Mutsuzluk, kişinin kendini huzursuz, memnuniyetsiz ve umutsuz hissetme halidir. Kişiler stres, kayıp, gelecek kaygısı, yalnızlık, sağlık sorunları, ilişki sorunları, anlamsızlık gibi sebeplerle kendini mutsuz hissedebilir. Yaşantı içinde keyfimizi bozacak konuların sayısı oldukça fazladır. İnsan sosyal bir canlıdır. İlişki kurduğumuz sürece kırılmak, anlaşılmamak, yalnız kalmak insan olmanın bir parçasıdır. diyor Psikolojik Danışman Ekrem Çağrı Öztürk ve şöyle devam ediyor: Mutsuzluktan kaçamayız fakat mutsuzlukla ne yapacağımıza karar verebiliriz. Mutsuzlukta kamp kurmadığımız sürece bu zorlanmaların bizim için öğretici kısmına odaklanabiliriz. Nelerin bizi çok mutlu ettiğini bilirsek mutsuzluğun nereden ve nasıl geleceğini de keşfedebiliriz. Verdiğimiz tepkiler yatırımımızla doğru orantılıdır. Parayı çok önemseyip düşünüyorsak paranın varlığında sürekli onu koruma çabasına girerek kaygılanabilir yokluğunda ise keyifsiz, umutsuz ve mutsuz bir yaşam süreceğimizi düşünebiliriz. Neyin bekçiliğini yapıyorsak en çok mutsuz olacağımız alanda orası olur. Korktuğumuz şeylerin başımıza gelmesine vesile olduğumuzun farkında olmayız. Sağlığımıza bir şey olmasından kaygılanırken stresten hastalanmamız veya ilişkimizin bitmesinden aşırı kaygılanırken hayatımızı karşı tarafa adayıp onsuz yaşam sürdüremeyeceğimizi düşünürken ilişkiye alan bırakmayıp karşı tarafın ilişkiyi bitirmesi gibi...
 

Mutsuzluğumuzun sebebini ararken mutlu oluşumuzun sebeplerini aramaktan kaçınırız. Bizi mutlu eden durumları keşfedip hangi anlamları atfettiğimize odaklanmalıyız. Örneğin iş yerinden terfi almanın bizi çok mutlu edeceğini düşünüp gecemizi gündüzümüze katıyorsak terfiyle gelen statünün bizim için anlamını keşfetmemiz gerekir. Kimisi statü ile beraber gücü ele alacağını ancak bu şekilde görüleceğini, duyulacağını veya takdir görüp onaylanacağını düşünebilir. İşi ile çok bütünleşip kendini işine adayan kişi işi olmadan yaşayamayacağını düşünür ve işini kaybettiğinde yıkım yaşayabilir.  
 

Öztürk, neyin bizi mutsuz edeceğini biz karar vermesek te sürekli mutsuz olma haline atfedilen anlamların bir sonucu olarak bakılabileceğini ve hayatta her şeyin başımıza gelebileceğini, güçlü olduğumuz kadar güçsüz ve kırılgan olduğumuzu kendimize hatırlatmalı ve mutsuz olunan şeylerin anlamlarının irdelenmesi gerektiğini söylüyor.