[email protected]
İnternete bağlı olduğumuz her dakika kişisel verilerimiz kopyalanır, depolanır ve kullanılır. Bu bazen rızamız dahilindedir, çoğu zaman da değildir. Birbirinden farklı onlarca gerçek ve/veya tüzel kişilik, isminizi, telefon numaranızı, adresinizi, kullanıcı geçmişinizi, aramalarınızı, kredi-banka kartı bilgilerinizi, bilgisayarınızın IP adresini ve benzer binlerce veriyi kayıt altına alır. Bu, teorik olarak evinizegizli kamera yerleştirilmesi ile aynı şeydir.
Sadece şirketler, uygulamalar ve resmi kurumlar değil; eczanelerden restoranlara kadar aklınıza gelebilecek birçok iş yeri bilgilerinizi depolar. 16 Nisan referandumu sürecinde milyonlarca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının kimlik bilgileri Romanya kaynaklı bir internet sitesine yüklendi. Oradan da her yere yayıldı. 2011 seçimleri öncesinde seçmen sıfatı kazanmış 46 milyon 611 bin kişinin bilgilerini içeren sızdırılma hadisesi, zamanında tüm dikkati kişisel verilerin korunması hususuna çekmişti. Dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, ''Nereden sızdı, nasıl sızdı bilmiyorum. Rakamlara baktığınız zaman Türkiye'deki seçmen sayısına yakın bir rakam. YSK (Yüksek Seçim Kurulu) bu seçmenlere ilişkin bilgileri partilerle de paylaşıyor. Bu sızmanın araştırılması lazım.'' demişti. Daha sonra verilerin kamuoyunun bildiği gibi YSK'dan değil, Trafik Sigorta Merkezi'nden (TRMER) çalındığını ortaya çıkmıştı.
Kişisel verileri korumak neden önemli?
Yalnızca kimlik hırsızlığıyla dahi bilgilerinizin aleyhte kullanılması sonucunda işlenmiş bir suçun üzerinize yıkılması oldukça muhtemel. Yine bu bilgilerle üzerinize telefon hattı, banka hesabı açılabilir; kimlik doğrulamasıyla kaydolunan internet sitelerine rızanız dışında eklenebilirsiniz.
Tam da bu nedenle, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu(KVKK) 7 Nisan 2016 tarih ve 29677 sayılı karar ile yürürlüğe girdi. Anayasa Mahkemesi'nin 'Kişisel verilerin korunması hakkı, kişinin insan onurunun korunmasının ve kişiliğini serbestçe geliştirebilmesi hakkının özel bir biçimi olarak, bireyin hak ve özgürlüklerini kişisel verilerin işlenmesi sırasında korumayı […]' amaçlayan kanunu, kişisel verileri güvence altına aldı.
Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı Faruk Bilir, Anadolu Ajansına verdiği röportajda, kurumun genel olarak yukarıda bahsedilen kanunun uygulanmasını sağlamak, kişisel verilerin depolanması, muhafaza edilmesi ve aktarılması gibi faaliyetlerini güvence altına almak gibi görevleri olduğunu açıkladı.
Dünyada kişisel verilerin paylaşımı, Facebook ve Cambridge Analytica skandalı
Cambridge Analytica, seçmen davranışlarını tahlil eden ve yer yer değiştirmek isteyen, çeşitli siyasi partilere ve iş dünyasına hizmet sunan bir veri şirketiydi. Bir iddiaya göre, Londra merkezli veri analizi şirketi, Facebook kullanıcılarının kişisel verilerini usulsuz olarak kullanarak ABD seçimlerine ve Britanya'daki Brexit sürecine müdahalede bulundu. Olayın ayyuka çıkmasının ardından ABD Federal Ticaret Komisyonu (FTC) Facebook'a gizlilik ve veri ihlali nedeniyle 5 milyar dolar ceza kesti. Bu olay, dünyanın dikkatini veri paylaşımına çekmesi açısından kritik. Zira Cambridge Analytica veri analizi ve depolaması yapan tek şirket değil.
Facebook, algoritması sayesinde siyasi tercihinizi, politik tavrınızı, müzik zevkinizi, hobilerinizi hatta cinsel yöneliminizi tahmin edebiliyor. Önünüze düşen reklamlar, iletiler, haberler hatta öneriler size filtreden geçirildikten sonra sunuluyor. Bu biraz kompleks ve oldukça detay barındıran bir konu. Dolayısıyla, başka bir yazıda uzun uzadıya masaya yatırmak daha faydalı olacaktır.
#İTÜmahremiyetİstiyor
Koronavirüs sebebiyle üniversiteler final sınavlarını internet üzerinden gerçekleştiriyor. İstanbul Teknik Üniversitesi de sınavlardan hemen önce sosyal medyanın gündemindeydi. İTÜ, Witwiser isimli bir Google Chrome eklentisini, öğrencilerin bilgisayar tarayıcılarına kurma zorunluluğu getirdi. Eklenti, öğrencilerin ekran kaydını kaydederek kopya çekilmesini engellemeye yarıyor. Eklenti bilgisayara yüklendiği anda;
- Ziyaret ettiğiniz web sitelerindeki tüm verilerinizi okuma ve değiştirme
- Bildirimleri görüntüleme
- Kopyaladığınız ve yapıştırdığınız verileri değiştirme
- Ekranınızın içeriğini yakalama
- İndirilen öğelerinizi yönetme
- Depolama cihazlarını tanımlama ve çıkarma
Haklarına sahip oluyor. Kısaca, eklenti kurulduğunda bilgisayarınızdaki bütün kişisel verileri kaydediyor. Zoom isimli uygulama üzerinden gerçekleştirilecek sınavlarda, kamera ve mikrofonun açık olması zorunluluğu da getirildi. Sınav sürecinde yaşanabilecek teknik aksaklıklar (internet bağlantısı ve elektriğin kesilmesi, tarayıcı servislerinin çökmesi, yoğunluktan dolayı gerçekleşebilecek ağ zaman aşımları vb.) için de herhangi bir mesuliyet kabul edilmiyor.
Bu dayatmaların Kişisel Verilerin Korunumu Kanunu'na aykırı olması bir tarafa; köklü üniversitelerin Hababam Sınıfı'ndaki Külyutmaz karakteri gibi ''kopya çekeceklermiş, çektirmem!'' kaygısıyla hareket etmesi manasız. Zira, eğer sorunun cevabı birkaç dakikada bulunabiliyorsa, 2020 yılının pratiklerinde pek bir anlam ifade etmiyor demektir. Eğitim değişiyor, buna ayak uydurmak gerek.
Üniversitelerin amacı, öğrencilerin her saniye ulaşabileceği bilgileri ezberletmek değil, kişinin bağımsız düşünme yeteneği ve analitik düşünme kabiliyetini geliştirmek, mantıksal kurgu bütünlüğünü nasıl kavrayacağını göstermektir. Bu nedenle öğrencilerin kişisel verilerini toplayan eklentiler ve kamerayla kayıt altına alan iki saatlik sınavlar yerine, proje bazlı ödevler verilmesi daha faydalı olacaktır.
Kişisel verilerimizi korumak adına ne yapabiliriz?
Aslında kişisel olarak yapabileceklerimiz sınırlı. Çünkü veri toplamanın kitabına uygun hale getirilmesi için tüm dünya genelinde katı yasal düzenlemelerinuygulanması gerekiyor. Ancak yine de telefonumuza indirdiğimiz sözlük, oyun ya da harita aplikasyonunun neden fotoğraflarımıza, rehberimize, mesajlarımıza, mail adresimize ulaşmak istediğini anlamamız gerek.Bu verilerin biz farkında dahi olmadan şirket ve kurumlara satılabileceğini idrak etmemiz gerek. Hakeza kayıt olurken tıkladığımız ''Sözleşmeyi okudum ve kabul ediyorum'' butonunun nelere tekabül ettiğini de...
En nihayetinde aklımızdan çıkarmamamız gereken tek şey,hiçbir şeyin bedava olmadığıdır. ''Eğer bir ürüne para ödemiyorsanız,asıl ürün sizsiniz.''