Hayat o kadar ciddi bir olgu ki... Hele ki yaşamak. Yaşayabilmek... Yaşayabilmek en zor olanıdır esasen. Hayatın bir suçu yok, onu yaşanılabilir kılan bizler, yani insanlarız. Çoğu zaman yaşamak bir hayli zor geliyor. Herkes bir şeyler söylerken... Hele ki herkesin bir fikri ve bilgisi varken. Hatta fikri olup bilgisi yokken... Herkes işinde, aile hayatında, aşk hayatında, evlilik hayatında ve insan hayatında mükemmelken... O kadar zordur ki, herkesin kendince mükemmel olduğu bir hayatta yaşamak.
Halbuki 5 parmağın 5'i de bir midir? Ben belki sadece iyi bir insan olmayı önemsiyorumdur, sen ise sadece iyi bir kariyer hedefliyorsundur? Belki sen iyi üniversitelerde eğitim görmüşsündür ama belki benim o eğitimi alabilecek ne vaktim ne imkanım vardır? Sen her yerde başarılarınla övünürsün, kaç yüksek lisans yaptığını, kaç konferans verdiğini ballandıra ballandıra anlatırsın. Ben ise, genç yaşta başladığım iş hayatında, kat ettiğim yolları, gittiğim kursları, aldığım sertifikaları, insan ilişkilerinde kat ettiğim yolları anlatarak övünürüm. Sen belki ailenden her konuda sonsuz destek görmüşsündür ama benim öyle bir şansım olmamıştır. Belki sen 25'inden sonra kariyer rotanı oluşturdun, ben ise belki mecburen ya da tesadüfen 17'li yaşlarımda... Belki herkes senin eğitimli kültürlü biri olduğunu düşünüyor, benim ne kadar fedakar ve yardımsever. Belki seni kültürlü, belki beni cahil yapıyorlar. Sen belki sadece okula gidip geldin. Onun bunun peşinden koştun durdun. Belki ben sabahlara kadar kitap okudum, zor şartlarda öğrendim, genç yaşta para kazanmanın ne demek olduğunu anladım. Ama ne olursa olsun geçtiğimiz yollar farklı da olsa, deneyimlerimiz çok uç noktada da olsa, hepimiz neticede insanız ve sadece rota farklılığından kimse cahil ya da bilgisiz değildir. Benim rotam farklı, senin rotan farklı. Esasen herkes rotasını kendisi oluşturur. Eğer aklı başında bir bireysen zaten o rotayı sen oluşturursun. Toplumun dayattığı baskılar yüzünden bu olayları robot gibi tekrarlamazsın. Rotasını kendi oluşturan insan her zaman mutludur.
Doğum, büyüme, okul, iş, kariyer, evlilik, ev, çocuk (bu kez çocuğunun bu evrelerine şahit olma), olgunlaşma, yaşlanma, ölüm... Bu rotaya uymadın diye cahil olmazsın. Bu rotada birisini atladın, eksik yaptın ya da yer değişikliği yaparak bu rotaya uymadın diye dışlanmak, cahil yaftası yemek bence cahilliğin en üst seviyesi. Çünkü ben o yolda mutluyum, sende kendi yolunda, kendi rotanda...
Kimsenin beyninin içini, kimsenin zekasını çıplak gözle göremezsiniz. Kimisi ben zekiyim diye bağıra bağıra söylenir yeri göğü inletir. Kimisi bildiği konularda bile (!) susmayı tercih eder, münakaşaya girmez bile. Çünkü cahille tartışmak insana bir şey katmaz. Herkes sizin gittiğiniz yoldan, izlediğiniz rotadan gitmek zorunda değil... Onun, bunun, şunun... Söylediği şeyler muhakkak olacaktır. Önemli olan tek şey, kendinizi bilmenizdir. Kendini bilen insan kesinlikle kim ne derse desin, takılmaz, üzülmez ve kendini bir başkasının sözleri için yıpratmaz. Tabiri caizse bir kulağından girer diğerinden çıkar. Çünkü kimsenin onayından, süzgecinden geçmek zorunda değildir. Kimseye bir şey kanıtlamaya ihtiyacı yoktur kendini bilen insanın. Kendini bilmek güzel şey. Hele ki, kendini bilmezlerin eleştiri oklarına maruz kalırken.