Masallarla tanışması, dadısından masal dinlediği günlere dayanan büyük şair Aleksandr Puşkin’in yazdığı Yaşlı Balıkçı ile Altın Balık masalı, Ayrıntı Yayınları’nın çocuk kitapları markası Dinozor Çocuk logosuyla okurlarla buluşuyor. Rusçadan dilimize Kanşaubiy Miziev ve Emirhan Oğuz’un çevirdiği kitabın resimleri ise Esma Orhan’ın imzasını taşıyor.
Rus edebiyatının kurucusu kabul edilen büyük şair Aleksandr Puşkin’in Yaşlı Balıkçı ile Altın Balık masalı, klasik masallarda sıkça karşımıza çıkan “iyi ile kötü” arasındaki evrensel çelişki ve çatışmayı güçlü biçimde işleyen bir masal şiir.
Her şey olağanüstü güçlere sahip bir Altın Balığın Yaşlı Balıkçının serpme ağına takılması ile başlar. Balığın özgürlüğüne kavuşması için vaat ettiği, o sihirli “Dile benden ne dilersen!” cümlesinin sürüklediği bir seyir içinde hikâye gelişir. Bir yanda merhamet sahibi, iyi huylu, iyi yürekli Yaşlı Balıkçı ve benzersiz sihirli yeteneklere sahip Altın Balık, diğer yanda balıkçının kötücül duygularla dolu, aç gözlü, küstah ve doyumsuz karısı… Yerine getirilmesi imkânsız görülen istekleri Yaşlı Balıkçıya olan “can borcu” nedeniyle üstlenmek zorunda kalan Altın Balık ne zamana kadar kendisini yükümlü hissedecektir? Bardağı taşıran son damla doyumsuz yaşlı kadının hangi arsız isteği olacaktır?
Puşkin’in şiir biçiminde kaleme aldığı bu masal, insanlığın evrensel hikâyelerinden birini bize son derece akıcı bir dille yeniden anlatıyor.
Aleksandr Puşkin (1799-1837) hakkında
Rusya’nın gelmiş geçmiş en ünlü şairi, Rus edebi dilinin yaratıcısı, dahi şair, yazar ve dramaturg Aleksandr Sergeyeviç Puşkin, 6 Haziran 1799’da Moskova’da soylu bir ailede dünyaya geldi. 1811-1817 yılları arasında Tsarskoye Selo Lisesi’nde okudu. Ruslanile Lyudmila adlı lirik uzun şiiriyle yeni Rus şiirini başlattığı kabul edilir. Siyasi içerikli şiirlerinden dolayı sürüldüğü Kişinöv ve Odessa’da(1820-1824) Kafkasya Tutsağı, Bahçesaray Çeşmesi gibi başta gelen yapıtlarını kaleme aldı. Göz altında tutulduğu Mihaylovskoye köyünde hayatının ve yaratıcılığının başyapı-tı sayılan Yevgeniy Onegin adlı manzum romanına çalışmaya başladı. 1831’de, Natalya Gonçarova ile evlendi. Ardından Yevgeniy Onegin ro-manını bitirdi ve Türkçede de birçok çevirisi bulunan Belkin’in Hikâyele-ri, Yüzbaşının Kızı adlı öykülerini, Bakır Süvari, Maça Kızı gibi manzum piyeslerini yazdı.
Ünlü şairi çekemeyen Petersburg sosyetesinde Puşkin düşmanları, eşi Natalya’nın bir yandan Çar I.Nikolay ile yakın olduğu, öte yandan Fran-sız asıllı subay D’Anthès ile ilişkide bulunduğu dedikodularını yayarak kendisine karşı bir komplo kurdu. Söylentilere dayanamayan büyük şair, D’Anthès’i düelloya çağırmak zorunda kaldı. Düello 27 Ocak 1837 tarihinde, Çornaya Reçka köyü yakınlarında gerçekleşti. Puşkin ağır bir şekilde yaralandı ve iki gün sonra yaşama gözlerini yumdu. Puşkin’in ha-leflerinden olan ünlü şair V. Jukovskiy’in dediği gibi “Rus şiirinin güneşi battı.”
Puşkin’in masallarına gelince, büyük şairin çocukluğunda Rus Masal-ları kitaplarının bulunmadığını vurgulamak gerekir. Puşkin, masalları çocukluğunda dadısı Arina Rodionova’dan dinlerdi. Kardeşi Lövuşka’ya yazdığı “Ne mucize ve güzellik var bu masallarda” ifadesi onun bu sözlü hazineden nasıl etkilendiğini ortaya koyar. Bildiğimiz Puşkin masalları 1830-1834 yılları arasında yazılmıştır.