Tarihte birçok toplum, güçlü bir aile yapısına sahip olmadıklarından dolayı tarih sahnesinden yok olup gitmiştir. Eski Türk Devlet geleneğinde durum tam tersidir. Türklerin kadına verdiği önemi, o dönemde başka hiçbir topluluk vermemiştir. Bilinen en eski Türkçe kaynak olan Orhun Abidelerinden Kültigin Abidesi'nde, Tanrı'nın Türk Milleti yok olmasın diye yarattığı kişiler arasında ikinci Göktürk Devleti'nde kağanın eşi Bilge Hatun'un adına da yer verilmiştir. İnsanlık tarihinin ilk dönemlerinde kadınlar Dünya'ya rahimlerinde taşıdıkları yeni bir canlıyı getirmeleri, fiziksel yapıları itibarıyla erkeklerden farklı bir takım özellikler göstermeleri ve fikri olarak hassas bir yapıda olmaları nedeniyle 'gizli bilgilere sahip bir varlık' şeklinde değerlendirilmiştir. Türk Şaman anlatılarında da yer alan bu durum, en güçlü ve korkunç şamanların kadınlar arasından çıktığı şeklinde ifade edilmiştir.
Hatun (kadın), tarih boyunca Türklerle temas etmiş Asya ve Avrupa milletlerinin dillerine ve yazılı kaynaklarına 'Türk Hükümdarının Karısı, Türk Kadını, Saygın Kadın, Yönetici Kadın' anlamlarıyla geçmiştir. Türk kültüründe kadına verilen değerden dolayı, 'ana-baba', 'karı-koca' denirken, anne babadan önce söylenirdi. Göktürk çağında da anne sözü babadan önce kullanılıyordu.
Tarihte 17 Büyük Türk devletleri kurulmuştur: Bu imparatorluklar sırasıyla: Büyük Hun, Batı Hun, Avrupa Hun, Ak Hun, Göktürk, Avar, Hazar, Uygur, Karahan, Gazneliler, Büyük Selçuklu, Harezmşahlar, Altınordu, Timur, Babür ve Osmanlı Devletidir. Son olarak Atatürk Türkiye Cumhuriyetini kurmuştur.
Tarih boyunca Türk Kadını yabancı devlet elçilerinin kabulünde hakanın hatunu olarak hakanın yanında bulunur ve elçileri birlikte kabul ederlerdi. Tören ve şölenlerde kadın hakanın solunda oturur, siyasi önerilerini hakana iletirdi. Örneğin Çin ile ilk barış antlaşmasını Büyük Hun İmparatorluğu adına Mete Han'ın kadını imzalamıştır. Bir başka örnek ise Sabarların hükümdarı Belek'in ölmesiyle birlikte hükümdarlık makamına hatun Boarık geçmiştir. Yaklaşık yüz bin kişiyi idare eden bu hatun, devleti düzgün idare etmesiyle diğer devletler tarafından tanınmıştır. Bizans imparatoru ile bizzat antlaşma yaparak o dönemde önemli bir şahsiyet olduğunu göstermiştir. Kadınlar sadece ordunun başında komutan olarak bulunmuyordu. Aynı zamanda ordu ile birlikte savaşa girip ok ve yay kullanıyorlardı. Bu konuda da erkeklerden eksik bir durumda kalmamışlardır. Eski Türklerde kadınlar erkeklerle birlikte savaşa katılırlardı. Uygurlar vıı. Yüzyılda henüz devlet kurmadan önce Uygur reisi savaşlarla uğraşıyorken, annesi Uluğ Hatun, halkın arasında çıkan karışıklıklarla uğraşıyor, kanuna karşı gelenleri, kanunlara uymaya sağlıyordu.