0
Şu sıralar üniversite tercihleri yapılıyor. Tercih olayına girmeyeceğim ama konuya farklı bir açıdan bakmak istedim.
Üniversitelerin durumu!..
DİPLOMALI İŞSİZLER
Mantar gibi her yere üniversite açıldı. Böyle olunca da kalite yerlerde sürünüyor.
Eskiden lise mezunları hatta ortaokul mezunları dahi makbul sayılırdı. Şimdilerde bırakın üniversite mezunlarını, yüksek lisans ve doktora mezunları bile sıradanlaştı. Görünen köy kılavuz istemez. Her şey ortada!
İş-Kur'un 2015 Haziran verilerine göre kayıtlı işsizlerin 304 bin 586'sı önlisans, 332 bin 292'si lisans, 12 bin 258'si yüksek lisans ve 465'i de doktora mezunu. Ancak hemen belirtelim bu sadece kayıtlı olanlar. Yani buz dağının görünen yüzü!
SORUN NE?
Sorun üniversitelerin çok olması değil sadece. Kalitesizliği…
Belli başlı üniversiteler haricinde eğitim sıfır. Akademik hayat ahbap çavuş ilişkisine dönmüş durumda. Hatır için öğrencileri dersten geçirmek, programlara öğrenci kabulü artık olağan bir durum. Karşı çıkanın ise vay haline!
Bir de ders olayı var. Bir öğretim üyesinin ders yükü haftada 40 saati buluyor. Öyle günler var ki muhterem hocaların dersi sabah 8.30'da başlayıp gece geç saatlerde bitiyor. Mantık olarak mümkün gözükmüyor ama derse araştırma görevlisini gönderince, 3 saat olan dersi sadece 1 saat yapınca, bırakın haftada 40 saati, 100 saat bile derse girmek mümkün oluyor.
Lisans üstü eğitime gelince… O daha rezil durumda. Kontenjanlar çok yüksek. Böyle olunca üniversiteler diploma dağıtan mekanizmalara dönüşüyor.
BİLİM YOK
Üniversitenin ruhu olan akademik bakış sıfır. Araştırma, sorgulama yok. Böyle olunca da üniversiteler bilim üretmekten çok dedikodu üretiyor.
Üniversitelerin hali yazmakla bitmez. Herşey ortada. Bu düzen değişmedikçe de bir halt olacağı da yok.