Yönetim kurulu tartışmalarında, ilk akla gelen soru, ideal bir yönetim kurulunun nasıl olması gerektiğidir. Farklı ülke ve sektörlerde, karşımıza bu ülkelere ve şirketlere özgü kompozisyonlar çıkıyor. İyi işleyen bir yönetim kurulunda, bu gelenekleri bir kenara bırakırsak, ortak nokta, yönetim kurulunun etkinliğinin sağlanması en önemli konu olarak karşımıza çıkıyor. Yönetim kurulu üyelerinin sahip olması gereken yetkinlikleri, yönetim kurulu üyelerinin icrai organlarla olan ilişkileri, yönetim kurulu toplantı sıklığı, toplantı usul ve esasları, yönetim kurulu üyelerinin bağımsızlığı gibi konular yönetim kurulu etkinliği kapsamında ele alınması gereken parametrelerdir.
 

Aile Şirketlerinin Kurumsallaşmasında Yönetim Kurulu

Söz konusu parametreler, dünyadaki firmaların büyük çoğunluğunu oluşturan aile şirketlerinin sürekliliği ve büyümeleri için önem taşıyor.  Bu nedenle, ülkemizdeki aile şirketlerinin aynı olmasa bile bir strateji geliştirerek şirketin sürekliliğini ve sürdürülebilirliğini garanti altına almaları gerekiyor.
 

Bugün ülke olarak en önemli avantajlarımızdan birinin genç nüfusumuz olduğunu, ancak bu nüfusu ekonomik üretim sürecine dâhil etmediğimiz için bu potansiyeli değerlendiremediğimizi ifade ediyoruz. Araştırmalar, aile şirketlerinin kurucu aile büyüklerinden sonra, ikinci veya üçüncü kuşakta varlıklarını sürdürmekte zorlandığını gösteriyor. Bu nedenle, genç bir aile üyesinin önemli bir yönetim kademesine getirilmesi, geleceğin yönetim kurulu başkanının yetişmesi açısından etkili bir stratejiyi gösteriyor.
 

Başarılı bir aile şirketinin en önemli göstergelerinden biri, şirket yönetimi ile aile işlerinin birbirine karıştırılmaması olarak gösteriliyor. Bu bağlamda, ailenin yönetim kurulu toplantılarını, aile meselelerinin görüştüğü toplantılardan ayrı olarak düzenlemeleri, yönetim kurulu toplantılarının belirli bir disiplin içinde yapılması, bu farklılığın önemli bir göstergesidir. Yönetim kurulu toplantılarını planlarken, bu toplantıların belirli bir gündem ile yapılması ve toplantıların aile meselelerinin konuşulduğu toplantılardan ayrıştırılması yönetim kurulu işleyişinin etkinliğine verilen önemi göstermektedir.
 

Yine bu kapsamda, şirketin dışından profesyonel üyelerin yönetim kuruluna dâhil edilmesi, yönetim kuruluna farklı bir bakış açısı getirilip güçlendirilmesi ve bağımsızlığının sağlanması açısından değerlendirilmelidir. Ailenin dışından gelen, işin ehli bir profesyonelin şirketin yönetim kuruluna dâhil edilmesi, aynı zamanda şirketin profesyonel bilgi ve deneyime verdiği önemi de gösteriyor. Bu bakış açısının şirketin liyakate verdiği önemin de bir somut örneği olduğunu ifade edebiliriz.
 

Aile şirketlerinin kurumsallaşması tartışılırken, yanlış bir algı olarak, ailenin işi tamamen profesyonellere devretmesi gerektiği ifade edilebiliyor. Oysa burada önemli olan ailenin bütün işi tamamen profesyonel kişilere terk etmesi değil, tam tersine aile temsilcilerinin işin başında olması, ancak diğer çalışanların işin içine dahil edilmeleri, aile ve profesyonel kadroların bir sinerji içinde, kolektif bir üretim ruhu oluşturmalarıdır.
 

Bu uygulamanın başarılı olması, yönetim kurulunun açık kapı politikasına sahip olması ile mümkündür. İyi uygulamalara baktığımızda, çalışanların değişimi kabul etmesi, bu sürece dâhil olmasının bazı araçları olduğunu görüyoruz. Yönetim kurulunun açık kapı politikası, çalışanların görüş ve önerilerinin yönetim kuruluna doğrudan iletildiği bu araçlardan en etkin olanlarından biridir.
 

Kurumsal Aile Şirketlerinin Ülke Ekonomisine Etkisi

Ülkemizde faaliyet gösteren firmaların büyük çoğunluğu aile şirketlerinden oluşuyor. Dolayısıyla bütünsel bir ekonomik kalkınma hamlesi için bu şirketlerin de bir değişim ve dönüşüm sürecine girmesi gerekiyor. Aile şirketlerinin, işletmenin yapısı, faaliyet gösteren sektör, ailenin davranış biçimi, iş görme tarzı, aile ve profesyoneller arasındaki ilişkiler, firma içi ilişkiler gibi özellikler açısından farklılık gösterdiğini biliyoruz.  Bu nedenle, bu şirketlerin varlıklarını kuşaklar boyunca devam ettirmeleri veya büyümeleri için bir “reçete” oluşturmak mümkün değildir. Ancak böyle bir ortak reçeteden bahsetmezsek de önceki paragraflarda sıraladığımız kurumsal yönetim uygulamaları aile şirketlerinin başarısı için bir yol haritası olabilir.
 

Bu uygulamalar, aile şirketlerinin başarılı olması, karşılaştıkları krizleri çözmesi, rekabetçi bir yapıya kavuşmaları ve bunlarla bağlantılı olarak sürekliliklerini sağlamalarına vesile olacaktır.
 

Bir aile şirketinin başarısını gösteren en önemli göstergelerden biri, bu şirketin faaliyetlerini yerine getirirken; büyüme stratejilerini uygularken, aile reisine, patrona, lider yöneticiye veya önemli çalışanlara bağımlı olmamasıdır. Bu da ancak etkin bir yönetim kurulu ile mümkündür. Bu etkin yönetim kurulunu kurmak da şirketin kendi geliştirdiği özel bir politika ile mümkün olacaktır.
 

Uzun lafın kısası;

Ekonomimizin omurgasını aile şirketleri oluşturuyor. Dolayısıyla aile şirketlerindeki olumlu değişim hamlelerinin ekonomide bir çarpan etkisi olacaktır. Bu değişim dinamiğinin başlayacağı en önemli organlardan biri şirketin yönetim kurulu olacaktır. Şirket yönetici ve liderinin bu konudaki olumlu adımı iyi uygulama örnekleri olarak karşımıza çıkacaktır.