Bulutlarda yürüyorum, gökyüzünü arşınlıyorum. Rüzgarla şarkılar söylüyorum... Gözlerim kapalı... Kendimi rüzgarın ahengine kaptırdım... Artık hiçbir şeyden yara almayacağını ve hiçbir şey için üzülmeyeceğini anladı bu kuş.

İçimin huzuruyla tüm gökyüzünü baştan sona dolaştım. Dilimde tek bir şarkı, kalbimde tek bir sıcaklık. Ne bir sınır var ne bir uç nokta... Ne bir engel ne de hüzün. Kanatları paramparça olmuş omuzlarında hüzünler taşıyan, yaşayıp yaşamadığını hissedemeyen o kuş, adeta hayata bağlandı. Eskisi gibi yaralı değil, kanatları sapasağlam. Yeniden uçmaya, gökyüzünde özgürce süzülmeye başladı.

Ben uçmayı yeniden öğrenen ve uçmayı asla bırakmayacak bir kuşum.

Kanatlarım en güvenli yerim, kalbim sıcacık ve dumanı tüten evim...

Bu dünyadaki en güzel şeye sahipti kuş. Rüzgarın içinden geçip aşkını tüm diyarlara aktarmak istiyordu. Bulutlara tırmanıp avazı çıktığı kadar bağırmak, tabiat ana'nın kollarında mutluluk gözyaşları dökmek istiyordu. Çok değişmişti o kuş. Yıllar ve yollar onu hiç olmadığı kadar değiştirmişti. Ve ışığı görmüştü. Daha önce hiç görmediği gözlerini kamaştıran o turuncu ışığı... Güneşi görmüştü kuş... Sıcaklığını. Sevmenin ne demek olduğunu belki ilk kez hissetmişti. Çünkü o kuşu hiç kimse böylesine güzel sevmemişti. Bu dünya üzerinde güneşe denk başka bir varlık yoktu. Çünkü güneşi gördüğü gün, bilinmeyen bir okyanus esintisi oturmuştu ruhuna. Ferahlamıştı, kalbine yağmurlar yağmıştı bir anda. Gözleri daha net görür olmuştu. Gökyüzü evi olmuştu. Güneşi ise onun tek sıcaklığı ve tüm sevgisi... Batmayan bir güneşti o... Gece kaybolsa dahi ışığıyla mutlaka ona yol çiziyordu... Kuş, onun ışığıyla tüm okyanusları aşabilir, istediği an yağmurlar yağdırabilir, tüm kurak toprakları yeşile boğabilir, bulutlardan sayısız evler yapabilirdi... Çünkü öylesine yüce ve güçlü hissediyordu kendini. Bu hissi seviyordu, gökyüzünü aşka boyamak istiyordu. Güneşinin kıvrımlarına sığınıp orada huzur buluyordu o kuş... Dünya dönmekten vazgeçse bile o kuş sevdiğinin kalbine uçup orada yuvasını ve huzurunu bulacaktı...