Ülkemizde resmi kayıtlara göre yaklaşık 3 milyon engelli var. Resmi olmayan kaynaklara göreyse bu sayı 9 milyon civarında. Bu rakamın büyük kısmını iç organ yetmezliğine bağlı olarak engelli olan vatandaşlarımız oluşturuyor. Sonrasında ise ortopedik ve zihinsel engeli olan vatandaşlarımız geliyor.

Ne yazık ki maddi – manevi sorunlar yaşayabiliyorlar. Yaşadıkları sorunlar ise bazen aile içinde başlıyor. Kimi zaman çevrenin tepkisinden, sözünden belki bir bakışından çekinildiği için toplum içine çıkmaları engelleniyor. Bazen aileler yaşadıkları psikolojinin etkisiyle engeli olan evladından, kardeşinden utanıyor. Kimi zaman yalnızlığa bırakıyor, kimi zamanda terk ediyor.

Ailesi tarafından sosyalleşmesi için desteklenen bireyler de çeşitli sorunlarla karşılaşabiliyorlar. En büyük sorun iş bulmaları konusunda yaşanıyor. Engelli bireyler arasında işsizlik oranı % 12 civarında. İş sahibi olanların ise % 22'si yarı zamanlı olarak çalışabiliyor.

Eğitim kurumlarının mimari açıdan eksiklerinin olması ne yazık ki eğitim almalarını zorlaştırıyor. Başlıca sorun engelli tuvaletlerinin ve rampaların olmayışı. Ayrıca engelli bireyler için ders notlarına, kaynak kitaplara ulaşmak sorun olabiliyor.

Yollara baktığımızda ise ortopedik bir sorunu olmayanın bile zar zor yürüdüğü kaldırımlar karşımıza çıkıyor. Özellikle görme engellilerin yürümesi için gerekli olan sarı kabartmalar pek çok kaldırımda bulunmuyor. Kaldırımlar tekerlekli sandalyelerin geçmesi için yeterli genişlikte değil, genişliği yeterli olanlar da ise engebelerden dolayı sandalyeyi sürebilmek mümkün değil. Bazen bilinçsiz insanların kaldırımların eğimli olan kısımlarına arabalarını park etmesi de ayrı bir sorun.

Ne yazık ki ülkemizdeki toplu taşıma araçlarının da engelliler için uygun olmadığını görüyoruz. Yeterli sayıda rampalı otobüs yok. Duyma engelli vatandaşlarımız içinse yeterli sayıda işaret ve levha bulunmuyor.

Karşılaşılan bir diğer sorunda da kamu binalarında ve özel kurumlara ait binalarda engelli araç park yeri sayısı yeterli olmamasına rağmen; ne yazık ki bilinçli ve vicdanlı olmayan kişiler tarafından ayrılan bu yerlerin istilaya uğraması.

Basın yayın organlarında da engelli vatandaşlarımız için pek bir şey yapılmadığını görüyoruz. Görme engelli kişiler için kabartma harflerle basılan gazete ve dergi yok. İşitme engeli olan kişiler için sadece bazı kanallarda o da ana haber zamanı işaret dili destekli yayın yapılıyor. Tüm gün boyunca sabahtan akşama kadar hiçbir TV programını izleme şansları bulunmuyor.

Tüm bunların dışında engelli olan bireylere ve bu kişilerin ailelerine psikolojik destek vermek de çok önemli. Yaşanılan sorunlar sadece engelliler haftasında hatırlanmamalı. Engeli olan kişiler sokağa çıktıklarında diğer insanların meraklı ya da acıma duygusu içeren bakışları ile karşılaşmamalılar. Onların bizlerden istediği kesinlikle acıma duygusu değil, sadece destek ve anlayış. Çoğu insanın dilinden düşürmediği ne yazık ki artık içi boşalan empati duygusunu bekliyorlar bizden.