0
Özel hukukta, bir kişinin(temsilcinin) başka birinin (temsil edilenin) hukuk sahasında sonuç doğurmak üzere hareket etmesine 'temsil' denir. Temsil sayesinde kişiler, hukuki işlemlerini bizzat yapma zahmetinden kurtulmaktadır. Bu sayede, hukuki işlemler hızlanmakta, özellikle ticari yaşamın gereksinimi olan süratli işlem ilkesi sağlanmış olmaktadır.[1]
Özel hukukta, yetkili bir temsilci tarafından bir başkası adına ve hesabına yapılan hukuki bir işlemin sonuçları, doğrudan doğruya temsil olunanı bağlamaktadır. Başka bir anlatımla, temsilcinin yapmış olduğu işlemlerden kendisine temsil yetkisini vermiş olan kişi sorumludur. Şunu da belirtmek gerekir ki; temsil yetkisi, bir kanun hükmüne veya temsil edilenin istek ve iradesine dayanır. Kanuni düzenlemelere dayanan temsil yetkisine kanuni temsil, bu tür yetkiye sahip olan kişiye de kanunu temsilci denilmektedir. Temsil edilenin istek ve iradesinden alınan temsil yetkisine ise iradi temsil, bu şekilde yetkili kılınan kişiye de iradi temsilci denilmektedir. Vergi ile ilgili ödevlerin yerine getirilmesinde her iki temsil türü de geçerlidir. Medeni haklarını kullanma ehliyetine sahip olanlar bu yükümlülüklerini kendileri yerine getirebilecekleri gibi, isterlerse bu konuda iradi temsil türünden de yararlanabilirler. Ancak medeni haklarını kullanma ehliyetine sahip olmayanların, kısıtlıların ve tüzel kişilerin vergi ödevlerinin yerine getirilmesinde kanuni temsil esastır.
Temsil konusunda vergi hukuku özel hukuktan biraz farklıdır. Özel hukukta temsilcinin işlemlerinden temsil edilen sorumludur. Fakat vergi hukukunda temsilciler vergi mükellefi ve sorumlusu için yaptıkları ya da yapmayı ihmal ettikleri vergi yükümlülükleri nedeniyle vergi dairesine karşı kişisel olarak sorumludurlar. [2] (Kanuni temsilcinin gerçek kişi olması gerekmektedir. Tüzel kişiler kanuni temsilci olamazlar.)
Vergi hukukunda, kanuni temsilci vergi ödevlerini zamanında yerine getirmediği takdirde, ödenmeyen vergilerin asılları temsil edilenden(medeni haklarını kullanma ehliyetine sahip olmayanlar, kısıtlılar ve tüzel kişiler ) istenir. Eğer temsil edilenden bu vergi asılları alınamaz ise, kanuni temsilcinin malvarlığından tahsil edilir. Kanuni temsilci, malvarlığından tahsil edilen vergi asıllarını, rücu edebilir. Ancak bu vergi asılları üzerinden kesilen gecikme faizi, vergi ziyaı ve usulsüzlük cezası, gecikme zammı gibi alacakların temsil edilenden tahsil edilememesi durumda kanuni temsilciden tahsil edilmesi mümkündür ve kanuni temsilci bunları rücu edemez. ( vergi ziyaı ve usulsüzlük cezalarında küçük ve kısıtlıların temsilcisi bizzat sorumludur.)
Yeni Vergi Usul Kanunu' nu taslağına göre ise,
'vergi ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden tarh edilmesi gereken vergi ile buna bağlı alacaklar ve hesaplanan gecikme faizi, mükellef veya vergi sorumlusundan aranır.' denilerek şuan yürürlükte olan kanundaki 'kanuni ödevlerine yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınır' ifadesi kaldırılmıştır.
Böylece kanuni temsilcilerin, Yeni Vergi Usul Kanunu' nu taslağının şuandaki haliyle vergi asılları üzerinden kesilen gecikme faizi, vergi zıyai ve usulsüzlük cezası, gecikme zammı gibi vergi borçlarının temsil edilenden tahsil edilememesi durumunda, kendi mal varlıkları ile sorumlulukları ortadan kalkacaktır.
Bu aynı zamanda Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunu' nun mükerrer 35 maddesi ile Vergi Usul Kanunu 'nun 10 maddesi arasındaki tezatlığında ortadan kalkmasını da sağlayacaktır. AATUHK' nun mükerrer 35. maddesi kanuni temsilciye kendisinden tahsil edilen asli ve fer'i tüm kamu alacaklarını için rücu imkanı tanımaktadır.[3] Bu noktada rücu uyuşmazlığı ortaya çıkmakta ve taraflar özel hukuk yollarına başvurarak, mahkemelere yük oluşturmaktadırlar. Yeni VUK taslağının 13. Maddesi bu şekilde yasalaşırsa, sorun çözüme kavuşacaktır.
[1] Abdülkerim Yıldırım, 'Türk Borçlar Kanunu-Genel Hükümler', Ankara: Adalet Yayınevi, 3.Baskı, 2015, s.152.
[2] Erdoğan Öner, 'Vergi Hukuku', Ankara: Seçkin Yayınevi, 5. Baskı, 2015, s. 64-66.
[3] Anayasa Mahkemesi, 19.03.2015 gün ve E:2014/144 –K:2015/29 sayılı kararı, Resmi Gazete yayın tarih ve sayı : 03.04.2015 – 29315.