0
Düşünmeden öğrenmenin yararsız, öğrenmeden düşünmeninde sonuçsuz olduğu bilinmektedir. En büyük zenginliğimiz olan 20 milyon dinamik ve yeniliğe açık gencimizin bilimsel ve çağdaş yöntemlerle eğitiminden giderek uzaklaşılmaktadır. "Bir neslin geleceğini, bir önceki nesil belirler" diyen Konfüçyüs günümüz eğitimindeki uygulamaları çağrıştırıyordur.
Düşüncenin eylemle şekillenmesi olan eğitimle bu denli oynanması, eğitimde karmaşaya yol açacaktır. Eğitimin öznesi olan öğretmenin, yığınla çözümsüz sorunları, eğitimi, atanması, çalışma ortamı, huzuru, onuru ve saygınlığı masaya yatırılmalıdır. Nitelikli öğretmen yetiştirmenin, nitelikli eğitimin temeli olacağının ayırdına varılmalıdır. "Eğitimde geri kalmış bir ülke, her yönüyle geri kalmış bir ülkedir" diyenJean Fourestlenin düşüncesinin yerindeliğine katılıyorum.
MEBda eğitimde arayışlar süregelmektedir. Ağırlıklı olarak imam hatip okulu açmak öğrenciyi bu okullara yönlendirmek temel işlev olarak görülmektedir. Eğitim yöneticilerinin (müdürlerin) 40 bini görevden alındı. İl, ilçe milli eğitim ve okul müdürlüklerine sözde demokratik! Yöntemlerle atama yapılacağı kararlaştırıldı. Okul yöneticilerinin atanmasında öğretmen, öğrenci, aile birliğine söz hakkı verildi. Amaç "eğitim yönetiminin paydaşlarla paylaşılması" olarak açıklandı. Yeni yönetici atama demokrasisi! Uygulama biçimiyle şimdiden kuşkularla doludur. Yandaş sendika, yandaş olma gibi
Temel Eğitimden Orta Öğretime Geçiş (TEOG) sistemi karmaşalarla doludur. 6, 7 ve 8. sınıflarda ortak sınav yapılacağının belirsizliği bilinmektedir. Kalıcı olmayan ve sürekli değişim içindeki sınav ve yerleştirme esasları şaşkınlık yaratmaktadır. Son kararda, Öğrencinin Yerleştirmeye Esas Puanı ile okul tercih işlemlerinin yapılacağı belirlenmiştir. Fen Liselerinde hazırlık sınıflarının kaldırılması da tartışma konusudur. Hazırlık sınınfının dört yıllık fen lisesi eğitimine geçişte önemli bir kaynak çalışması olduğu gerçeği hatırlanmalıdır.
Öğrencinin esas puanındaki tercihlerinde imam hatibe kaydırma ve geçişin esnek biçimlerle sağlanacağı anlaşılmaktadır. Özellikle düşük puanlı öğrencilerin bir okula yerleştirilmesinde zorunlu hedef olarak imam hatipler belirlenecektir. Mazeret sınavları ile ortak sınavlara herhangi bir nedenle giremeyen öğrenciye getirilen yanıltıcı ve yeni bir uygulama biçimidir.
Anadolu Liselerinde nakil, okul kontenjanı ve sınav puanı önceliği eski şekliyle uygulanacaktır. Başarılı öğrenciye Özel Okul, Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş uygulaması kapsamında olacaktır. Yedek yerleştirme yerine, bir defada yerleştirme uygulanacaktır. Özel okullara tam burslu yerleştirme yüzde 5lik dilimden olacaktır. Özel Okulların burslu kontenjanlarına yerleşecek öğrencilerin eğitim, ulaşım ve yemek ücretleri tam bursluluk kapsamında görülecektir.
Yerleştirmelerde, B grubunda 4 tercih yapılarak sıralama esas alınacaktır. Öğrenciler veya öğrenci velileri tercihlerini istedikleri okulda yapabileceklerdir. Boş kontenjanlara hazırlık veya 9uncu sınıfa kesin kayıt yaptıran öğrenciler, açık yer olması durumunda nakil yaptırabileceklerdir. Okullara öğrenci yerleştirme sonuçları açıklandıktan sonra nakil süreci eylül ayı boyunca ve taban puanına bakılmaksızın puan üstünlüğüne göre gerçekleştirilecektir.
MEB, anlaşılamayan, öğrenilmesi gereken konuların Bakanlığın internet sitesinden öğrenilebileceğini duyuruyor. Bu duyuruda bakanlığın tüm çalışmalarına esas olan çağımızın pedegojik gerçeklerine uyumlu olma, okul öğrenci öğretmen ve veli arasındaki ilişkiyi güçlendirme felsefesine uygun olarak uzun ve özverili çalışmalar neticesinde hayata geçirilen Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş sistemi açıklamasıyla ve ilgili soruları yanıtlanacağı duyurulmaktadır. Eğitimimizdeki geri gidiş, çöküş ve belirsizlikler görülmeden, nitelikten, bilimsellikten uzaklaşarak getirilen bu uygulamalar şekilsel çalışmalardır. Kalkınmış, gelişkin dünya ülkelerinin eğitimdeki ilerleyişlerini ölçüt olarak almak varken, eğitimdeki yöneliş biçimi görülmelidir. Dünya çapında gençler arasında yapılan eğitim ve kültür yarışmalarında sonuncu, sondan üçüncü oluşumuz düşündürücüdür. Eğitimde şekilsel yenileşme yerine, nitelikli, uygulamalı, bilimsel, akılcı ve çağdaş bir eğitim uygulaması arayışı olmalıdır. Çocuklarımız deneme sınama yanılma tahtası olarak görülmemelidir.