsanevi Garri Kasparov ve Deep Blue denilen makine arasında bir satranç müsabakası düzenlendi. 1996 yılındaki ilk karşılaşmada, Kasparov Deep Blue'yu 4-2 yendi.
Ertesi yıl, aynı şirket (IBM), Deeper Blue programını geliştirdi ve gelmiş geçmiş en iyi satranç oyuncularından biri olan, 1985'den 2000 yılına kadar dünya şampiyonluğunu ellerinde tutan Kasparov, yenildi.
11 Mayıs 1997 tarihinde yaşanan bu olaydan sonra, insanların dikkatini yapay zeka ve makinelere çevirmesi uzun sürmedi. Satranç kadar kompleks ve insanlar için 'zeka'yı anımsatan bir oyunda, dünya satranç şampiyonunun bir makineye kaybetmesi, bazı çevrelerde endişeye sebep olurken yakın gelecekte yaşanabilecekler adına heyecan duyulmasını sağladı.
Deeper Blue programı, 3 dakikada 60 milyar hamleyi gözden geçirebiliyor, saniyede 200 milyon işlem yapabiliyordu. Üstelik stres, kaygı ve demoralizasyon gibi insani duygulardan da uzaktı.
Günümüzde yapay zeka
Kasparov'un Deeper Blue'ya yenilmesinin üzerinden 23 yıl geçti ve artık yapay zekanın yapabileceklerini tahmin etmek dahi zorlaştı. Otonom (sürücüsüz) araçların sayısı her geçen gün artıyor. Pilotsuz uçaklar ve makinistsiz trenler insan faktörünü ve önemini azaltmaya devam ediyor.
Peki yapay zeka, hakimlik ve yargıçlık gibi daha komplike, daha 'insani' konularda başarılı olabilir mi?
Yapay zekanın son ürünü, İngiliz bilim insanlarının ürettiği 'Robot Yargıç' oldu. Robot, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) görülen davalardan yüzde 79'unun hükmünü doğru tahmin etti. Araştırmayı yöneten UCL'den Dr Nikolaos Aletras, gelecekte robotların, hakimlerin ve yargıçların yerini alabileceğini söyledi.
NTV'nin haberine göreyse, Tesla CEO'su Elon Musk'ın da desteklediği OpenAI bilişim laboratuvarı, her şeyi yapmayı öğrenebilecek ve kendi kendine gelişebilecek bir yapay zeka geliştirmeye başladı. OpenAI teknoloji müdürü hedeflerini, bir insanın bilgisayar ile yapabileceği her şey olarak özetliyor. Benzer bir teknoloji sürücüsüz araç kullanımı sağlamayı hedefleyen Uber tarafından 680 milyon dolara satın alınan Otto projesi için geçerli. Geçtiğimiz ay içerisinde sürücüsüz araç 200 km'lik bir test sürüşü bile gerçekleştirdi.
Yapay zekanın en büyük gücü, hiç aklımıza gelmeyen şeyler hakkında bize bilgi vermesi. -George Gericke, Eone
Gelecekte yapay zeka
WebTekno'nun haberine göre, yapay zekanın en önemli temsilcilerinden görülen Jürgen Schmidhuber, 2050 yılında trilyonlarca kendi kendini kopyalayabilen yapay zekalı robotların, asteroit kuşağında yer alabileceğini söylüyor. Schmidhuber, ''Nöral ağlar, hangi girdilerin önemli olduğunu ve hangilerinin olmadığını zamanla öğrenebiliyor ve kararlarını öğrendiği şeylere göre verebiliyorlar. Basitçe; hiçbir şey bilmeyen bir nöral ağı alıp doktor seviyesinde bilgi sahibi yapabiliyoruz. Her zaman öğrendiğinin üstüne koyan bu ağlar, zaman içinde insanın performansına erişecek bilgiye sahip.' ifadelerinde bulundu.
Yapay zeka 800 milyon insanı işsiz bırakabilir
Yapılan bağımsız araştırmalar, 2030 yılına dek robotların ve yapay zekanın dünya genelinde 800 milyon kişinin elinden işini alacağını söylüyor.
BBC teknoloji muhabiri Jane Wakefield'ın haberine göre, Boston Danışma Grubu, 2025'te bugünkü işlerin yaklaşık dörtte birinin akıllı yazılımlar veya robotlar tarafından yapılır hale geleceğini söylüyor. Oxford Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmaya göre ise İngiltere'deki işlerin %35'i 20 yıl içinde makineleşebilir.
Belki de işlerimizi robotlara karşı kaybetmemek için; işimizi robot gibi yapmamalıyız. Aksi halde yel değirmenlerine karşı Don Kişot gibi görülebiliriz...