Bu satırların yazıldığı sıralarda, başta İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı sayımları olmak üzere, itiraz nedeniyle açılan bazı seçim sandıklarının sayım sonuçları belirlenmemişti.

İtiraz üzerine yapılan sayımların bir kısmı seçim hukuku ve seçim süreci kapsamında doğal yapısı içinde başladı ve süreç devam ediyor. Ancak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı sonuçlarıyla ilgili süreç, doğal olmaktan çok, yakın zamanda siyasi hayatımızda yaşanacak değişikliklere dikkati çeken nitelikte yürütülüyor. Seçim sonuçlarının CHP Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu lehine gerçekleşmesi olasılığı iktidarın üst yöneticileri tarafından sandıklar açılmadan hissedilmeye başlanmıştı. Bu nedenle AK Parti adına seçim stratejisini ve sonrasını yönetenler önlemlerini, kademeli olarak almaya başladılar. Önce Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan'ın İstanbul'dan ayrılmadan evvel Cumhurbaşkanlığı forsu altında kucaklayıcı ve toparlayıcı bir konuşma yapması sağlandı. Sandık sonuçları açıklandıkça oyların akışı İmamoğlu'nun kazanacağını hissettirince, sayın Binali Yıldırım'ın az farkla da olsa önde olduğu sırada açıklama yaparak seçimi kazanmak üzere olduğunu, kazandığını söyledi.

Bu süreçte sayın Muharrem İnce'nin Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında eleştirildiği, açıklama yapmaması olgusu sonuçlarının benzerini yaşamamak için sayın İmamoğlu atik davranarak önde olduğunu açıkladı. Bu açıklamanın ardından Anadolu Ajansı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi sonuçlarının ekranlarda donması, sayın İmamoğlu'nun açıklamalarında inandırıcılık algısını pekiştirdi. Bundan sonra yaşananları hepimiz biliyoruz. İtirazlar ardı ardına gelmeye başladı. Seçim hukukunda yorumlar alışılagelmiş uygulamalar dışına çıktı. Sandık başında itiraz olmadığı halde, eski teamüllere aykırı olarak sandıkların tekrar açılması kararları Yüksek Seçim Kurulu'ndan alınmaya başlandı.

Seçimin ertesi günü İstanbul'un her yerinde sayın Cumhurbaşkanının ve sayın Yıldırım'ın resimlerini içeren 'Gönül Belediyeciliği kazandı' ibaresini taşıyan teşekkür pankartları, CHP yönetimini hareketlendirdi. Zaten bir gün önce (Pazar akşamı) Anadolu Ajansı'nın bilgi akışı durunca CHP Genel Başkanı sayın Kılıçdaroğlu yaptığı açıklamada, İstanbul'da iyi kokular almadıklarını belirterek, CHP Merkez Yürütme Kurulu ile hukukçularını İstanbul'a gönderdiklerini ve seçimle ilgili görevlendirdiklerini belirtti.

Pazartesi ve Salı günü sayın İmamoğlu sürekli basına açıklamalarda bulundu. Bu arada AK Parti yöneticileri ise sayımların hatalarını örneklerle vermeye başladı. Bu kez itirazla ilgili sayımlar bitmeden sayın İmamoğlu Ankara'ya gitti. İtirazların bitiş saati olan tam saat 15'te Anıtkabir'i ziyaret etti. İmamoğlu, Misaki Milli'de Anıtkabir Özel Defterine duygularını yazarak, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak imza atması, AK Parti yöneticilerinin sert açıklamalarına hedef oldu. Bu konuda tartışmalar ve eleştiriler sayın Cumhurbaşkanı ve sayın Yıldırım olmak üzere AK Parti yöneticilerinin gündemini oluşturdu. Bu satırların yazıldığı ana kadar yapılan sayımlarda ortaya çıkan değişiklikler daha önce belirlenmiş sonucu değiştirecek düzeyde gözükmüyordu.

Bu konuda gerek CHP kanadında gerek AK Parti kanadındaki gerekçeleri başka bir yazıda analiz ederek tartışırız. Ancak şu ana kadar çıkan söylemlere dayanarak şu iki konuda değişim beklememiz söz konusu olabilir:

1- Cumhur İttifakı Bakanlar Kurulu düzeyinde ete, kemiğe bürünür.

2- Yerel yönetim seçim sisteminde ve özellikle büyükşehirlerde yerel yönetimlerin yapılanmasında Cumhur İttifakı Partilerince gündeme getirilen değişikliklerin gerçekleştirilmesi için yasal düzenlemeler yapılabilir.