Pandeminin etkilerinden bir tanesi de insanların artık şahsi taşıtları daha çok tercih etmesi, toplu taşıma yerine düşük hacimli motosikletleri daha çok tercih etmesi oldu. Yamaha'da düşük hacimli scooterlara premium özellikler getirenlerden bir tanesi.

Tasarımsal olarak baktığımızda, kompakt, bütün, derli toplu bir scooter var karşımızda. Sinyaller gövdeye gömük, LED farlar, LED stop lambalarıyla hem günümüz teknolojilerine uygun hem de bütünlük olarak göze hitap ediyor. Bu düşük hacimli scooterlarda aranan özelliklerden bir tanesi de pratiklik. Sele altı bagajı, ön taraftaki gözler olsun ebatları gayet yeterli. Ön tarafta iki adet göz bulunmakta, birisi kapaklı birisi ise açık. Derinlikleri yeterli düzeyde olan bu ceplerden birisi kapaklı diğeri açık bırakılmış. Açık bırakılan gözde ise çakmaklık girişi bulunmakta. Scooter açıkken buradan telefonunuzu veya bilumum elektronik cihazınızı şarj etmeniz mümkün. Fakat bu gözün açık bırakılmış olmasını pek beğenmedim. Eğer yağmurlu bir havada burada bir cihaz şarj etmek isterseniz çok mantıklı olmayacaktır. Zira içerisinde birçok yabancı maddeyi toparlamaya meyilli. Keşke kapalı olan göze bir çakmaklık konulsaymış... Yamaha farlarda LED kullanmayı tercih etmiş ve çok da güzel yapmış. Kısa farlarından çok memnun kaldım, aydınlatması çok iyi. Fakat uzun farlar uzağı aydınlatmaktan ziyade, önümüzdekini uyarmak amacına daha çok hizmet ediyor. Selektör konusundan bahsetmişken, Yamaha'nın selektör yapmaya alışık olduğumuz butonu değiştirip yerine menü tuşu koymuş olması beni ayrıca rahatsız etti. Bu değişimi gördüğümüz tek tük başka motosikletler de var. Hiçbir zaman bu değişime anlam veremeyeceğim. Yahu neden insanların alışık olduğu tuş dizilimini değiştirirsiniz. Başka yer mi yok koyacak. Tam önüme birisi atlayacak uyarayım diyorsunuz, bir de bakıyorsunuz menüler arasında geçiş yapmaya başlamışsınız. Bu değişimleri yapan sivri zekalı mühendislere de selam olsun. Fakat bunun yanı sıra Yamaha dörtlü flaşör tuşunu unutmamış. Artık bu tuş bütün motosikletlerde standart haline gelmeli.

Scooterların en sevilen özelliklerinden bir tanesi de sele altı bagajı. Nmax125' in sele altı bagajı da gayet yeterli ölçülerde. Small (küçük) beden bir kaskı ve small beden bir yazlık ceketi içerisine sığdırdık. Boyut olarak yeterli olsa da kaskın içerisine ters konumlandırılması negatif bir durum. Park edip kaskınızı öyle koyuyorsanız pek problem yaşamazsınız fakat. Eğer artçınızın kaskını sürekli sele altında taşıyanlardansanız kesinlikle bir kask kılıfıyla koymanızı tavsiye ederim. Bagaj ile ilgili bir diğer eksi de, bence bu kadar lüks bir scooterda kesinlikle bagaj lambası olması gerekiyordu. Kadrana gelecek olursak Yamaha gerçekten güzel iş başarmış. İhtiyacınız olan bütün özellikler var. Anlık ve ortalama yakıt tüketimini, trip 1 ve 2 içerisinde ayrı ayrı tutabiliyorsunuz. Buna ek olarak yağ değişimine kalan süre ve V kayışının ömrü de gösterilmiş.

Nmax 125' in teknolojik özelliklerine gelecek olursak, öncelikle motosikleti açtığımızda ekranda bir 'App' yazısı görüyoruz. Bu yazı bize Nmax'ın telefona bağlı olup olmadığını gösteriyor. Yamaha'nın 'My Ride' isimli uygulamasıyla Nmax'e bağlanıp birçok bilgiye erişebiliyoruz. App'i açtığımızda 3 farklı menü görüyoruz. Bunlardan ilki akünün durumu. Gayet basit bir şekilde akü sağlığı hakkında bilgi veriyor. İkinci menü ise bence en önemlisi. Yağ durumunu gösteren bu bölüm sadece kalan kilometreyi gösteren bir kısım değil. Yamaha'nın söylediğine göre sizin sürüş karakterinize göre hesaplama yapan bir algoritmadan geçerek uygun yağ değişimin ne zaman olacağını gösteriyor. Son bölüm ise Nmax ile yaptığınız sürüşlerdeki ortalama tüketimlerinizi takip edebileceğiniz bölüm. Bir diğer teknolojik özelliği de 'start-stop' biraz fazla erken devreye girmesinden dolayı şahsen beğenmedim. Keşke süresini menüden veya App'den ayarlayabilseydik. Düşük yakıt tüketimi için faydalı olsa da erken devreye girmesi rahatsız edici. Son teknolojik özellik ise anahtarsız sürüşe sahip olması. Bu özellik deneyimlediğim kadarıyla gayet güzel çalışıyor. Buna ek olarak anahtar üzerindeki tuş ile motosikletin dörtlü flaşörlerini yakıp, korna çalmasını ve 'ben buradayım' demesini sağlayabiliyorsunuz. Fakat burada şöyle bir eksi var, bütün bu sistem konulmuşken ve kumandadan scootera sinyal gönderebiliyorken Yamaha keşke Nmax 'e bir alarm da koysaymış dedim içimden. Zira tercih sebebi olmasında etkisi olurdu.

Teknik özelliklerine gelecek olursak, 12 beygirlik ve 11 Nm güce sahip 125cc bir motor bloğuna sahip. Bu motor bloğunda değişken zamanlamalı bir subap sistemi (VVA) bulunuyor. Bu sistem, düşük devir ve düşük hızda daha ekonomik olması için, subapların daha çabuk açılıp kapanmasını sağlıyor. Yüksek devir ve yüksek hızlarda ise, subapların daha uzun süre açık kalmasını sağlayarak daha performanslı bir sürüş sunuyor. Frenlerde ise hem önde hem de arkada 230 mm diskler kullanılmış. Fren performansı gayet iyi ve ABS'si güzel çalışıyor. Nmax 131 kg ıslak ağırlığa sahip. Bu ağırlık sürüşlerde hissedilmese de Nmax'in kalkışta bir miktar hantal kaldığını söyleyebilirim. Sonrasında ivmelenmesi güzel. Nmax 125, 7 litrelik bir yakıt deposuna sahip ve teknik verilere göre 300 km bir menzile sahip olduğu söyleniyor. Her ne kadar ben bu menzile yaklaşamasam bile sanırım çok ekonomik bir kullanımla erişilebilir. Son teknik özellik ise çekiş kontrol sistemi (TCS). Bu hacimdeki bir scooterda ne arıyor diyenler olabilir. Fakat bu hacim genelde yeni başlayanların tercihi oluyor ve kaygan zeminlerin azizliğine uğramak çok mümkün. Böyle durumlarda kurtarıcı olarak iyi iş yapıyor.

Sürüş ve konfora gelecek olursak, üzerindeki amortisörlerle ve karakteristik yapısıyla gayet sportif bir sürüşe sahip. Son hızı Euro 5 sebebiyle 100km hıza limitli olsa da ara hızlanmaları tatminkar. Bu hacimdeki motosikletlerde bir diğer merak edilen konu da, eğer İstanbul'da kullanıyorsanız köprü geçişlerindeki tavrı. Açıkçası köprüden geçerken, herhangi bir savrulma veya tehlike yaşamadım. Aşırı fırtınalı bir havada köprüyü geçmeye karar vermediyseniz bir sorun yaşamayacağınızı düşünüyorum. Yamaha Nmax'in yeni versiyonunda şasede de birkaç değişiklik yapmış ve şehir içi sürüşlerde daha esnek bir hale gelmiş. Böylece daha çevik olmuş. Bu çeviklikte amortisörlerin de payı büyük. Sportif amortisörler tercih edilmiş. Aynı zamanda arka amortisörler ayarlanabiliyor. Amortisörlerin üst tarafındaki plastikler çevrilerek sert ve yumuşak arasında geçiş yapabiliyorsunuz. Bu geçişi çok hissettiğimi söyleyemeyeceğim iki türlü de sert bir karaktere sahip. Bu sert amortisörleri selenin rahatlığı ise çok güzel dengeliyor. Aynalara gelecek olursak 180 cm boya sahip bir insan olarak aynaların konumunu biraz aşağıda buldum. Göz ucuyla bakmaktan ziyade biraz kafa hareketi istiyor. Artçılı sürüşte ise eğer arkanızdaki ufak tefek birisi değilse Nmax'in kıvraklığını bir miktar kaybediyorsunuz. Fakat ilginç bir şekilde çekişi hiç değişmiyor. Yamaha'nın Nmax 125 ile ilgili en çok övündüğü özelliklerden bir tanesi yakıt ekonomisi. Fabrika verilerine göre 100 km'de 2,2 lt. Ben bu verilere ulaşamadım. Yakıtı doldurup 100 km yapıp tekrar doldurduğumda 3 lt gibi bir tüketime sahip olduğunu gördüm. Tabi ki benim gördüğüm veriler artçılı ve otoyol kullanımı dolayısıyla bir miktar yüksek çıktı.

Sonuç olarak Yamaha, Nmax 125 ile şehir içerisinde sportif ve kıvrak bir sürüş sunan performanslı aynı zamanda premium özelliklere sahip bir scooter sunmuş. Nmax 125 LED aydınlatmalarıyla, parça kalitesiyle, ekonomi ve performansın güzel harmanlanmasıyla, teknolojik özelikleriyle bu hacimdeki scooterların lüks segmentte olduğunu söylemek mümkün. Nmax125'in Aralık 2021 fiyatı, 58.150 TL.

+ LED aydınlatmalar

+ Bagaj hacmi

+ Anahtarsız sürüş

+ Çekiş kontrol sistemi

+ Telefon aplikasyonu

- Sele altı bagaj aydınlatması olmaması

- Kumandadan kontrol edilebilen bir alarm olabilirdi

- El freni olmaması

- Selektör tuşu yerine menü tuşu konulması

Eğer incelemesini izlemek isterseniz de youtube kanalıma beklerim.

https://www.youtube.com/watch?v=CWJww9ZSu2c