Çocuk işçiliği; çocukların, çocukluklarını yaşamasına engel olan eğitim ve temel haklarından mahrum bırakan ve dolayısıyla sağlıklı fiziksel ve zihinsel gelişmelerini engelleyen zararlı işler olarak tanımlanmaktadır.

Çocuklar için zihinsel, fiziksel, toplumsal ya da ahlaki açılardan tehlikeli ve zararlı işler; okula düzenli devam etmelerini engelleyerek eğitimlerini kısıtlayan işler; okullarından erken ayrılmalarına neden olacak işler ya da aşırı uzun süren ve ağır olarak nitelendirilen işler çocuk işçilik kapsamına girer.

Çocuğun veya ergenlik çağındaki kişinin sağlık ve kişisel gelişimine zarar vermeyen, okul hayatını aksatmayan işlere genellikle olumlu olarak bakılır. Evde anne – babaya yardımcı olacak işlere katılmak, aile işletmesinde belirli işler yapmak ya da tatil dönemlerinde çalışmak gibi işler çocuğa çeşitli beceri ve deneyimler kazandırır. Bu tür görevler çocuğu yetişkinliğe hazırlamaya da yardımcı olur. Ancak tüm bu işlerde önemli olan çocuğun ya da ergenin eğitim hayatının olumsuz etkilenmemesi ve çocuğu ya da ergenin zarar görmemesidir.

Çocuğun hayatını tehlikeye sokan, fiziksel, zihinsel ve ahlaki olarak çocuğu olumsuz etkileyen işler tehlikeli işler olarak nitelendirilir.

• Çocukların alım- satımı; askeri çatışmalarda zorla kullanılması, zor kullanılarak çalıştırılması

• Pornografik yayınlarda çocuklardan faydalanılması

• Uyuşturucu madde ticareti gibi yasa dışı faaliyetlerde çocukların kullanılması gibi çocuğun hayatını her yönden olumsuz etkileyen, zarar veren işler tehlikeli iş kategorisine girer.

Uluslararası Çalışma Örgütü'nün 2020 yılı verilerine göre Dünya'da yaklaşık 160 milyon çocuk işçi bulunmaktadır. Bu çocukların yaklaşık yarısı tehlikeli işler kategorisinde yer alan işlerde yasa dışı olarak kullanılmaktadır.

Çocuk işçiliğinin bölgelere göre dağılımına bakıldığında; Afrika ve Asya – Pasifik Bölgesi ilk sırada yer almaktadır.

Sektörel dağılımda ise tarım, çocuk işçiliğinin en yaygın olduğu alandır.

Ülkemizde İş Kanunu'nda 14 yaşını doldurmuş çocukların çalışmasına izin verilmektir. Ancak burada çocuğun eğitim hayatının riske girmeden, tehlikeli olmayan hafif işlerde çalışması şartıyla ve Milli Eğitim Bakanlığının kontrolü ile olacağı belirtilmektedir. Yapılan araştırmalara göre ülkemizde çalışan çocukların ağırlıklı olarak eğitimlerine devam ettiği ancak yaşları arttıkça okula devam etme durumlarının azaldığı görülmektedir.

Araştırma sonuçlarına göre ülkemizde, çocukların çalışmasındaki en büyük neden hane halkına destek olmaktır.

Özellikle ülkemizdeki göçmenler nedeniyle kayıt dışı çalışan çocukların varlığı ve bu çocukların sayısının tespiti de önemli bir sorundur.

İşyerlerinin denetimlerinde çocuk işçi özelinde denetimler yapılması, denetim yapan kurum ve kişilerinin bu konu hakkındaki duyarlılığı son derece önemlidir.

Ailelerin çocuklarından maddi olarak eve destek olmasını beklemesi, küçük yaşta onlara sorumluluk yüklemesi, eğitim hayatını geride bıraktıracak faaliyetlere yöneltmesine neden olmaktadır.

Çocuk işçiliği temelinde bir insan hakları sorunudur. Çocukların her anlamda sağlıklı bireyler olarak yetişebilmesi için toplumdaki tüm kesimlere başta aileler olmak üzere önemli görevler düşmektedir.