Sosyal Finans Danışmanı

İçinde bulunduğumuz bu yılın mayıs ayında, karantina sürecine biraz daha alıştık, daha doğrusu büyük sis bulutu, yavaş yavaş dağılmaya başladı ve ortalığı ciddi bir sükunetin ardından, hafif bir poyraz esintisi kaplamış gibi adeta… Belirsizlikler kısmen ortada olsa da, en azından artık salgın sürecinde nasıl yaşanması gerektiği ile ilgili uygulamalı ve bilimsel verilerle hareket eder durumdayız. Zaman zaman çok kızıyoruz insanların vurdumduymazlığına, anlatılanları hiç duymamışçasına hareket etmelerine. Yaş gruplarına yönelik saldırılara….

Şunu unutmayalım ki hassasiyet gösterilen kıdemli vatandaşlarımızın sayesinde, onların emekleriyle disiplin ve eğitimcilikleriyle bugün bu ülke topraklarında yaşayabiliyoruz. Burada hepsini saygı ve minnetle anmak istiyorum. İyi ki sizin eğitimlerinizi almışım! İyi ki sizlerden ahlak ve görgü kurallarını, hakkaniyeti ve sosyal adaleti öğrenmişim. İyi ki sizlerden bayrak ve toprak sevgisini öğrenmişim. Kazandığım bu çok kıymetli manevi mirası yeni kuşaklara aktarmak en önemli misyonum. Bu sebeple, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramınızı bir kez daha kutlarken, bu günün anısına, bu mecrada çok değerli, pırıl pırıl gelecek vadeden bir girişimci kadın tasarımcımız, Ege Miray Kaman'dan bahsetmek istiyorum.

Kendisiyle ne güzel bir tesadüftür ki 8 Mart Dünya Kadın Emekçileri Günü dolayısıyla tanıştık. Yaptığı sunumda beni çok etkilerken, en heyecanlandıran kısım, Beykoz ve Paşabahçe bölgesinin yaklaşık 200 yıldan bu yana cam sanatının icra edildiği bir bölge olması gerçeğiyle tanışması ve yıllarca bölgede emek veren cam ustalarının bir arada olduğu Şile'ye bağlı Öğümce köyündeki atölyelerle ilgili verdiği bilgiler oldu. Evet, ben de bu bölgede doğdum büyüdüm. Benim çocukluğumda Paşabahçe Cam fabrikası bir taneydi ve cam ustalarının atölyeleri Çubuklu, Paşabahçe ve Beykoz gibi bölgelerde bulunuyordu. Ancak maalesef fabrikanın satılması, atölyelerin bir bir bölgeyi terk etmesine sebep olmuştu. Ancak sevgili Ege Miray'dan bu haberleri duyunca artık bana Öğümce'ye gitmek farz oldu. Buradan kendisine bu genç yaştaki azmi, başarısı ve çabaları için teşekkür ve sevgilerimi iletmek istiyorum.

Ege Miray Kaman (1994, Ankara) Milano-İstanbul merkezli ürün tasarımcısıdır. Milano'daki NABA Tasarım ve Sanat Akademisi'nde eğitimini bitirdikten sonra genç bir tasarımcı olarak İtalya' da faaliyetine başlamıştır. İlk tasarım ürünü, Milano Tasarım Haftasında üç farklı İtalyan Markası tarafından şehrin farklı noktalarında sergilenmiştir. Dutch Tasarım Haftasın'da yine bir Türk tasarımcı olarak yer almış, Design Turkey Kurulu tarafından 'İyi Tasarım' ödülüne layık görülmüştür.

Tasarıma yaklaşımı; düşünce ve yaratıcılığı gündelik öğelere dahil ederek özgün, modern, işlevsel objelerle günlük yaşamı iyileştirmektir. Üretimde, Türk yerel üreticilerle çalışarak el işçiliğine sahip ve hikayesi olan ürünler ortaya çıkarırken, yerel üreticilere katkı sağlayarak sektöre onları da tanıtmayı amaçlar. Ege Miray'ın, tasarımcılık aşkı, sosyal finansa olan ilgisi onu önce İtalya'ya, oradan da İstanbul'a getirmiş. Şimdi gelin kendi ifadeleriyle girişimcilik ve başarı öyküsüne kulak verelim bu başarılı tasarımcımızın:

'2018 yılında mezun olur olmaz kendi şahıs şirketimi kurarak, tasarladığım ürünleri üretmeye ve satışını gerçekleştirmeye başladım. Üretimle bizzat ilgilendiğimden, insan elinin ve emeğinin her gün kullandığımız nesnelere nasıl da anlam ve değer kattığını daha iyi anladım. Özellikle yabancıların üretimde el emeği ve işçiliğine verdiği önem ve bunu Dünya çapında pazarlamalarına şahit oldukça bu konuya yoğunlaşmaya başladım. Ülkemizde potansiyeli çok yüksek, fakat kendilerini sektöre tanıtamadığı için atıl kalmış, birçok atölye ve üretici ile tanışma fırsatına sahip oldum. Dünya'da nadiren kullanılan teknikler ile işlerini en iyi şekilde icra eden bu zanaatkarların ve ustaların Avrupa ülkelerinde olsa nasıl da itibarlı ve refahlı bir hayata sahip olacakları düşüncesi, beni ilk önce bir Türk genci olarak çok üzdü. Bu düşünce ile yola çıkarak, tasarım ürünlerimi büyük tesisler ve fabrikalardansa, işinin ustası yerel üreticiler ve atölyeleri bularak, onlar ile üretmeye, sektöre onları da tanıtmaya başladım. Son ürünüm olan hem bir kumbara, hem de dekoratif bir kase görevi gören 'Melania' %100 üfleme cam teknikleri ile Türkiye'de üretilmeye başlandı. Ben de bu vesile ile eski Paşabahçe kültürünü ve meşakkatli üfleme cam sanatının içine girerek bu değerleri çok daha yakından tanımaya başladım. Üretim sırasında gördüklerim ve cam ustalarından dinlediğim hikayeler ile ülkemizdeki maalesef pek sınırlandırılmış üfleme cam sanatına hayranlığım giderek arttı.

Ürünüm 'Melania' ile internasyonel platformlarda tanıtmaya çalıştığım ülkemizin bu değerini başka ürünlerle de arttırarak perçinlemeyi hedefliyorum. 25 yaşında genç bir tasarımcı ve girişimci olarak, gelecekte ülkemizin tüm bu değerlerinin kullanıldığı ve Dünya'ya anlatıldığı, gücünü tasarımdan alan, itibarlı bir marka olma yolunda çalışmalarıma devam etmekteyim.'

www.egemiraykaman.com

Evet Mayıs 2020 başlıkta da belirttiğim gibi çok farklı gerçekten. Gençliğin azmi ve başarı öyküsünü dinledikten sonra sizlere bir de oluşumları itibariyle 1. yılını kutlayan bir sivil toplum kuruluşundan da bahsetmek istiyorum. Benim sayfamı takip edenler onları VTG olarak da hatırlayabilirler. Vatandaşlık Temel Geliri Araştırma, Geliştirme Kültür ve Yayma Derneği. Tam 1 yıl önce 19 Mayıs 1919'a itafen 16 Mayıs 2019 da kurulmuşlar. 16 Mayıs 2020 de 1. yıl kongresini internet üzerinden sabah 11.00'dan başlayarak, akşam saat 20.00'a kadar tam 9 farklı oturum halinde, çok büyük bir özveriyle gerçekleştirdiler. Kırktan fazla konuğun katılımıyla, evrensel temel gelir uygulaması ekonomi, siyaset, inanç yapıları, sivil toplum kuruluşları, emek dünyası, toplum ve bilim pencerelerinden değerlendirilidi bu kongrede. Salgın döneminde yaşananlar, özellikle ekonomik ihtiyaçlara, bir ütopya gibi görünen evrensel temel gelir uygulamasının, aslında herkes için ne kadar önemli olduğu gerçeğini, ortaya koydu.

Peki nedir bu vatandaşlık temel geliri?

Dernek başkanı Dr. Ali Mutlu Köylüoğlu'nun ifadeleriyle sınırlama ve ayrım yapmadan, şartsız, başvuru ve bürokrasi olmadan, düzenli olarak (aylık), tüm vatandaşlarımızın barınma ve beslenme temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek kadar bir gelirin, anayasal hak olarak devletimiz tarafından yaşadıkları sürece tüm vatandaşlarımıza ödenmesidir. Şunu unutmamak gerekir ki insan hakları evrensel beyannamesi madde 25, birinci paragrafı; 'Herkesin kendisinin ve ailesinin sağlık ve refahı için, beslenme, giyim, konut ve tıbbi bakım hakkı vardır. Herkes işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, yaşlılık ve kendi iradesi dışındaki koşullardan doğan geçim sıkıntısı durumunda güvenlik hakkına sahiptir.'

Özetle Vatandaşlık Temel Geliri, bir İNSAN HAKKI'dır.

Derneğin başkanı ve tüm üyelerine hepimiz adına ülkemizde ve dünyadaki evrensel temel gelir uygulamlarına ışık tuttukları, olağanüstü çabaları ve azimli çalışmaları için bir daha teşekkür ediyorum. Bu bilince hepimiz sahip çıkmalı ve desteklerimizi sağlamalıyız. İşe, öncelikle sosyal medya hesaplarını takiple başlamak, bence en pratik yol olacaktır. Facebook vatandaşlık temel geliri-VTG,

www.vatandasliktemelgeliri.org

En içten sağlık dileklerimle.