0
'Bana güvenmiyor musun?' diye kükredi ses tonunu elinden geldiğince kalınlaştırarak ve ciddileştirerek. Ses tonunda kızgınlık, kırgınlık, biraz da tehdit varmış gibi görünse de, aslında maskesinin düşmüş olmasından dolayı mahcubiyet, kendine güvensizlik ve çamura yatma eğilimi de seziliyordu.
'Bana güvenmiyor musun' sorusuna verilecek en net yanıt, şu karşı sorudur: 'neden sana güveneyim?' Çünkü 'bana güvenmiyor musun' sorusu, bir türlü sağlam temeller üzerine oturtulamamış bir iletişimin, sağlanamamış bir itibarın, kendine güvensizliğin ve bir tükenmişliğin göstergesidir.
'Güven' adı, istatistik, matematik ve birçok bilim dalında ölçme işleminin tutarlılığını ifade ediyor. Güvenin günlük hayatımızdaki anlamı ise, korku, çekinme ve kuşku duymadan inanma ve bağlanma duygusudur. Bu öylesine güçlü bir duygu ki, tüm iletişimimizi, ilişkilerimizi, sosyal ve ticaret hayatımızı kökünden etkiliyor. Güven duymadığımız ne bir insana, ne bir hayvana, ne de bir ürüne karşı yakınlık hissetmiyoruz.
Tüm iletişimimizin temelini oluşturan ve inanma eylemine dayanan güven sözcüğünü, aslında tutarlılığı kast etmek için kullanıyoruz. Güvenirlik, sözlerin ötesinde davranışların tutarlılığı ile kazanılıyor. Güvenmek için söylenenden daha çok söylenmeyeni analiz etmek ve anlamak gerekiyor. Çünkü davranışlar duyguları, öncelikleri ve tercihleri, kelimelerden daha net ve etkili olarak gösteriyor. Davranışlarda süregelen tutarlılık, güven oluşumunu sağlayan en önemli etken.
Güven oluşumunu sağlayan bir diğer etken 'şeffaflık'. Karanlıkta kalan konular her zaman şüphe uyandırıyor. Şüphe ise güveni katlediyor.
Güven oluşumunu sağlayan üçüncü etken ise 'rasyonellik'. Mantıklı olmayan, hayatın ve zamanın gerçekleriyle uyuşmayan tutum ve davranışlar güven oluşumunu engelliyor.
Kişinin geçmişte sergilediği tutarlı, şeffaf ve mantıklı davranışlarıyla elde ettiği itibarı, güven duygusunu da beraberinde getiriyor. Güven duygusunu kazanan kişi çoğu kez karşı tarafın davranışlarını etkileme ve değiştirebilme gücüne de sahip oluyor.
Çok uzun sürede ve bin bir zorlukla kazanılan; ancak bir anda ve çok kolay harcanabilen bir olgu 'güven'. Önceki sözleriyle uyum sağlamayan davranışlar mı var? Bazı konular halen karanlıkta mı? Genel bir belirsizlik mi hakim? Ayakları yere basmıyor mu? Sonra da 'bana güvenmiyor musun' mu diyor?
O zaman neyine güveneceksin?