20.02.2020 tarih ve 31045 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 517 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nde söz konusu 379'uncu maddeye ilişkin açıklamalar yapılmış ve uygulamaya yönelik usul ve esaslar belirlenmiştir.[1]

Tebliğ uyarınca; vergi/ceza ihbarnamesine karşı süresinde açılan davalarda, vergi mahkemesince verilen istinaf yolu açık kararlar ile bölge idare mahkemesince verilen temyiz yolu açık kararlar (Danıştay'ın bozma kararı üzerine verilen kararlar hariç) kanun yolundan vazgeçme kapsamındadır. Dolayısıyla bir yargı kararının kanun yolundan vazgeçme kapsamında olması için;

1) Vergi/ceza ihbarnamesine karşı süresinde açılan dava sonucu verilen karar olması,

2) Vergi mahkemesince verilen karara karşı istinaf veya bölge idare mahkemesince verilen karara karşı temyiz yolunun açık olması,

3) Kararın Danıştay'ın bozma kararı üzerine verilmemiş olması,

şartlarını birlikte taşıması gerekmektedir.

Bu itibarla, örneğin;

Vergi/ceza ihbarnamesine karşı süresinde dava açılmaması nedeniyle davanın süre aşımı gerekçesiyle reddi yönünde verilen,

Davanın ehliyet yönünden reddi şeklinde verilen,

İdari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olmadığı gerekçesiyle davanın reddi yönünde verilen,

Vergi mahkemesince verilip istinaf yolu açık olmayan kesin nitelikli,

Bölge idare mahkemesince verilip temyiz yolu açık olmayan kesin nitelikli,

Danıştay'ın bozma kararı üzerine verilen,

Vergi/ceza ihbarnamesine karşı açılmamış olan davalarda verilen,

Beyanname verilmesi üzerine tahakkuk fişi esasına göre yapılan tarhiyatlara açılan davalarda verilen,

213 sayılı Kanun kapsamında yapılan şikayet yoluyla müracaatın reddi üzerine açılan davalarda verilen,

Ödeme emrinin tebliği, haciz gibi takip ve tahsilat işlemlerine karşı açılan davalarda verilen kararlar ile buna benzer kararlar kanun yolundan vazgeçme müessesesi kapsamında değildir.