Motosikletin tarihi, bir bisiklete buharlı bir motor takılması ile başlıyor. Dönemin insanların bu taşıtın pratikliğini fark etmesiyle beraber yaygınlaşarak bugünlere kadar geliyor ve günlük yaşamın bir parçası oluyor. Kullanıcı sayısının artması motosiklet endüstrisinin gelişmesine dolayısıyla da diğer taşıtlar kadar önemli bir yere gelmesine neden oluyor.
Motosikletin diğer taşıtlardan farklı olmasının fiziksel sebepleri olduğu kadar kültürel sebepleri de var. Diğer başka hiçbir taşıtta olmayan bir kültüre sahip. Bu kültürde insanlar, hiç tanımasalar bile diğer kullanıcılara yardımcı olurlar ve bir kardeşlik bağı içerisindedirler. Motosikletin böylesine bir kültürü olması kullanıcıları açısından çok büyük bir öneme sahiptir. Bu sayede bütün kullanıcılar kendilerini hem topluluğa hemde kullandıkları araca daha bağlı hissederler. Bu kültürün en güzel yanlarından bir tanesi de kullanıcıların nesilden nesile daha bilgili, daha güvenli ve daha iyi sürmelerine sebep olmasıdır. Kültür içerisinde yıllardır aktarılar bilgilerle yeni sürüş teknikleri, farklı motosiklet çeşitleri ve daha güvenli ekipmanlar geliştirilmiştir.
Motosiklet kültürünün, bu kadar etkili olması yani bu derece köklü değişimlere sebep olabilmesi ancak bağlılıkla ve kalabalık bir toplum olabilmesiyle mümkün. Bu durum da bir döngü gibi aslında, kullanıcılardan alınan veriler ve geri dönüşlerle motosiklet teknolojisine yön veriliyor fakat bu denli kalabalık bir toplum oluşmasında teknolojinin rolü de çok büyük. Motosikletin sevilmesi ve benimsenmesiyle beraber her zaman teknoloji kullanımın en üstte olduğu taşıtlardan bir tanesiydi.Böylece kullanılan teknolojilerde her geçen yıl daha güvenli ve konforlu bir hale geldi. Şu anda kullandığımız motosikletler, o buhar motorlu bisikletin evrilmiş ve çok daha geliştirilmiş halleri ve tabii ki bu evrim hiç durmadan devam edecek. Her geçen gün büyüyen bu topluluk ve bu kültür hem kullanıcıları hem de motosikletleri daha ileriye taşıyacak.