Bu yazımda kimilerinin sevdiği, aşık olduğu, kimilerinin ise tiksindiği ABS konusuna değineceğim. Çok karmaşıklaştırmadan anlaşılır bir şekilde inceleyelim, neymiş bu ABS? Anti-lock braking system (kitlenme önleyici fren sistemi) nin kısaltması olan ABS öncelikle trenlerde kullanılmaya başlandı. Sonrasında teknolojinin gelişmesiyle, sahip olduğumuz taşıtlarda standart bir donanım haline geldi. Yeni çıkan çoğu taşıtta mecburi olarak bulunuyor.
ABS sisteminin parçalarını tek tek incelemek gerekirse, fren diskimize bağlı delikli bir disk, manyetik okuyucu ve ABS beyin modülü bulunmakta. Manyetik okuyucu, abs diskine sinyal göndererek tekerin dönme hızını okur. Bu sayede, frenlemeye başladığımızda abs beyni, ani hız düşüşlerinde tekerlerin kilitlenmesine engel olmak için, uygulanan fren gücünü azaltıp tekrar arttırarak tekerleğin kilitlenmeden dönmesine izin verir. En basit şekilde böyle açıklanabilir. Otomobillerin aksine, fren esnasında lastiklerin kayması sadece fren mesafesini uzatmaz, aynı zamanda düşmenize de sebep olabilir. E madem bu kadar şifalı bir sistem, neden insanlar kullanmak istemiyor? Çok basit, kalite. Bu sistemlerin kaliteli, yani iyi çalışanları olduğu gibi, vasat olanları da var. Kötü bir ABS sistemi devreye girmemesi gereken durumlarda çalışarak fren mesafenizi uzatır. Bu arada evet ABS devreye girdiğinde fren mesafeniz uzar. Bu durum tabi ki tekerleri kitlemediğiniz senaryo için geçerli. Sonuçta bir tutup bir bırakarak sert frenlemelerde tekerleğin dönmesine izin veren bir sistem. Örneğin ilk nesil ABS'li xmax 250'nin frenlerini beğenmemiştim. Tam başınızda dırdır eden bir yaşlı gibi, 'ah oğlum sen şimdi kaydırırsın dur ben yapayım' diyor adeta. Sürekli devrede, manete her dokunduğumda elimi ittiriyordu. İnsanları bu tarz durumlar elektronik sistemlerden uzaklaştırabiliyor. Fakat iyi çalışan bir ABS sistemi birçok durumda kurtarıcı olabilir. Bu konuda önemli bir detay da ABS'li bir motosiklete sahip olup, bu sisteme alışmak, hatta ABS olmayan motosikleti kullanamamak sorunu. Bu durum kendinize yapacağınız en büyük kötülük olur. Bundan sonra hiç ABS'siz motor almayacak olsanız bile, sistemde olabilecek bir arıza veya kablo kopması gibi durumlar sonucunda sistem devre dışı kalabilir. Siz bu durumdan habersiz bir şekilde fren yaptığınızda, zeminle sıcak dakikalar yaşayabilirsiniz. Siz, siz olun bu tarz sistemlere gözü kapalı güvenmeyin. İmkanınız varsa donanımlı versiyonu tercih edebilirsiniz fakat devreye sokmadan sürmeye alışmanızda fayda var. Unutmayın ki bu donanımlar cebinizdeki son koz olarak kullanılacak şeylerdir.
Açıkçası ben bu konuda aradayım kullanışıma uygun bir ABS çok fazla bulamadım. Bana şu andaki sistemler biraz erken devreye giriyormuş gibi geliyor. Lastiğin kaymayacakken devreye girdiğinde hesapları bozabiliyor bazen. Bazı durumlarda arka tekeri kasten kaydırmak gerekebiliyor, tabi ABS olduğunda bunları yapamıyorsunuz. Benim için en güzeli bu tarz sistemlerin seviyeli hatta açma kapatmalı olması. Fakat yeni sistemler nasıl olacak, onu da bir görmek lazım. Hızlı bir şekilde gelişiyor bu tarz sistemler. Bakalım bekleyip göreceğiz.