30 Ağustos Zafer Bayramı, ulusal bayramlarımızdan biridir. Ulusal bayramlarımız övünç ve gurur günlerimizdir. 30 Ağustos Zaferi, yurdumuzu işgal eden el koyucuların, sömürgenlerin ve emperyalist güçlerin uşaklarının yurttan kovulduğu çok önemli bir gündür. 30 Ağustos Zaferi'nin önemini anlayabilmek için geçmişe bir göz atmak gerekir.

Geçmişte yaşananları anımsamak ve unutmamak gerekir. Çünkü, 'geçmişi tarih anlatır ve tarih, toplumun geçmiş yaşamıdır, Onun durumunu, geleceğini belirleyen en güçlü etmendir(Prof. Dr. Halil İnalcık).' Geçmişini iyi bilmeyen, geleceğine yön veremez. Bunun için geçmişte yaşananları anımsamakta büyük yarar vardır.

I. Dünya Savaşı'nda ordularımız, Çanakkale'de, Sarıkamış'ta, Muş'ta, Suriye'de ve Yemen'de düşmana baş eğdirmiş; ama korkak yöneticiler, yurdu korumak için çaba harcamak yerine, ağır koşulla Mondros Silah Bırakışması'nı imzalamıştır. Bu anlaşmaya göre el koyucular, ordumuzu dağıtmış, silahlarını teslim almış, ülkenin hemen her noktasını işgal etmişlerdir. Diğer yandan emperyalistlerin uşağı Yunan güçleri İzmir'e asker çıkarmış; Aydın, Bursa, Uşak yönünde ülkeyi işgale başlamıştır. Her girdikleri yerde cana kıymışlar, zulüm etmişlerdir.

Devletin yöneticileri, kendi çıkarları ve saltanatını korumak için işgalci güçlerle işbirliğine girişmişler; yurdu kurtarmaya çabalayan Atatürk ve arkadaşları için ölüm fermanları yayımlamışlardır. Daha kötüsünü de yapmışlardır, Türk ulusunun, Türk yurdunun ölüm fermanı olan Sevr Antlaşması'nı imzalamışlardır.

Türk ulusu Atatürk'ün önderliğinde ayaklanmış, yurdunu, özgürlüğünü, bağımsızlığını korumak için silaha sarılmış ve Kurtuluş Savaşı'nı başlatmıştır. Bir yandan Erzurum, Sivas Kongreleri ile ulusu örgütleyen Atatürk, diğer yandan düzenli bir ordu kurmaya çalışmıştır.

Yeni ve genç ordumuz, tüm olanaksızlıklara karşın, İnönü'nde, Sakarya'da, Antep'te ve Doğu Cephesi'nde düşmanlara gereken dersi vermiştir. Sıra Emperyalistlerin maşası, uşağı olan Yunan güçlerini ülkeden çıkarmaya gelmiştir. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa (Atatürk), tüm hazırlığını gizlice tamamlamıştır.

26 Ağustos sabaha karşı, topların çelik ağzı çaldı hücum marşı. Topçularımızın ateşi karşısında şaşkına dönen yunan güçleri sağa sola kaçışmaya başladı. Piyadelerimiz, süvarilerimiz, düşmanı sardı. Kısa sürede tüm tepelere Türk bayrağı dikildi. 28 Ağustos'ta Yunan güçleri dağıldı, 29 Ağustos'ta Türk çemberi iyice daraldı, düşman şaşkına döndü. 30 Ağustos sabahında Başkomutan:

Uzattı ellerini, gösterdi hedefini:

Ordular! İlk hedefiniz, Akdeniz.

İleri!...

Bu buyruğu duyan piyadeler, atlılar, topçular şaha kalktı birden, atıldılar Dumlupınar'dan İzmir'e doğru. 9 Eylül 1922 günü şanlı ordumuz, güzel İzmir'e girdi ve Konak'taki göndere Türk bayrağı çekildi. 10 Eylül günü İzmir'e geldi, Batı Anadolu düşman çizmesinden kurtarılmıştı.

Türk ordusu Çanakkale ve İstanbul Boğazlarına doğru yürüyünce, dönüş yollarının kapanacağını gören işgalciler, Mudanya Silah Bırakışması'nı imzalamak zorunda kaldılar.

30 Ağustos Zaferi'nin ardından çağdaş devletin yapılanmasına sıra geldi. 1 Kasım 1922'de saltanat kaldırıldı. 24 Temmuz 1923'te Lozan Barış Antlaşması imzalandı. Böylece tüm dünya yeni Türk devletini tanımış oldu. 13 Ekim 1923'te Ankara başkent oldu, 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet ilan edildi.

3 Mart 1924'te Halifelik kaldırıldı, medreseler kapatıldı, Öğretim birliği gerçekleştirildi, Öğretim birliği, Türkiye'nin laik eğitim sistemini oluşturdu. 24 Ağustos 1924'te tekkeler, türbeler kapatıldı. Böylece bilim ve inanç özgürlüğünün önü açıldı. Çağdaş bir toplum, çağdaş bir devlet yaratmak için hızla devrimler ve yenilikler gerçekleştirildi.

Çağdaş ve laik Türkiye Cumhuriyeti için 30 Ağustos, çok büyük bir önem taşır. 30 Ağustos, sömürgenlerin, el koyucuların ve uşaklarının yurttan kovulduğu gündür. 30 Ağustos Zaferi, Türk bağımsızlığını, özgürlüğünü sağladığı gündür. 30 Ağustos, kurtuluş günüdür, ordularımızın, ulusumuzun başarı günüdür. 30 Ağustos, Türk gücünün dünyaya gösterildiği gündür.

30 Ağustos Zaferi, Türk ulusunun bağrından çıkmış, yurt sevgisiyle, bağımsızlık ve özgürlük aşkıyla dolu kahraman ordumuzun ve onun değerli komutanları ve Atatürk sayesinde kazanılmıştır. Bu nedenledir ki ulusumuzun gözünde Türk silahlı kuvvetlerinin önemi, değeri çok büyüktür. Ulusumuzun ordumuza güveni tamdır. Ordumuz, her türlü iç ve dış tehlikelere karşı yurdumuzu ve ulusumuzu korumakla görevlidir.

Atatürk diyor ki: 'Ulusal ordu, ulus birliğinin ve devlet varlığının en göze çarpan örneğidir. Ordu dışarıya karşı devletin varlığını temin eder, içerdeki büyük düzensizliği ve güvensizliği ortadan kaldırır. Ordu istemeyen ve ordunun yüklediği maddi ve manevi özveriyi göze alamayan bir ulus, tutsaklık zincirini kendi eliyle boynuna geçinir. Sağlam bir devlet yaşamı için ordunun gerekliliğine kanıt aramak gereksizdir.'

Yüce Türk ulusu, 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun. Yaşasın Atatürk Cumhuriyeti. Yaşasın özgürlük ve bağımsızlık. Yaşasın Türk ulusu. Yaşasın Türk ordusu!