Milli Türk Talebe Birliği'nin kuruluşunun 102'inci yıldönümünün kutlandığı şu günlerde Büyük Doğu'nun Atlıları kitabımızı merkeze alarak belgeler ve gerçeklikler üzerinde tarihe tanıklık etme azim ve kararlılığımızı sürdürmemiz şart olmuştur.

Zaman öyle zaman ki emperyalistlerin ve yerli uşaklarının kol gezdiği, adam devşirmede, insanları birer kurşun gibi namluya sürmedeki maharetlerini anlama ve anlamlandırmada sıkıntı çekildiği günlerdi. Düşünce adamı Nurettin Topçu, kendisini ziyarete gelen Burhanettin Kayhan başkanlığındaki Hüseyin Coşkun, Osman Yumakoğlu ve Ömer Öztürk'ten oluşan MTTB yönetimine şöyle bir serzenişte bulunacaktı:

'Ya Burhanettin, evladım… Hiçbir şey yapamıyorsunuz Yani bir yerden (O zaman da belediye kaldırımları değiştiriyordu) bir iki kaldırım taşı alıp, bar-caz yazan yerleri taşlasanız da biz de sizi onunla ansak.'

Bunun nedeni, anarşiye karşı gençleri inadına kültürel hayata sevk eden, sokak eylemlerinden uzak tutmaya çalışan bir iradeydi. Şiddetin azgınlaştığı 1978 yılından itibaren Erbakan, bir yandan gençlik teşkilatını, diğer yandan yan kuruluş olarak kullandığı Akıncılar ve MTTB üyelerini sıkı sıkıya kontrol altında tutmayı ihmal etmedi. Erbakan için MSP Gençlik Kolları sorun değildi. Buna karşılık partiyle organik bağı bulunmayan iki teşkilatın kontrol edilmesi önem arz ediyordu.

Erbakan, Akıncılar Teşkilatı'nı örgütlemiş ancak gençlerin şiddete bulaşmaması için yoğun çaba gösteriyordu. Gençlerin zaman zaman sert bir dille eleştirdiği MSP yönetiminin aksine Erbakan, el altından kimi zaman gizli gizli Akıncılar Teşkilatı'na kira yardımında bile bulunuyordu. Terörün azgınlaştığı dönemde Akıncı gençlere yönelik itidal içeren konuşması dikkat çekicidir:

'Gençler, kan gölüne dönen ülkemizin bu manzarası, emperyalistlerin eseridir… Emperyalistlerin oyunu için vereceğimiz tek damla kan yoktur… Yabancı ideolojilerle zehirlenen bu insanlara, doktorun hastasına yanaştığı gibi yanaşacaksınız… Bu büyük milletin bir kesimi bugün farklı tavır sergilese de, özünde bizdendir ve mutlaka bize gelecektir... Kavgaya girip birilerinin kafasını kırarsanız bize gelmesini geciktirirsiniz, başkada bir işe yaramaz.'

Çeşitli şehirlerde Akıncıların şehit edilmesi üzerine gençlerin intikam yemini etmelerine karşın; Erbakan onları ahiret inancıyla ikna etmeye çalışıyordu: 'Sakın emperyalistlerin oyununa gelerek bu büyük millete yanlış yapmayın… Sakın ha, davaya hizmet ediyorum diye bir insanımızın hayatına kastedip, yarın Allah'ın huzuruna katil sıfatıyla çıkmayın… Bunun hesabını veremezsiniz.'

Gençleri devşirmek, yeni bir rota üzerinde sokağa çatışmaya çekmek gerekliydi. MTTB'nin darbeden önce son genel başkanı Vehbi Ecevit, bu dönemde Fethullah Gülen fitnesinin ortaya çıktığını şöyle belirtiyordu: 'Fethullah Gülen'in o dönemlerde yaptığı faaliyetlerin karşılığında 1973 yılında Ömer Öztürk genel başkanlığı devredeceği zaman, etrafındaki yönetici arkadaşlarına veda konuşması yapmıştır ki biraz özel bir konuşmadır, umuma açık değildir. O konuşmada söylediği 'Arkadaşlar bugüne kadar Elhamdülillah bu noktaya getirdik. Bundan sonra siz devam edeceksiniz. Yalnız dikkat edin çok büyük, ileriye dönük tehlike var. (Bu paralel tehlikeyi işaret ederek) Türkiye'de bunlar vasıtası ile (Fethullah Gülen vasıtası ile)alternatif bir Müslüman gençlik yetiştirme hedefindeler; görünüş onu gösteriyor. Aman bu tehlikeye dikkat edin!' tavsiyesinde bulunmuştur. Ancak bu 1973- 2013 yani 40 sene sonra anca ortaya çıktı yahut bazıları anca görebildi ama iş işten de geçmiş oldu. Allah muhafaza etsin halen bütün devlet gücü ve kurumlarıyla mücadele etmesine rağmen hakikaten de bu mücadelede zorlanılıyor.'

Bu tartışmaların yaşandığı günlerde Korkut Özal. Erbakan'a karşı bayrak açmıştı. Erbakan ve Özal kardeşler; tekke arkadaşı, üniversitesi arkadaşı, siyaset arkadaşı velhasılı dava arkadaşıydı. 1977 seçimleri sonrası MSP'nin Milletvekili sayısının yarı yarıya azalması üzerine Korkut Özal, Turgut Özal, Osman Çataklı Bergama'da bulunan Mehmet Zahit Kotku'dan randevu alırlar. Heyete Fehim Adak ve Recai Kutan'da dahil edilir. Fehim Adak hatıralarında söze ilk başlayanın Turgut Özal olduğunu söyler:

'-Efendim Necmettin Erbakan Bey bir muharebe kaybetmiştir. Osmanlı'da muharebe kaybedeni öldürürler !

Kimseden ses yok söze girdim:

-Efendim, Osmanlıların böyle bir şey yaptığını kabul etmiyorum. Muhabere kaybetmek de Allah'ın takdiridir. Eğer kusur yoksa bu Allah'ın takdiridir. Allah'ın takdirine isyan Müslümanlıkta yoktur. Bir kelle koparmak bütün insanların kellesini koparmak gibidir. Öyle Şey mi olur ? Yani bu efendim bu sırf Osmanlı'da muharebe kaybetti diye kelle almak duyulmuş şey değil. Ama kusur kabahat varsa o başka. Bunu yapan olmuşsa suç işlemiş demektir.' dedim.

Kelle işi böylece kapandı. Onlar da üsteleyemediler daha. Adamlar sanki Hakikaten darağacı hazırlamışlar.'

Sebil Gazetesi

Son seçimlerde Turgut Özal MSP'nin İzmir 1'ici sıradan Fethullah Gülen'e inanılmaz destek veren Yaşar Turnagür 2'inci sıradan, Fethullah Gülen ile aynı medreselerde büyümüş, seferberlik Tetkik Kurulu'nda görev yapmış olan,'kontrgerilla eğitimi almış' ilk subaylar arasındaydı özel harpçi Esad Keşapoğlu'nun talebelerinden biri olan Cemalettin Kaplan Erzurum milletvekili adayıydı. İsmail Kahraman ise Rize'den birinci sıra milletvekili adayıydı. Korkut Özal dantel işler gibi parti içinde muhalefeti örgütlemiş, gelecek kongrede başkaldırıya zemin hazırlamıştır.

Kadir Mısıroğlu FETÖ için ne diyordu


Milletvekilleri adaylarından biri ise Kadir Mısıroğlu'dur. Milletvekili seçilemeyen Kadir Mısıroğlu bir sene sonda kendisini bir emri vaki ile MSP Genel İdare Kurulu'nda buluvermişti: Mısıroğlu o dönemi 'Tarihten Günümüze Tahrif Hareketleri III, Kadir Mısıroğlu, sayfa 316, Sebil Yayınları' kitabında şu şekilde anlatılıyor:

'Bir emr-i vaki ile Milli Selamet Partisi'nin 1978 senesindeki kongresinde Korkut Özal Bey'in tertiplediği – Erbakan'a rağmen- listeye girerek o partinin genel idare kuruluna seçildim. O kongrede Nurcu olarak bilinen Hüsamettin Akmumcu bizimle beraberdi. Hatta Fethullah Gülen'e mensup başka insanlar da vardı. Bu hadise dolayısıyla O'nun Erbakan'a karşı bir tavır içinde olduğunu şöyle böyle sezmiş bulunuyordum. Benim genel idare kurulunda bulunduğum sırada O'nun parti yerine Adalet Partisi'ni hatta Ecevit'i desteklediği yolunda izhar edilen tarizlere karşı O'nu defaatle müdafaa ettim. Zira partinin ileri gelenleri kendisinin şiddetle aleyhinde idiler. Ben ise O'nun bu tavrının sırf Erbakan'ın şahsına karşı olduğunu düşünerek kendisine göre bir sebebin olabileceğini mülahazasıyla müdafaasını yapıyordum. Hatta bu hususta benimle işi kırılganlığa vardıracak kadar ileri gidenlerde olmuştu. Böylelerine karşı O'nun da İslam'a hizmet eden bir insan olması sebebiyle takdir edilmesi gerektiğini ve kendisine Erbakan'ı beğenip beğenmemekte bir hak-ı hıyar tanınmasının tabi olduğunu'

Korkut Özal MSP listesi


Korkut Özal'ın listesinde Kadir Mısıroğlu'nun yanı sıra MTTB'nin efsane başkanlarından İsmail Kahraman, 1980 sonrası muhafazakar kadroları ANAP'ta toplayan siyaset finansörü Hasan Kalyoncu, MÇP'nin ilk genel başkanlarından Abdülkerim Doğru, Yedi Güzel Adam'dan biri olan Hasan Seyithanoğlu, Yazar Mustafa Yazgan, Bülent Arınç gibi isimler vardı.

Gülen sorunu Türkiye'de İslami siyasetin, Müslümanların yeni birkaç yılda imal edilmiş bir sorunu değildir. Dini olduğu kadar milli ve yerli olana karşı sürdürülen konvansiyonel mücadele, emperyalistlerin ve onun devşirilmiş, ikbal ve menfaat uğruna aldatılmış, ihaneti kursağında yediği vatan nimetine karşı unutmamış hainlerin varlık nedenleridir. Şimdi, MTTB'li yöneticiler ve gönül vermiş gençler başta olmak üzere, Yeniden Refah Partisi'nin kurulduğu şu günlerde Dr. Fatih Erbakan'ın unutmaması, aklında tutması gereken asıl konu;aldatılmadan, dolduruşa gelmeden muhterem Necmettin Erbakan'ın, Başkan Erdoğan'ın Anadolu kıtası büyüklüğündeki dava taşını da gediğine koymayı unutmamasıdır.