Günümüzde sosyal medya platformlarının hızla artmasıyla ilişkiler farklı bir boyuta taşındı. Sosyal medyanın, özellikle kadın erkek ilişkileri üzerine etkisini araştıran İstanbul Aydın Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Hakan İşözen, konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Dr. Hakan İşözen

Sosyal medya ortamlarının artmasıyla birlikte tanışma ve fiziksel ortamdan sanal ortama geçiş durumlarında hızlı bir değişim yaşandı. Bu durum özellikle kadın erkek ilişkilerinin yoğun yaşandığı geleneksel ortak alanların, internetin ortaya çıkışıyla değişmeye başladığını vurgulayan Dr. Hakan İşözen, 'Yeni ortak alan, geleneksel ortak alanların yerini aldıkça buna uygun olarak yeni değerler ve yeni ilişki formları da ortaya çıktı. Yeni bir dil, yeni bir kültür, yeni bir kavrayış ile geleneksel mahremiyet olgusu da köklü değişikliğe uğradı. Artık çok değerli hale gelen kavram 'bireysel tecrübe' oldu. Bu tecrübe isteği tam da psikanalistlerin dediği türde güdüsel arzuların hedefine çok hızlı ulaşıp tatmin edilmesini sağladı' dedi.

Sosyal medya nedeniyle ilişkilerde, bazı süreçlerin çok hızlı yaşandığına dikkat çeken İşözen, 'Sosyal medya platformları sayesinde, tanışma, tanıma ve sanal ortamdan fiziksel ortama geçiş ve kopuş da aynı oranda hızlı gerçekleşir oldu. Bu hız, özellikle geleneksel kadın erkek ilişkileri açısından yepyeni ve daha önce emsali olmadığı için de yaşanırken öğrenilen bir olguya dönüştü. Romantik ilişkilerin yetişkinler tarafından bu seyri, bazı durumlarda geleneksel ilişkileri beslerken, bazı durumlarda bu ilişki biçimlerini de tehdit etmekte. Bazı kuramcılar sanal ortamda ortaya çıkan ilişkileri bir özgürleşme olanağı olarak görürken, bazı kuramcılar da bunun yeni ve daha karmaşık türde bağlanma ve özgürlük kaybı olarak yorumlamaktalar' diye konuştu.

Sosyal medyaya uygun olarak gelişen yeni sosyalleşme örneklerinin geleneksel sosyalleşme örneklerinden yapı olarak farklı olduğunu söyleyen Dr. Hakan İşözen, bu durumun çeşitlilik açısından da dönüşüm ve sıçramaya sebep olduğunu vurguladı. Dr. İşözen, 'Bu çeşitlilik insanlar arasındaki ilişkinin derinleşememesinin de nedenlerinden diye düşünülebilir. Geleceğini sınırlı sayıda insan ile devam ettirmek zorunda olmadığını ve sanal ilişkilerden güç aldığını düşünen insanların çok hızlı kararlar alıp yaşam formlarını değiştirmeleri mümkün hale geldi. Sosyal ilişkiler eşitler arasında, simetrik bir şekilde gelişiyorsa bu ilişkinin tarafları için mutlak olumluluk ya da olumsuzluktan söz etmek kolay olmaz. Geleneksel ortamlarda yaşanan bu kural, sanal ortamlarda da sürdürülebiliyorsa çeşitliliğin olumsuzluk üreteceğini iddia etmek aceleci olabilir. Ancak ilişkiler eşitsiz, asimetrik vb. kuruluyorsa, bu durum sosyal ortamda da insanların eşitsizliğin hangi tarafında kaldıklarına göre olumsuzlukla sonuçlanabilir' dedi. İşözen, farklı demografik özellikler ve yaş gruplarının bu tür olumsuzluklara zemin hazırladığını; ayrıca bir ilişkiye yatırım, içtenlik, kendini adama, sadakat gibi kıstaslar, hem çeşitlilik hem de kişinin karşısındakini hissedememe engellerinden dolayı sağlıklı ilişkinin kurulmasının önünde en büyük sorun olduğunu sözlerine ekledi.