Günümüz çocukları için artık sokak oyunları devri kapandı. Çocuklar için eğlence anlayışı tamamen dijital ortamlara kaymış durumda. Bu da beraberinde yeni bir bağımlılık konusu yaratıyor. Sanal dünyada oluşturulan gerçeklik, elde edilen ödüller, sosyalleşme ve istenilene daha hızlı ulaşma imkanı çocukları ve gençleri etkilemekte. Dijital dünyanın doğru kullanılması ile bağımlılık yaratması arasında ise çok ince bir çizgi var.

Kişinin özellikle çocuk ve ergenlik çağındakilerin gündelik hayatının büyük kısmını bilgisayar başında geçirmesi ve çevreden kendini soyutlaması onun bir bağımlı olduğunun göstergesi. 2018 yılında Dünya Sağlık Örgütü tarafından da bilgisayar oyun bağımlılığı hastalık sınıflandırmaları arasına eklenmiş durumda.

Belirtiler ise şöyle;

Video ve bilgisayar oyunlarına aşırı derecede kafa yormak

Oyun oynamadığı zamanlarda kendini kötü hissetmek

Kendisini engellemek istese de daha az oyun oyun oynayamamak

Daha önceden severek yaptığı farklı işleri ertelemek veya bırakmak

Kendini kötü hissettiği durumlarda oyun oynayarak rahatlamak

Oyun bağımlılığı genel olarak bakıldığında sadece psikolojik etkiler yaratıyormuş gibi görünse de, göz bozuklukları, migren, yorgunluk gibi fiziksel belirtilerde oluşturmaktadır. Uzun vadeli etkilere de bakıldığında ise finansal ve akademik kayıplara yol açtığı görülmektedir.

Tipik olarak hangi tür oyunların bağımlılık yaptığı bilinmemekle birlikte çevrimiçi ortamlarda birden çok kullanıcının katıldığı, sonu olmayan oyunların daha çok risk taşıdığı görülmektedir. Ülkemizde kapsamlı bir akademik çalışma olmamasına rağmen İstanbul genelinde oyun bağımlılık oranının %10 olduğu düşünülmektedir.

Çocukların fiziksel aktivitelere yönlendirilmesi, dijital ortamlarda geçirilecek sürenin önceden belirlenmesi önemlidir.