21 Ekim 2007 tarihinde yapılan anayasa değişikliğiyle Türkiye'de cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yönetimi ve Türk siyasi hayatında yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur. Geride bıraktığımız 2007-2017 yıllarını kapsayan son on yıllık dönemde 2 yerel 4 genel seçim 1 cumhurbaşkanlığı 3 anayasa değişikliği referandumu olmak üzere toplamda tam on yılda on seçim gerçekleştirdik.
- 22 Temmuz 2007 Genel milletvekili seçimi
- 21 Ekim 2007 Anayasa değişikliği cumhurbaşkanının halk tarafından seçimi
- 29.Mart 2009 Yerel Seçimler
- 12 Eylül 2010 Anayasa Değişikliği Halk oylaması
- 12 Haziran 2011 Genel Seçimi
- 30 Mart 2014 Yerel Seçimler
- 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı
- 7 Haziran 2015 Genel Seçimi
- 3 Kasım 2015 Genel Seçimi
- 16 Nisan 2017 Anayasa değişikliği Başkanlık Referandum
24 Haziran 2018 tarihinde ise yapılacak olan on birinci seçimde oy kullanacağız. Aynı dönemde ise değişik tarihlerde çıkartılan beş kanunla kamu alacakları için af getirilmiştir.
- 12 Ağustos 2009 tarihinde 5811 Sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılmasına ilişkin kanun
- 25 Şubat 2011 tarihinde 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun
- 10.09.2014 tarihinde 6552 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun
- 19.08.2016 tarihinde 6736 sayılı Bazı Alacakların Yapılandırılmasına İlişkin Kanun
- 26 Mayıs 2017 tarihinde 7020 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun
Altıncı af yasası yolda. Muhtemelen bu ay içinde TBMM'de yasalaşacak. 24 Haziran 2018 tarihinde vatandaşlar sandık başına gidecek. Türkiye'nin yönetim ve siyaset yapısını köklü bir şekilde değiştirecek olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi başka bir ifadeyle Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi genel anlamda ise Başkanlık sistemi seçimi yapılacak. Yapılacak bu seçimle birlikte özellikle ekonomik olarak birikmiş ve ertelenen birçok sorun yeni döneme taşınmış olacak
Son on yılda onuncu seçimi/referandumu geride bırakarak onbirinci seçimim arifesinde gündeme gelen yeni vergi affı sonrasında dünden bugüne yaşanan bu seçim sürecinde çıkartılan vergi afları ve sonuçlarının değerlendirilmesi yapmak artık bir zorunluluk olmuştur. Ülkemizde vergi yükü ciddi bir sorun, ancak kamu gelirleri olarak toplanan vergilerin vatandaşa adil ve eşit dağılmaması daha da önemli bir konudur. Her seçim döneminde gündeme gelen vergi aflarının seçim rüşvetine dönüştüğü bir sistemde amacı dışına çıkan uygulamalar mükelleflerin vergiye uyumunu olumsuz etkileyerek kayıt dışını teşvik ederek vergi bilincinin(ahlakının) kayıp olmasına neden olabilmektedir.
Bugün ülkemizde yaşanan tüm gelişmeler doğrultusunda son on yılda yapılan 10 seçim ve 5 vergi affı ile ekonomide gelinen durumda cevaplanması gereken birçok soru olmasına rağmen özellikle şu beş husus öne çıkmaktadır.
Çok kırılgan olan Türkiye ekonomisi bu yükü nasıl kaldırır?
Bu şartlar altında üretim ve teknoloji ile eğitim planlaması nasıl yapılır?
Adalet ve hukukun üstünlüğü nasıl sağlanır?
Gelir dağılımı ve vergide adalet nasıl sağlanır?
Demokrasi nasıl yaşatılır?
Yaşanan bu sorunlarımızın temel sebebi ülkemizde otuz beş yıldır atanmış kişilerin seçildiği bir seçim yapılmasıdır. Bununda en önemli göstergesi vergi bilinci ve seçim bilincinin aynı sandıkta oylanmasıdır. Seçenlerin hür iradesiyle oluşan bir seçim ülkemizin geleceğinin teminatıdır ve çok önemlidir. Aksi takdirde sorunlarımız çözmek yerine ötelemekten ileri gidemeyiz.