Enflasyon her ay yükseliyor, fiyatlar artıyor. Sayın Cumhurbaşkanı ile Sayın Maliye ve Hazine Bakanı tedbir olarak tanzim satışlarının devreye gireceğini her fırsatta söylemeye başladılar. Türkiye'de fiyatların artması, tanzim satışları gerçekleştirilerek engellenmeye çalışılıyor.

Tanzim satışları 1970'li yıllarda, başta İstanbul ve İzmir belediyelerinin fiyat artışlarını kontrol altına alabilmek ve halkın gıda ihtiyacını ucuz fiyatlarla karşılamak için başvurdukları bir yöntemdi. İstanbul Belediyesi biraz daha ileri gitmiş, bugünkü Migros'un önemli hissedarlarından birisi olarak meyve ve sebze fiyatlarını dengelemek üzere kurucuları arasında yer almıştır.

Tanzim satışları sisteminin tekrar kurulmak istenmesi, serbest piyasa ekonomisinde dar gelirli vatandaşları korumak amacıyla başvurulan bir yöntemdir. 70'li yıllarda büyük kentlerin dışındaki diğer kentlerde tanzim satışlarının oluşturulmasına ihtiyaç yoktu. Çünkü o şehirlerde ve kasabalarda kurulan halk pazarları bu ihtiyacı karşılıyordu.

Yazımın başlığını 'Tanzim Satışı Nostaljisi' koymamın nedeni o yıllarda yaşanmış ve sona erdirilmiş olan bu uygulama, işleyen düzenin artık refah düzeyinin artmasına göre yapılanması olarak anlatılmıştı…

Aslında bugün, tanzim satışlarından söz etmek, Türk ekonomisinin halkı etkileyen sorunlarının kronikleştiğinin işaretidir. Bu şunu gösteriyor: Tanzim satışları ihtiyacı, fiyatların dar gelirliye yansıyan yapısının artık kontrol edilemeyeceğini gösteriyor. Piyasadaki bu sorunun kronikleşmesinin nedenlerini araştıracak olursak, sorunun hayvancılık sektörünün yok edilmesiyle başladığını görürüz. Hayvancılık sektörünün yok olması ve bu nedenle et fiyatlarının artması konusu, başlı başına ele alınması gerekmektedir. Pazara yansıyan yüksek fiyatların oluşumunda hayvancılığın etkisini incelemek ve et fiyatları yanı sıra tarıma dayalı üretimin maliyetlerini azaltmak konusunu ele almak gerekir.

Hayvancılık sektörü yok olunca, tarım sektörünün maliyetlerini azaltan hayvan yemi talebi azalmıştı. Bilindiği gibi hayvanlara verilen yemlerin bir bölümü tarım sektöründeki bozuk ürünlerden veya posadan elde edilir. Bu da tarım ürünlerinin maliyetlerini azaltan bir faktördü. Bu olanak hayvancılık sektörüyle birlikte yok olmaya başlayınca maliyetlerdeki doğal düşüş ortadan kalktı. Süreç içinde yurtdışından tarım ürünleri ve gıda ithalatı artmaya başladı. Bu durum tarım fiyatlarının dövize endeksli olarak belirlenmesinin yolunu açtı. Tarım teknolojisindeki değişim ve ulaşım enerji girdisine ihtiyacı arttırdıkça maliyet enflasyonu yükselmeye devam ediyor.

Gerek ithalat fiyatlarındaki artış gerekse Türkiye'de üretilen malların ulaşım ve üretim girdilerindeki dövize dayalı enerji maliyetlerindeki artış, tarım ürünlerinin fiyatlarının belli bir yükseklikte kalmasına neden oldu.

Bu gerçekler var oldukça tanzim satışlarıyla fiyatların düşmesini sağlayacak köklü bir çözüm bulmak zordur. Geriye dönük nostaljisi kulağa hoş gelebilir. Ama geleceği kontrol altına alamaz.