Teknolojik ilerleme ve yenilikler konusunda iş dünyasının bilgi, bilginin yönetimi, stratejik düşünme ve internet uygulamalarına ilişkin çözüm arayışlarındaki süreklilik devam ediyor. 2000'li yılların başlarında bu alandaki çalışmalarda bilgi toplumu adı altında bilinçlendirme ve bilgi toplumuna dönüştürme amacı güdülmüştür. Ancak küresel düzeydeki gelişmeler sonucunda günümüzde bilgi toplumuna dönüşüm yerine dijital toplum kavramı ön plana çıkarıldı.
Akademisyen-yazar Erol Mütercimler, robotların egemen olduğu yapay zekanın devreye girdiği bugünlere gelişini, Bill Gates'in 'dijital sinir' düşüncesi ile şöyle açıkladığını söylemektedir: 'Dijital çağda faaliyet gösterebilmek için yeni bir dijital alt yapı oluşturmak gerekir. Bu alt yapı insanların sinir sistemine benzeyen 'dijital sinir sistemi'dir. Dijital sinir sistemi, bir şirketin çevresini algılayabilmesini ve gerekli tepkiler gösterebilmesini, rakiplerin yol açtığı tehlikelerin ve müşterilerin ihtiyaçlarının belirlenebilmesini, gerekli kararların gerektiği zaman alınabilmesini sağlayan dijital proseslerden oluşur. Hem donanıma hem yazılıma gerek duyan dijital sinir sistemi şirketlerin pürüzsüz ve sorunsuz iş yapabilmelerini, acil durumlar ve fırsatlar karşısında zaman kaybetmeden tepki verebilmelerini, gerekli bilgiyi şirket içinde ihtiyacı olanlara zamanında iletebilmeyi sağlamaktadır(1).'
Dijital, günlük hayatımızda giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Dijital, herkes için her yerde bulunur hale geldi. Bilgisayarlarda ve telefonlarda insanlarla birlikte yaşıyor. Artık yalnız araçlar olarak değil, arkadaşlarla kesintisiz bağlantıyı sağlayan insanların hayatlarının ayrılmaz bir parçası olan sosyal ağlar ile günlük yaşamlarının ayrılmaz bir parçası haline geldi. SMS'leri eski moda olarak gören nüfus ve 24 saat boyunca çeşitli mesajlaşma medyaları ile ortaya çıkan yeni nesil bilgisayarlar, insanlara dijital dünyada nasıl yaşayacağını öğrenme yolunu gösterdi. Bu önceleri sadece bir araçtı, artık hayati bir zorunluluk ve insanlar artık onsuz yapamaz hale gelmiş durumda.
Son on yılda yaşananlar, iş dünyasında yerleşik yaklaşımların ve tarihi tekellerin sonunun yaklaştığına işaret ediyor. Her sektörde, dijital geçiş süreci içinde sektörün tarihsel gelişimi sarsılıyor. Günümüzde, işletmelerden yalnızca ürün sunmaları beklenmiyor. Müşteriler, aynı zamanda ve bazen daha çok şeyler bekler hale geldi. Dijital dünya ile birlikte ortaya çıkan yeni ekonomi oyuncuları her pazarda yerleşik lider konumundaki kurumsal işletmelere meydan okuyor.
İş dünyasının dijital çağ ile baş edebilmek amacıyla geleceği düşünerek araştıran ve gelişen yapısına karşılık muhasebe mesleğinin önderleri de muhasebe mesleğinin geleceğini şekillendirmek için düşünmek, tasarlamak ve yaratıcı olmak sorumluluğunu hissederek çalışmalarını sürdürmektedirler.
Bugünlerde dijital ekonomide, herhangi bir kuruluşun finansal yapısının güçlendirilmesi, işletmelerdeki üst yöneticilerinin işbirliğinin ve ekip çalışmasının düzeyine bağlı olarak gerçekleştirilmektedir. Özellikle, CFO(2)-CIO(3) (Mali İşler Bölüm Başkanı ve Bilgi Sistemler Bölüm Şefinin) ilişkisinin sağlığı önemlidir ve bu ilişkinin 'dijital büyüme etkisi' olarak yükselmesi beklenmektedir.
Bunların daha iyi verimine yönelik ihtiyacı gideren finansman ve analitik teknolojisinde yatırımın desteklenmesinden CFO'nun beklentileri, raporlama gereksinimlerinin ötesindedir. Gelişmiş analitik araçlarla sağlanan CFO ve CIO iletişimi, çok fazla karmaşık yönetim kararlarının sürdürülmesine ve iyileştirilmesine yardımcı olan verilerin elde edilmesi etkili olmaktadır.
[1]Bill GATES, Düşünce Hızında Çalışmak, (Çeviren: Ali Cevat Akkoyunlu) Doğan Yayıncılık, İstanbul, 1999, s.14 (Aktaran: Erol MÜTERCİMLER, a.g.e., s. 68 vd.)
[2]CFO: Chief Financial Officer (Finans Grubu Başkanı)
[3]CIO: Chief Information Officer (Bilgi Sistemleri Grubu Başkanı