Türkiye İç Denetim Enstitüsü Kurucu ve Onursal Başkanı
Sevgililer günü haftasındayız.
Dünya ve yaşadığımız toplumda sevgi bir ihtiyaç, yaşadıklarımıza bakınca hepimiz sevgiye muhtacız.
Durum böyle olunca yıllar önce karikatür sergime ilham olmuş şairin dizeleri aklıma geliyor.
Uzun yıllar öncesi açtığım karikatür sergimin ismi 'Güneşin Olsun Gönlünde' idi. Sergimin ismini o yıllarda bugün rahmetle andığım Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu'nun gazetedeki köşesinde yer verdiği ve beni çok etkileyen Alman şair Casar Otto Hugo Flaischlen'in (yaygın kullanımıyla Casar Fleischlen) şiirinden esinlenerek belirlemiştim.
Her sevgililer gününde şiirin paylaştığım dizeleri, uzun söze gerek bıraktırmıyor.
Güneşin olsun gönlünde / Kar bile yağsa / Ya da fırtına olsa / Gök bulutlarla / Dünya kavgayla dolsa
Güneşin olsun gönlünde / O zaman gelsin ne gelirse / Doldurur ışıklarla / En karanlık gününü
Bir şarkın olsun gönlünde / Sevinçli ezgilerle / Seni günlük tasalar boğsa bile
Bir şarkın olsun dudaklarında / O zaman gelsin ne gelirse / Yardım eder atlatmaya / En yalnız gününü
Başkaları için de bir diyeceğin olsun / Tasada ve bunalımda / Ve seni mutlu edecek her şeyi / Söyle onlara da
Bir şarkın olsun dudaklarında / Yitirme sakın cesaretini / Güneşin olsun gönlünde / Ve her şey iyi olacak
Şiirin dizeleri düşündürüyor insanı.
Zaman geri alınmaz bir şekilde uçup gidiyor. Yaşam, soluk aldığımız her saniyesini özenle tüketmemiz gereken bir değer olarak bizi içine alıyor.
Geride bırakılan, yaşanılan zaman diliminde duygularımız, düşüncelerimiz ve eylemlerimiz filim kareleri gibi sabitleşiyor. Çekilen bir filmi yeniden çekme imkanınız bulunduğu halde başrol oyuncusu olduğunuz yaşam filminiz de böyle bir şansınız yok. Ancak filmin geri kalan bölümünde rolünüzü farklılaştırma fırsatlarına sahip olabilirsiniz.
Hızla akıp giden zaman içinde yaşamın her saniyesini değerlendirmeliyiz.
Yaşadıklarımız bize 'hayatın anlamını öğretecek' kadar derslerle dolu.
Hayatta alışkanlıklara dönüşen tutum ve davranışlarımızı düşünelim.
Kolayına kaçıp buluşma ve görüşmelerimizi ötelememizin, ifade etmekten kaçındığımız duygu ve düşüncelerle sevgimizi hissettirmememizin, kızgınlıklar, kırgınlıklar, küskünlüklerle birbirimizden kolayca vazgeçmenin ne kadar anlamsız olduğunun farkına vardık mı?
Konfor alanımızdan çıkıp öğrenmeyi öğrenen, talebe olmaya açık olmanın geleceğe ortak olmanın bir gereği olduğunu tecrübe ettiğimiz bir süreçten geçiyoruz.
Bu tecrübe süreci devam edecek, ancak farkında olmamız gereken bir hakikati göz ardı etmemeliyiz. Bilim ve teknolojiye dayalı uygarlık, ne kadar ileri giderse gitsin, insana özgü mahremiyet, merhamet, vicdan, maneviyat, inanç, şefkat, hayal gücü, empati, sezgi, sevgi, mutluluk, elem, hüzün, coşku, arzu, ahlak, etik, saygı gibi erdemli özelliklerimizden ödün vermemeliyiz.
Sevgi enerjisini sevmekten alır, sevginle sevdiğine ilham veriyor, örnek oluyorsan akıl ve yürek bir olur, yenilmez güç olur.
Birbirimize güven ve cesaret veren moral değerlerimiz ile birlikte gelecek mümkün ve her şey iyi olacaktır.
Sevgililer günümüz kutlu olsun!