Biraz zaman geçti aradan lakin tekrar bir yazıyı kaleme alma fırsatını yakalamanın verdiği heyecan ile yazmaya başladım…


Aslında konu birazda bununla ilgili. 'Zaman' ile…


Sevgili okurlar, geldiğimiz noktada birçok şey ile meşgul olur hale geldik. Çoğumuz için başta iş olmak üzere, aile sorumlulukları, eğitim sorumlulukları, sosyal kültürel aktiviteler derken günün nasıl geçtiğini anlamıyoruz. Sonrasında ise genelde bir şeyler eksik kalmış oluyor ya da tam istediğimiz gibi yapamıyoruz ve 24 saatin bize yetmediğinden şikayet ediyoruz.

Gerçekten 24 saat bize yetmiyor mu? Bunu düşünüyor muyuz, günün yetmediği serzenişinde bulunurken?

Aslında bize yetmeyen 24 saat değil, asıl mesele o 24 saati nasıl kullandığımız. Yani bir diğer adıyla 'Zaman Yönetimi.'


Birçok şeyi hızlı yaşarken ve birçok dinamikle aynı anda baş etmeye çalışırken zamanı yönetmeyi çoğumuz atlıyoruz. Bu konuda biraz farkındalık oluştuğu zaman ise git gide zamanı daha iyi yönetmeye başlıyoruz.


Bu yazımda umarım sizlere zaman yönetimi konusunda bir farkındalık oluşturabilirim.


Zamanımızı nasıl harcadığımız konusu çok önemli. Bunun için gün içerisinde yapacağımız işleri planlamalıyız. Öte yandan planladıklarımızın dışında da gelişecek olan durumlar için biraz da zamandan pay bırakmalıyız.
Bir diğer husus ise nasıl harcadığımız ile beraber zamanımızı neye harcadığımız.


İşte yazımızın başlığındaki 'gün 22 saat' burada anlam kazanmaya başlıyor. Birçok işi yapıyoruz. Belki çalışıyoruz, belki eğitim ile ilgileniyoruz, belki sosyal hayatımıza zaman ayırıyoruz belki de kültürel aktivitelerde bulunuyoruz. Hepsi birbirinden önemli ve değerli. Tabii ki bunları önem sırasına göre önceliklendirmek, zamanı daha verimli kullanmamıza olanak sağlayacak.


Amaaa en önemli hususa geldik, günümüzü 24 saat olarak değil 22 saat olarak planlamalıyız. Peki geriye kalan 2 saat?


İşte o 2 saat sizin zamanınız. Her gün ne pahasına olursa olsun mutlaka kendinize 2 saat ayırın. Ama bunu özel zaman olarak ayırın. O iki saat içerisinde ya sevdiğiniz bir şey ile uğraşın ya sadece dinlenin ya sadece müzik dinleyin ya da sevdiğiniz birisi ile sohbet edin. Ama o iki saat içerisinde; gündelik meşgalelerden tamamen uzaklaşın (tabii ki zihin olarak.) Bunu her gün uygulamak zor derseniz o zaman gün aşırı 4 saat ayırın. Bunu yapmak ilk başlarda zor gelebilir ama rutine bindiği zaman inanın zihninize o kadar iyi gelecek ki… Bunu uyguladıktan sonra diğer işlerinizde de verimliliğinizin arttığını göreceksiniz.


Biz toplum olarak kendimize özel zaman ayırma konusunda biraz fedakarlık ediyoruz. Etmemek lazım. Eğer daha keyifli ve verimli zaman geçirmek istiyorsanız bunu yapmalısınız.


Benim bir süredir uyguladığım ve zamanımın daha verimli olduğunu gördüğüm bir yöntem bu.


Hepinize faydalı olmasını umut ediyorum.


Bir sonraki yazıda buluşmak dileğiyle.


Sağlıkla ve mutlulukla kalın…