Son dönemde İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları, tüm dünyanın gözlerini bu bölgeye çevirmesine neden oldu. Her ne kadar Orta Doğu'da çatışmalar tarih boyunca yaşanmış olsa da, her yeni çatışma insana barışın ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyor. Gazze'deki son gelişmeler, özellikle insan hakları ve barışın ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha gösterdi.
İsrail hükümetinin Hamas'a yönelik askeri operasyonlarına tepki olarak başlayan bu son çatışmada yüzlerce insan öldü, binlercesi yaralandı ve binlercesi evsiz kaldı. Gazze'de yaşayan siviller, özellikle çocuklar, bu çatışmanın en büyük mağdurları arasında. Özellikle abluka altında bulunan Gazze'ye yönelik İsrail devletinin insani yardım malzemelerinin girişini yasaklaması ve engellemesi tüm dünyanın üzerine düşünmesi gereken bir konu olarak karşımıza çıkmalıdır.
Uluslararası toplum, bu çatışmayı sona erdirmek ve Gazze'deki insanların temel ihtiyaçlarını karşılamak için daha fazla çaba göstermelidir. İnsan haklarına saygı göstermek ve barışı teşvik etmek, her iki tarafta da barışın sağlanmasına yardımcı olabilir. Fakat uluslararası sorunların görüşüldüğü kararın alındığı Birleşmiş Milletler ve ABD İsrail'in net şekilde savaş ve insanlık suçu işlediği Gazze'de kınamaktan daha ileri bir adım atamamıştır. Bu durum tüm dünya ülkelerinin hayretle izlemesini ve BM kurumunun çifte standart uyguladığı gerçeğini sorgulamasına sebep olmuştur.
Sonuç olarak, Gazze'deki son saldırılar, insanlık için bir hatırlatma olmalıdır. Barış ve insan hakları için çaba göstermek, bir zorunluluktur. İsrail ve Filistin arasındaki bu köklü sorunların çözümü kolay olmayabilir, ancak insanların hayatları bu sorunların çözümünü bekler. Tarih ve yaşananlar bir kez daha kesin olarak göstermiştir ki bölgede iki devletli çözüm dışında başka seçenek kalmamıştır. Unutmayalım ki barış, her iki tarafın da kazanacağı bir sonuçtur. Bu son olaylar, bize bir kez daha barışın ne kadar değerli olduğunu hatırlatmalıdır.
Vicdanların da küreselleşmesi dileğiyle..