Hasan Sever, edebiyat açısından henüz bakir sayılabilecek bir coğrafyada, Elbistan-Malatya bozkırında geçen Çocukluğun Gölgesi, yine Türkçe edebiyatta yeterince işlenmemiş olan, bozkır insanlarının kültürel birikimlerini kendi çabalarıyla hayatta tutma mücadelesini anlatıyor. Birbirine paralel iki hikâye üzerinden ilerleyen roman, 12 Eylül öncesi yaşanan toplumsal ve siyasal çalkantılarla 78 Kuşağı’nı da ele alıyor.
 

Bir coğrafyayı edebiyat haritasına alan Çocukluğun Gölgesi, köy köy dolaşan Kızılbaş bir derviş ve çırağı ile askerlik sonrası İstanbul’a “kazanç”a giden birinin paralel hikâyeleriyle gelişiyor. Roman, Anadolu bilgeliğinin kuşaktan kuşağa geçiş macerasını, bozkır insanlarının hayata tutunma mücadelesini, bir köy öğretmeninin gönüllü sürgününü, 12 Eylül öncesi yaşanan toplumsal ve siyasal çalkantıları ve 78 Kuşağı’nı konu alıyor.
 

Bozkırda diyar diyar dolaşan bir derviş ve çırağı, geçmişten aldıkları kültürel emaneti sözün büyüsüyle yeni bir zamana taşımaktadırlar. Bugünden yarının düşünü kuran gençler ise yaklaşmakta olan bozkışın telaşındadırlar. Çağ değişmektedir. Dün ve yarın aynı gedikte buluşmuş, dünün inadının üstüne geleceğin gölgesi düşmeye başlamıştır.
 

Hasan Sever, hikâyesini çocukluğun ışığında anlatırken, kapılar büyük, gölgeler uzun ama dünya şuncacıktır.