Osmanlı İmparatorluğu, çok milletli bir yapıya sahipti. 19. yüzyılda bozulan devlet sistemi ve otoritesi, beraberinde isyan ve ayrılıkları getirdi. İmparatorluğa karşı ilk isyan eden 1804 yılında Sırplar, ilk olarak bağımsızlığını kazanan ise 1829 yılında Yunanistan oldu.
ASILSIZ İDDİALAR
Osmanlı coğrafyasında çok sayıda isyan gerçekleşti. Belki de en sancılı süreç Ermeniler ile yaşandı. Yüzyıllarca sadık millet olarak kabul edilen Ermeniler; milliyetçilik akımlarının etkisi, yabancı devletlerin kışkırtması ve Ermeni kilisesinin yoğun faaliyetleri ile defalarca isyan etmişlerdi. Süregelen durum, Ermeniler ile ilgili olarak 1915 yılında zorunlu bir tehcir kararı verilmesine neden oldu.
Tehcir kararı öncesinde yaşanan isyanlar, tehcir kararı ve tehcir sırasında Ermenilerden hayatlarını kaybedenlerin olması, günümüzde de devam eden tartışmaları ve asılsız iddiaları beraberinde getirdi. Tarihi belgelerin net olarak ortaya koymasına rağmen, Ermenilere sözde soykırım uygulandığına ilişkin bir algı oluşturmak ve bu yolla Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Tarihi üzerinde baskı yaratmak için maalesef yüz yılı aşkın bir süredir faaliyetler devam ediyor.
VERGİ İSYANLARI
Ermeni meselesi etnik temelli ve siyasi bir mesele. Bununla birlikte, devlet otoritesine bir başkaldırı aracı olarak vergi ödememe eğilimi Ermenilerde de görüdü.
Osmanlı egemenliğine girdiği 1515 yılından itibaren küçük hadiseler yaşanmakla birlikte, Ermenilerin ilk büyük ve uzun süreli isyanları, 1780 yılında Kahramanmaraş Zeytun'da gerçekleşen vergi isyanıdır. Bu isyanın, siyasi ve etnik niteliği yoktur. Sonraki süreçte ise, vergiye karşı gösterilen direnç, siyasi ve etnik isyanlarla birleşmiş ve tamamıyla silahlı mücadeleye dönüşmüştür. Nitekim tehcir kararına kadar ki her isyan hareketinde vergi vermeme eğilimi görülür.
Ermeni meselesi tarihçiler tarafından kapsamlı olarak incelenmiştir. Tarihi olayların bir sebep ve sonuç içinde gerçekleştiği düşünülürse, gerek dünya gerekse Türk tarihinde; siyasi, etnik ve hukuki pek çok olayın ortaya çıkmasında, gelişiminde ve sonuçlarında, vergilendirme yetkisi ve bu yetkiden kaynaklanan sorun ve nedenler görülmüştür. Ermeni meselesinde de Ermeni tebaanın vergiye karşı gösterdikleri direnç ve örgütlü olarak vergi ödememe eğilimleri, meselenin önemli bir öğesidir. Keza isyanlarda, isyan öncesi propaganda ve hazırlıklarda ve de uluslararası baskılarda, vergiler her daim meselenin paydasında yer almıştır.