Bazı insanlar için özgün olmak, kendi fikirlerini, hislerini ve isteklerini olduğu gibi ifade edebilmek büyük bir korku kaynağıdır. Uzman Klinik Psikolog Aslı Kanizi Uysal, Çünkü diyor: “Özgünlük, yalnızca kendini göstermek değil, aynı zamanda tüm kusurlarınla görünür hale gelmektir. Kimi zaman geçmişten gelen bastırılmış duygular, çocuklukta yaşanan travmalar ya da aile ve yakın çevrenin yönlendirdiği katı kurallar, bireyin kendi kimliğini oluşturmasını zorlaştırır.”
Bu durumun, bireyin zamanla kendi isteklerinden uzaklaşmasına, başkalarının beklentilerine göre şekillenmesine ve en sonunda kendi özgün benliğini kaybetmesine neden olabileceğine vurgu yapan Aslı Kanizi Uysal, ancak kim olduğumuzu kabullenmek ve kendi sınırlarımızı çizebilmek, ancak bu korkularla yüzleşerek mümkün olabileceğini söylüyor ve şöyle devam ediyor:
Çocukluk ve ergenlik döneminde insan, çevresinden öğrendiği kalıplarla kimliğini inşa etmeye başlar. Aile içindeki dinamikler, eleştirilme korkusu, onaylanma ihtiyacı ya da yaşanan duygusal travmalar, bireyin zamanla kendisini ifade etmesini zorlaştırabilir. Eğer bir çocuk sürekli eleştirildiyse, duyguları görmezden gelindiyse veya aşırı korumacı bir ortamda büyüdüyse, hata yapmanın kötü bir şey olduğuna inanarak yetişkinliğe adım atar.
Bu durum, bireyin sürekli kendini kontrol etmesine, hata yapmaktan kaçınmasına ve en önemlisi ‘hayır’ diyememesine yol açar. Kendi kararlarını almakta zorlanan kişi, başkalarının yönlendirmelerine daha fazla ihtiyaç duyar. Özgün benliğini göstermek yerine, kabul görmek için kendini bastırır.
Ancak bu bastırılmış kimlik, bilinçaltında sürekli varlığını sürdürür. Kaygı bozuklukları, depresyon, özgüven eksikliği ve mükemmeliyetçilik gibi sorunların temelinde çoğu zaman, bireyin geçmişten gelen bu yükleri yadsıması ve kendini olduğu gibi kabul edememesi yatar.
Özgün olmak kolay değildir. Çünkü birey kendi kararlarını aldığında, hata yapabilir ve bunun sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalır. Ancak bu yüzleşme süreci, gelişimin en önemli basamaklarından biridir. Özgün olmak, bir başkası tarafından belirlenen değil, bireyin kendi inşa ettiği bir kimliğe sahip olmasını sağlar.
Peki, özgünlüğü tercih etmek için ne yapılmalı ?
● Geçmişle yüzleşmek: Bastırılmış duygular, unutulmuş travmalar ya da çocuklukta alınan yanlış mesajlar üzerine düşünmek, bireyin kendini tanımasına yardımcı olur.
● Hata yapmayı kabul etmek: Kusurlu olmak insan olmanın bir parçasıdır. Hata yapmak, gelişim için bir fırsattır ve bireyin kendini keşfetmesine olanak tanır.
● Onaylanma ihtiyacını sorgulamak: Kendi doğrularını belirlemek ve başkalarının beklentilerinden sıyrılmak, bireyin kendisiyle daha sağlıklı bir ilişki kurmasını sağlar.
● Kendi sınırlarını belirlemek: ‘Hayır’ demek ve kendi isteklerini ifade edebilmek, bireyin özgün kimliğini inşa etmesine yardımcı olur.