Devletler yapması gereken kamu hizmetleri için gerekli harcamaları esas itibariyle yönettiği toplumu oluşturan vatandaşlardan zorunlu ve karşılıksız olarak topladıkları ödemelerden sağlarlar. Vatandaşlardan ülke düzeyinde zorunlu ve karşılıksız olarak toplanan bu ödemeler gerek doktrinde gerek uygulamada zorunlu tasarruf olup 'vergi' adı altında tanımlanırlar.

Vergiler vatandaşların elde ettiği kazanç ve iratlardan, sahip oldukları servetlerden ya da yaptıkları harcamalar esas alınarak yapılan hesaplamaya göre devlete ödenir.

Vergilerin ihdas edilmesi devletin yapılanma, örgütlenme ve ekonomik bünyelerinin yapısına göre ülkelerin yasal düzenlemelerle geliştirdikleri vergi sistemlerine göre oluşur. Devletlerin zaman içinde bünyelerinde meydana gelen değişiklikler ve ortaya çıkan harcama ihtiyaçları uyguladıkları vergi sistemlerini büyük ölçüde etkilemektedir.

Özellikle vergilemeye esas alınan kazanç ve iratlar, servetlerin yapısı ve bunların miras olarak mirasçılara intikal etmesi yanı sıra ürettikleri ve/veya tükettikleri mal ve hizmetlerin nitelikleri ile nicelikleri ülkenin ekonomik ve sosyal yapısına sıkı bir şekilde bağlıdır. Bu nedenle ekonomi alanında ülkelerin gelişme sürecindeki aşamaların vergiyi doğuran olayların neden ve sonuç ilişkilerine etkisiyle yaşanan değişim vatandaşların kamu harcamalarına katılmasına ilişkin vergi yükünün adil dağılımını engellemektedir. Bu nedenle vatandaşlar arasında vergi adaleti sağlamak için mevcut vergi sisteminin iyileştirilmesi ve/veya yeniden düzenlenmesi ya da yeni vergilerin ihdası zorunlu olmaktadır.