Türkiye İç Denetim Enstitüsü Kurucu ve Onursal Başkanı
Mesleğin 4 profesyonelinin girişimi ile 14 Aralık 1994 tarihinde İstanbul'da başlayan hikayemiz, 19 Eylül 1995 tarihinde 47 kurucu üye ile ortak bir hayalin ifadesi olarak kurumsal kimlik kazanıyor, 2 Ekim 1995 tarihinde düzenlenen ilk uluslararası iç denetim sempozyumu ile küresel ve ulusal meslek ailemizi kucaklıyor, 1 Mayıs 1997 tarihinde ilk Türkiye İç Denetim Kongresi'nin gerçekleştirilmesiyle bugünlere uzanan, hayalleri olan, heyecan ve coşkularını, cesur ve özverili emeklerini, gönül sermayelerini katan kahramanların adanmışlık destanı olarak karşımızda duruyor.
Gönüllü ve ileri görüşlü sivil girişimcilikleri ile TİDE'yi var eden kurucu üyelerimize, meslek ailemizin gönlünde daima yaşayacak olan vefat eden üstatlarımıza, meslektaşlarımıza, TİDE'nin kurumsal varlığının sürekliliğinde ve gelişiminde gönüllü ve özverili emekleri ile rol ve sorumluluk üstlenen bilim ve meslek insanlarına, mesleğimizin geleceği genç meslektaşlarımıza, dünden bugüne uzanan, bayrağın başarı ile elden ele geçtiği bu süreçte bizlerin yanında olan, desteğini esirgemeyen eş ve çocuklarımıza sevgi, saygı ve şükranlarımı sunuyorum.
Bir hayalin fikir olarak ifade bulduğu, kurumsal gerçeklik kazanması için ilk adımın atıldığı, bir cumhuriyet hikayesi, kurumu ve değeri olan Enstitümüzün kuruluş hikayesinin başladığı günün yıldönümünde, bugüne uzanan zaman diliminde yaşanılanlar, bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçiyor. Biliyorum ki bütün yaşanılanlar, geçmişte kalsa da bize kattıkları, öğrettikleri ve hissettirdikleri ile yarınlarımıza ışık tutuyor. Meslek ailemizin, her bir anına şahit olmuş, nabzını kendi kalp atışlarında hissetmiş biri olarak uzun ve meşakkatli, bir o kadar da gurur verici bir yolculuk yaptığımızı görüyorum.
Nesilden nesile süreceğine inandığım bu yolculuğun, bu yıl, Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında farklı bir anlam ve değer kazandığını düşünüyorum.
Cumhuriyet ayı olan Ekim ayında, iki değerli etkinlik ile 'Düşlediğin Gelecek Değerlerinden Gelecek' temasıyla düzenlenen Gelecek Zirvesi 2023 etkinliğinde Ankara'da, 'Muasır Medeniyet: Cumhuriyetin cesareti ve iç denetimin çevikliği ile gelecek' temasıyla düzenlenen Uluslararası 27. Türkiye İç Denetim Kongresinde bilim, iş ve meslek insanları, üniversite öğrencisi gençlerimizle buluştuk.
Ankara'da gerçekleştirilen Gelecek Zirvesi 2023 etkinliklerimiz, Anıtkabir ve Kurtuluş Savaşı Müzesi ziyaretlerimiz ile başladı.
Muzaffer ve devrimci lider, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü kabrinde sevgi, saygı, şükran ve minnetle andık.
Milli mücadelenin yönetildiği, milli egemenlik düşüncesinin gerçekleştirildiği, cumhuriyetin ilan edildiği, ulusal bağımsızlığımızın anıtı olan ilk meclis binası, Kurtuluş Savaşı Müzesini ziyaretimizde tarifi mümkün olmayan duygular yaşadık.
Mondros Mütarekesi ile tarihten silinmek istenen bir milletin yedi düvele karşı ilelebet varlığını haykırdığı, geleceğini inşa ettiği mekanın içinde,
Muzaffer ve devrimci bir liderin milleti ve ordusuyla kazandığı zaferlerin Cumhuriyet ile taçlandığı yerde,
Hayallerinden asla vazgeçmeyen inançlı, tutkulu yurtsever insanların; gelecek için hayalleri olan herkese, bu hayalleri gerçekleştirmede ilham, güven ve cesaret veren, yol gösteren öykülerinin bulunduğu tarihi kurumsal bir değerin içinde,
Cumhuriyetimizi ilelebet payidar kılacak değerlerimizin mevcut olduğu hafızanın bulunduğu yerde,
Milletimizin öz ve aziz varlığı olan Cumhuriyetimizin evlatları olarak 100 yıl önce kutlu günün yaşandığı tarihi mekanda birlikte olmanın gurur ve bahtiyarlığını yaşadık.
Ankara'nın Cumhuriyetin Başkenti oluşunun 100. yıldönümü gününde ise (13 Ekim), Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi ev sahipliğinde Gelecek Zirvesi'ni gerçekleştirdik.
'Türkiye İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi' ziyaretimiz ile tamamlanan Gelecek Zirvesi 2023 etkinliklerimizle; 2015 yılında Çanakkale'de başlayan, 2017 Sakarya, 2019 Samsun ve 2021 yılı Afyon Kocatepe ile devam eden Cumhuriyetimizin geleceği gençlerimizle sürdürdüğümüz zirve sürecimizi Cumhuriyetimizin 100. yılında Ankara'da tamamladık.
Cumhuriyetin Başkenti Ankara'da gerçekleştirilen zirvenin ardından, kesintisiz 27 yıldır sürdürdüğümüz Türkiye İç Denetim Kongresinde meslek ailemizin küresel ve ulusal paydaşları olan bilim, iş ve meslek insanları, akademik, mesleki ve iş dünyamızın kurumları ile buluştuk.
Kongre temasının ana başlığı olan 'MUASIR MEDENİYET', Kurtuluş savaşına başladığımızın 15'inci yılında, cumhuriyetimizin 10'uncu yılının kutlandığı yıldönümünde, 29 Ekim 1933'de Cumhuriyetimizin kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 10. yıl nutkunda ifade ettiği 'Millî kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız.' sözlerinden ilham alınarak belirlendi.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 10. yıl nutkunda, çağının gerisinde kalan Osmanlı Devleti sonrası köylü toplum üzerine kurulan Türkiye Cumhuriyetini, dünyanın en mamur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkarmak, en geniş refah vasıta ve kaynaklarına sahip kılmak için az zamanda yapılan çok ve büyük işlere rağmen çok daha büyük işler yapılması mecburiyetinde ve azminde olduğumuzu ifade ediyor, Millî kültürümüzün muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkarılmasını hedef gösteriyordu.
Anadolu topraklarında odağında İNSAN olan toplumsal bir değişim ve dönüşüm öngörülüyor, çağın toplumu ve devleti olmak için cumhuriyet insanı yetiştirmek gerekiyordu.
Bu amaçla, Türkiye İktisat Kongresinin toplandığını, demir ağlarla dört baştan anayurdun örülmesi, her fabrika bir kaledir sözü ile sanayileşme ve planlı ekonomi, denk bütçe çalışmaları yapıldığını, köy enstitülerinin kurulduğunu görüyoruz.
Söz konusu ekonomik alanlarda yapılanlarla birlikte siyasal, toplumsal, hukuksal ve kültürel alanlar içinde yapılan devrimler ile çağdaşlaşma yolunda önemli adımlar atıldığını görüyoruz.
Atatürk'ün 10. yıl nutkunda yer alan ifadelerinden de anlaşılacağı üzere, Cumhuriyetimizin kurucu lideri, geçmiş asırların gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmesini, yürümekte olduğumuz terakki ve medeniyet yolunda, elimizde ve kafamızda tuttuğumuz meşalenin müspet ilim olması gerektiğini, milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, fıtrî zekasını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmenin millî ülkümüz olduğunu işaret etmektedir.
Cumhuriyetimizin 100. yılını kutladığımız bu dönemde, kurucu liderimizin işaret ettiği hedeflere ulaşılmasında yapılan çok ve büyük işlere rağmen çok daha büyük işler yapılması mecburiyetinde olduğumuz görülüyor.
Bu sebeple takvim olarak girdiğimiz 21. Yüzyılda, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken milli kültürümüzü muasır medeniyet seviyesi üzerine çıkarabilmek için Atatürk'ün işaret ettiği yetkinliklerde yarının insanı olacak cumhuriyet insanına ihtiyacımız bulunuyor.
Küreselleşme ve bilgi toplumu olmanın etkisiyle artık bireysel ve kurumsal hayat fiziki imkan ve mekanlarla sınırlı değil.
Bugün, plazalar ve kampüsler olmadan iş ve eğitimi sürdürüyoruz.
Teknolojik ve bilimsel gelişmelerin izlenmesi, geleceğin şekillenmesinde etkin olacak bireyler yetiştirilmesi ve yaşam boyu öğrenmeye odaklanılarak tüm toplumu eğitim sürecine dahil edilmesinin stratejik bir öncelik olması gerektiğini düşünüyoruz.
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını karşıladığımız, yüzüncü yılını kutladığımız bir dönemde; cumhuriyet yüzyıllarını sonsuz kılmak, çağdaş uygarlığın ötesi ileri bir toplum olmak için Mustafa Kemal'in gösterdiği hedefleri düşünelim.
Gerçekler önümüzde geleceği hissedelim, kendimizi fark edelim.
Gelecek; bugün bir kıvılcım, yarın gür alev olacak bir nesil istiyor.
Her birimizin yaşanan, yaşanmakta olanlara ve geleceğe karşı rol ve sorumluluğumuz bulunuyor.
Geçen yüzyılın doğanları ile bu yüzyılın doğanları birbirinden farklı kuşaklar geleceğe ortak olmak için yarının insanı olmanın birlikte sorumluluğunu taşıyoruz.
Cumhuriyetimizin kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kültürümüzü muasır medeniyet düzeyinin üzerine çıkarma yönündeki kararlı çağrısı, hepimize yol gösteren bir pusuladır. Bu pusulayla, değişimin sürekli ve zorlukların dinamik olduğu bir dünyada, henüz keşfedilmemiş bir yolda tereddütsüz bir cesaretle ilerliyoruz.
Muasır Medeniyet, varılacak son bir nokta değil; aklı, bilimi, sanatı ve başarıyı yüceltmek hedefiyle çıkılmış sürekli bir yolculuktur. Cumhuriyet, daha iyi bir gelecek hayal etmeye cüret eden cesaretli insanlar sayesinde kuruldu. Biz bu ruhu benimseyerek, cesur kararlar almak, zorluklarla yüzleşmek ve yeni yollar açmak için çalışıyoruz.
Sürekli gelişim yolculuğu devam ederken iç denetimin çevikliği; kurumsal yönetim, risk ve kontrolün git gide farklılaşan dünyasında bize rehberlik ediyor. İç denetimin, inşa etmeyi hedeflediğimiz muasır medeniyeti aktif olarak şekillendiren dinamik bir güç olduğunu düşünüyoruz.
Muasır medeniyetin bir varış noktasından daha fazlası olduğu bu heyecan verici yolculukta bir araya gelerek, cesaret ve çevikliğin sinerjisi ile güzel ve iyi geleceği tasarlayabileceğimize inanıyoruz.
Bugün genç bir cumhuriyet kurumu olarak, Cumhuriyetimizin gelecek yüzyıllarının inşa edilmesinde söz sahibi olmak için gençliğimizle, hayallerimizle, heyecanımız ve yüksek enerjimizle Türkiye için değer, geleceğe güvence olmanın sorumluluğu ile asla vazgeçmeyeceğimiz değerlerimizle bize emanet edilen cumhuriyetimizi ilelebet payidar kılmak için çalışacak, birlikte değer üreteceğiz.
Atalarımızın bizlere armağanı olan bugünümüz ve yarınımızın teminatı Cumhuriyetimizin 100. Yılı kutlu olsun!
Umutsuzluğun hakim olduğu koşullarda umut olan, Anadolu topraklarında umudu yeşerten yarının insanı olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, vatan ve cumhuriyet uğruna hayatını adayan güzel insanların aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyor, sevgi, saygı, şükran ve minnetle anıyorum.
Ruhları şad olsun!
Yaşasın Türkiye İç Denetim Enstitüsü!
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!