-Kastamonulu Şair Yazar ve Ozanlar Topluluğu-
Zamanı içinde her şey değişiyor. Değişmeyen tek şey insanın özünü oluşturan aşk ve sevgi duyguları. İnsanlık tarihine baktığımızda değişmeyen tek şeyin aslında bu duyguların olduğunu da görüyoruz. Savaşlar, yokluklar, hüzünler ve acıların insanın özünü değiştirmeye gücünün yetmediğine tanık oluyoruz. Şair, yazar dediğimizde tanımlama olarak ilk akla gelen, aşkı ve sevgiyi yazabilen insanlar olduğunu anlıyoruz. Bu anlamda yazar, yaşadığı toplumun aynası oluyor. Üretilen eserlerin içinde acı, keder, savaş ve hüzün ne kadar varsa toplumun nasıl yaşadığını, sosyal dengenin nasıl olduğunu, insanların nasıl yaşadığını çağında yazılan eserlerden görebiliyoruz. Yazarın değeri her çağda bilinmemiş olsa da, tarihi aktarabilen tek kişi yazarlar oluyor. Yazılamayan her şey sözde kaldığında ise zamanın içinde yok olup gidiyor.
Her insanın iç dünyası farklı. Yazarın başarısı kendi iç dünyasını başkalarına aktarabilmesinden geçiyor. Daha açık yazmak gerekirse; diyelim okul yıllarında, askerlikte ya da tamamen farklı bir olayda bir başka kişiye yazdığınız bir mektubu, bir sözü sadece kime yazdıysanız onun okumasını, onun görmesini istersiniz doğal olarak. Biz yazarlar tarafında ise bu sistem biraz farklı çalışır. Biz yazdığımız her şeyin başkaları tarafından okunmasını istiyoruz.
İçimizdeki sevgimizi, yalnızlığımızı kitaplarımızda anlattığımız eserlerimizle KASYOT yazarları olarak Kastamonu Maltepe etkinlik günlerinde bir araya geldik. Çok güzel, anlamlı bir gün geçirdik.
Bu anlamlı günün hatırasına, aynı zamanda yazının ve kitabın tarihsel sürecindeki önemi ilk sırada olduğu gerçeğiyle, burada birkaç kitap ve yazarından alıntı yapmak, farklı duygu ve düşünceleri paylaşmak, ortak bir dünyanın sevgisinden söz etmeyi gerekli gördüm.
Fuara katılan KASYOT üyesi yazar şair arkadaşlarımızdan kısa kısa notlar…
RAFETTİN AYVACI- KISSADAN HİSSE
Eserinde vatan millet sevgisinin en başta gelmesi gerektiğini o kadar güzel dile getirmiş ki, duyguya kapılmamak elde değil. Ayrıca vatan, millet sevgisini de çok güzel dile getiren şiirinde şöyle sesleniyor;
'Fikirlerimiz düşüncelerimiz ayrı olsa da,
Vatanımızın birliği bütünlüğü için, kalkınması için,
Ülkemizin insanının mutluluğu refahı için,
Kültürlerimizin, örf ve adetlerimizin, görüşlerimizin farklılığı
Bizim zenginlik kaynağımızdır.'
'Düşme
Bir tekmede
En yakınlarından sen
Yersin
Düşme
Gözdenden düşersin
Dünyaya gelirken başlıyoruz
Ağlamaya
Varken varlıklıyken sağlıklıyken
Herkes dört döner etrafında
El pençe durur karşında
Düşme düşünce
Kimseyi bulamazsın yanında
Merdivenleri çıkarken
Başarıdan başarıya koşarken
Düşersen
Kimseyi bulamazsın etrafında
Düşme gör
Gözdende düşersin
Beş parmağın beşi bir mi derler
Dünya menfaat dünyası'
ŞENGÜL YILDIRIM- RUHUM RÜZGÂRA YAPRAK
Bir annenin yüreğinden esintiler, hasret üstüne duyguların dile gelmesi anlamında duygu yüklü şiirler…
'Hasret üstüne hasret, hasretleri yığdırdım,
Şu kısacık ömrüme, ne özlemler sığdırdım
Gökteki yıldızları, yoları yağdırdım
Sensizlik mevsimi nedense hiç sevmedim…
Senin hasretinle gör içim kuru göl oldu,
Yapraklarım değişti, dallarım da kurudu,
Unuttun beni bur da, sabrımı da delirttin
Yalnızlık mevsimi, nedense hiç sevmedim.'
ADİL KARAGÖZ- KORONA ÖYKÜLERİ
Bir türlü tam nedenini bilemediğimiz, bir virüsün insanları nasıl etkilediğini çok güzel anlatmış.
Virüslü günlerde yaşanan maskeli hikayeleri; düşündürücü, eğlendirici ve güldürücü bir şekilde bulup zevkle okuyacaksınız. Eminiz ki, ileri de torunlarınıza anlatacak çok şeyiniz olacak…
'Ben şehirden geldim. Orada maske takanlar da var takmayanlar da. Hatta maske takmadığı için üç bin liradan fazla ceza ödemek zorunda olanlarda var. Ama burada ineklere de maske takanlar oluyor.'
ŞENGÜL YÜCEL- VAKİT GEÇ OLMADAN
Şermin 60'lı yılların ortalarında köyünden İstanbul'a göç etmiş fakir bir ailenin 4 çocuğundan biri. Bitmek bilmeyen çilesi ve hayalleri uğruna yaşam mücadelesini anlatan, gençlerimize ve özellikle ayakları üzerinde durmaya çalışan kadınlarımıza örnek olacak çarpıcı bir yaşam öyküsünü anlatan güzel bir eser…
'Kızım sen cahilsin anlamazsın..'
'Öyle bir zaman gelecek ki sen bile söylediklerine pişman olacaksın…'
HİDAYET YÜNSEL- KAYIP YILLAR
Sivil toplum örgütlenmelerinde söz sahibi olmuş, önderlik yapmış, birçok derneklerin kurucu başkanı olarak görev almış, etkili bir isim Hidayet Yünsel.
İnsanların birbirinden nasıl uzak kaldığını toplumda bireylerin tek tek kendi yalnızlığı içinde yok olurken birlikte olmanın ve dayanışmanın gücünü en iyi yaşamış ve bunu kitaplarında anlatabilmiş değerli hocamın kitabı KAYIP YILLAR'da geçmiş bir dönemin olaylarını birebir anlatıyor.
Kayıp yıllar arka kapağında şöyle yazıyor: 'Bir karanlık dönem yaşadı güzel yurdum. Kardeşin kardeşe pusu kurduğu, hiçbir neden olmadan birbirini vurduğu, halkı gıda kuyruklarında çile çekerken gencecik fidanların kırıldığı karanlık bir dönem. Düştüğümüz gaflet uykusundan 1980 darbesiyle uyandığımızda bütün sorularda cevabını buldu. İğrenç bir kumpas ile kırmışız birbirimizi. Çoğumuz kodeslerde, hem de tetik çektiklerimize aynı koğuşu paylaşarak nadimi pişmanlık şarkıları ile avunduk. Sağdan ve soldan darağacına giden yiğit canlar için hiç bitmeyecek acılarımızı yüreklerimize gömdük.'
Sonuç olarak etkinlik alanında yiyecek, içecek alanlardan daha çok memleketin yazarlarıyla tanışan ve imzalı kitaplarından edinen insanlar kazandı dersek sanırım yanlış bir söylem olmaz.
Kitap okuyabilmek çok farklıdır. Boş zamanlarımda kitap okuyorum demek ise son derece talihsiz, son derece hatalı bir söylemdir. Çünkü kitap boş zamanlarının eğlencesi değil, bilgiyi alabilmek için zaman ayrılması gereken bir durumdur.
Bu anlamda tüm KASYOT Yazarlarına; Türkan Kebeci hocama, TV programları ve edebiyat sohbetleri programlarıyla renk katan Mustafa Yaşar Dilsiz'e, Şair Ahmet Tığlı hocama, afiş ve etkinlik alanlardaki hizmetleriyle şair Rafettin Ayvacı hocama ve bu güzel etkinlik alanına eserleriyle anlam katan tüm dostlara, emeği geçen herkese katkılarından dolayı teşekkürler..
Aydınlar ve daha çok sevgi dolu bir dünya hepimizin olsun…2022