Mutluluğun kaynağı evde başlar.

Mutlu bir yuva her şey demektir.

Evde ne kadar huzur olursa dünya o kadar güzelleşir

Evlilikte aşk değil, samimi sevgi gerekir. Çünkü kadının bir adı da sevgidir. Bize sevmeyi öğreten kadındır. Merhameti, güzelliği ve aşkın yüceliğini bize kadın öğretir. Bir kadından bunları öğrenememiş erkekler ise bunların kıymetini ve değerini tam olarak öğrenememiş olurlar ki, evlendiklerinde bir eş, bir dost, bir sevgili, bir arkadaş değil, kendilerine oda arkadaşı almış olurlar. Yaşanılan mekânlar da ortak olan her şey paylaşılsa da, sevginin derinliği paylaşılamaz çünkü bilinmez, öğrenilmemiştir. Bunu öğretecek bir okul ya da kitap yoktur. Bu yüzden bu derin sevginin güzelliğini bir kadından doya doya, kana kana içmeyi öğrenemeyenler sürekli başka tenlerde o sevgiyi aramaya devam edeceklerdir. Ve kozmik olarak bu bir karmadır kuşaklar boyunca bu kısır döngü farkındalık başlayana kadar devam edecektir.
 

*
 

Evliysen ve eşini sevmiyorsan evli sayılmazsın.

Çünkü evliliğin güzelliğini yaşamıyorsundur.

Eşinin bedenine ellerinle dokunmadan önce güzel sözlerinle kalbine dokunmalısın.

Elleriniz değmeden bedenine gözleriniz buluşmalı ilk önce.

Ve unutma ki, bir kalbe, bir kalp yeter.
 

Kalbine bir kalp yetiremeyenler, bir sevginin sıcaklığını alamayıp farklı insanlarla bu eksiğini gidermeye çalışanlar ne yaparlarsa yapsınlar, ne yaşarlarsa yaşasınlar hiçbir zaman bir sevginin anlamını derinden yaşayamayacaklardır. Bu anlamda evli olup evli sayılmayanlarla dolu sokaklar…
 

*
 

Kadın, bedeninin olduğu yatakta değil, kalbinin olduğu yerde kadın olur.
 

Bir kadın için de ailede önce eş gelmeli, sonra çocuklar. Çünkü hastane odasına düşmeye görün, pijamanızı değiştirecek tek kişi eşiniz olacaktır. Evde karı kocanın çözemediği hiçbir sorunu başkaları asla çözemez. Her ne yaşanırsa yaşansın, evin dışına taşmasına izin verilmemeli. Sağlıklı ilişkiler tek taraflı fedakârlıklarla yürümez, iki tarafın ortak çabası şarttır. Eşler sürekli birbirinin sevdiği, hoşlandığı şeyleri büyütmeli ki sevgileri karşılıklı çoğalabilsin. Örneğin, çocuk evinde mutsuz olduğunda ne kadar iyi beslenirse beslensin bir yani hep aç kalacaktır! Evliliğin devamı; sevgi, saygı, bedensel, tensel ve tinsel doyumun tatmin derecesine göre şekillenir.
 

Evlilikte bunlardan biri eksik kaldığında ise, bir türlü tamam olmayan, hep eksik kalan bir şeyler olacaktır. Bir gün iyi, iki gün kavgalı... Çevrenizde kavgalı gürültülü ilişkiler varsa bunların eksikliğini göreceksiniz.
 

*
 

Eşinizden sakladığınız bir sır olmasın.

Gizli, saklı bir dolap çevirmeye değmez inanın, üstelik güvenin yıkımı en acı yıkımdır.

Arkadaşlar arasında da sır olacak işler yapmaya, yüzüne söylenemeyen sözlerin başkasına söylenmesine hiç gerek yok. Doğru her zaman doğru olandır. Doğruyu herkes hatırlar, yalan ise şekil değiştirerek çoğalır.
 

 *
 

Evliliklerde güven duygusu da son derece önemlidir.

Güven zedelenirse, kadının güzelliği ve seksi oluşunun hiçbir önemi kalmaz…

İsterse bu İstanbul’un en güzel kadını olsun, erkeğinin gözünde en çirkin insan haline gelecektir.

Erkeğin adamlığı da beş para etmez…

Güven yok olduğunda karşı tarafın gözünde beş para değeriniz kalmaz…
 

 *
 

Sevgi ve aşk dünyadaki en büyük güçtür.

Şiddet, bu duyguların eksikliğinden çıkar!

Ve aşk, tüm insanlara yakışan en güzel duygudur. Doya doya, kana kana, avuç dolusu bir çeşmeden su içer gibi, hepimize kısmet olsun aşkın şerbeti…[Aşk Yazarı Mustafa Çifci®- 07.10.2002]


Not: Daha fazlası için yazarın; “Duygusal Ayrılık –Kalbime Dokunan Sözler – Ne Yağmurlar Biter Ne De Ayrılıklar” adlı kitaplarını kitapyurdu.com sitesinden satın alabilirsiniz. Hatta alıp okuduğunuz kitabın, yüreğinize dokunan, acıtan ve gülümseten kelimelerin altını çizin. Ve sonra o kitabı en sevdiğinize hediye edin.