Otizm Spektrum Bozukluğu kapsamında değerlendirilen Asperger Sendromu'nu diğer otistik spektrum bozukluklarından ayıran en önemli belirtinin semptom şiddetinin daha az olması ve konuşma gecikmelerinin görülmemesi olduğu belirtiliyor.

Görülme sıklığı binde 4 olarak saptanan ve erkek çocuklarında kız çocuklarına oranla daha sık rastlanan Asperger Bozukluğu, otizm spektrum bozukluğu kapsamında değerlendiriliyor. Asperger Bozukluğu'nda diğer otistik spektrum bozukluklarından farklı olarak konuşma becerisinde genellikle gecikme görülmediğini belirten Özel Moodist Hastanesi'nden Psikiyatrist Rümeysa Alaca, 'Bu çocuklar, zamanında kazanılmış konuşma becerisine sahip olsalar da monotonluk, tekrarlayıcı kelimelerin kullanımının yaygın olması nedenleri ile problemler yaşarlar. Bunun yanı sıra, Asperger Bozukluğu olan çocuklar, konuşurken genellikle jest ve mimiklerini kullanmazlar. Karşı tarafa duygularını aktaramadıkları gibi diğer insanların duygu ve düşüncelerini de anlamakta zorlanırlar. Genellikle yaşının üzerinde, küçük bir profesör gibi fakat duygudan yoksun konuşmalar yaparlar. Sağlıklı arkadaş ve kardeş ilişkileri kuramaz, grup oyunlarına katılım gösteremezler. Daha çok yalnız olmayı tercih eder, mecazi söylemleri anlamaz ve koordinasyon problemi yaşadıklarından dolayı sakarlık gösterirler' diyor.

Asperger Bozukluğu'na sahip çocukların sınırlı ilgi alanları olduğunu belirten Alaca şöyle devam ediyor: 'Sınırlı ilgi alanları ve takıntılı bir şekilde devam eden aktiviteleri özel yetenekleri haline dönüşebilir. Bu nedenle, bu çocukların çoğunda özel ilgi duydukları bir ya da birkaç alan gözlemlenir. Örneğin, Asperger Bozukluğu olup da farklı dillere ilgi duyan bir çocuk, özel bir ders almasa da ilgi duyduğu dili detaylı bir şekilde öğrenebilir ya da tamamen kendine ait bir alfabe ve dil geliştirebilir.'

Asperger Bozukluğu'na sahip çocukların normal gelişim gösteren çocuklarla aynı ortamda eğitim görmesi gerektiğini ve bireysel eğitim ile desteklenmesinin oldukça önemli olduğunu belirten Alaca, belirtilerin uzun zaman boyunca çevre tarafından 'asosyal çocuk, tuhaf çocuk' gibi yorumlanması, aile ve çevre tarafından belirtilerin ciddiye alınmamasının tanının geç koyulmasına neden olduğunu söylüyor.

Asperger Bozukluğu'nda mevcut olumlu davranışı pekiştirmek, artı davranışlar kazandırmak için ya da yineleyici davranışların azaltılması, sosyal becerinin arttırılması için yoğun psikoterapi gerektiğini belirten Alaca şöyle devam ediyor: 'Tedavideki temel amaç çocuğun ve ailenin yaşam kalitesini arttırmaktır. Bu nedenle Asperger Bozukluğu'na sahip çocuklara ve ailelerine psikoeğitim verilmesi, çocuğun sosyal becerilerinin desteklenmesi ve geliştirilmesi, kaygılarının ve özel ilgi alanlarının doğru yere kanalize edilmesi tedavide önemli olacaktır. Bu sendrom için kullanılan bir ilaç yok fakat eşlik eden kaygı, depresyon, dikkat eksikliği, davranış sorunları gibi psikiyatrik bozukluklarda doktor kontrolünde ilaç kullanımı gerekebilir. Gelişebilecek psikiyatrik hastalıklara karşı da koruyucu aile ve okul danışmanlığı verilmesi ailenin, yakın çevrenin ve okulun konu ile ilgili yetkin kişiler tarafından bilgilendirilmesi gerekmektedir.'