Bu yılın başına kadar iş hayatında yıkım düzeyinde etkinin dijitalleşme teknolojisinden kaynaklanacağı öngörüsü gündemin başında geliyordu. Geride bıraktığımız 5 ay içinde yıkıma doğru yol alan gerçek değişimin gerekçesi COVİD-19 oldu.

Dünya ekonomisinde ve ulusal ekonomilerde yaşanan daralma, şirketlerde ortaya çıkan zorunlu doğan işsizlik ya da ücretsiz izin kullandırma konusunda şu ana kadar hiç kimseden ses çıkmadı.

Her ülkeden devletlerin aksayan ekonomik sisteme katkıda bulunan destek politikaları, Merkez Bankalarının karşılıksız para basarak para piyasalarında sağlanan genişleme şikayetlerin seslendirilmesini önledi. Kuşkusuz düzenin değişmekte olduğu gerçeğinin açıkça yaşanması nedeniyle yeni düzende işsiz kalma korkusu da etkili oldu.

Bu süreçte vergi yükümlülüklerinde ve ödemelerde sağlanan ertelemeler de kargaşanın sönmesinde çok etkili oldu. Ancak normalleşme yolunda adımlar atılmasıyla birlikte vergi ödemelerindeki ertelemelerin ödenmesi takvimi işlemeye başladı. Bir aksilik olmaz ve normalleşme süreci işlerlik kazanırsa ertelenen vergilerin vadesi geldikçe piyasalarda bir daralma veya vergiyi ödemekten kaçınma olguları yaşanacaktır. Eğer normalleşme ihtiyaç duyulan nakit akışlarını sağlayamazsa normal vergi yükümlülüklerinin etkisiyle COVİD-19 sürecinde yaşanan sessizlik bozulacak iş dünyasının itirazları seslendirilmeye başlanacaktır.

Vergi sistemine itirazlar tüm ülkelerde yaşanırsa bir ülkenin vergi siteminde yapılacak değişiklik diğer ülkelerin vergi sistemlerini zorlayacak ve değişiklik yapılması gereği duyulacaktır. Bu nedenle ülkemizde vergi sisteminin yeni düzene ve yaşamın yeni koşullarına göre gözden geçirilerek revize edilmesi çalışmaları başlatılmalıdır.