Gündem

Müze eğitimcileri Ankara’da buluştu

Müze eğitimi uzmanları ve müze profesyonelleri Prof. Dr. Ayşe Çakır İlhan önderliğinde Alman Kültür Merkezi Goethe-Institut Ankara’da buluştu. Forumda müze eğitiminin Türkiye’deki durumunu, sorunlarını ve gelecek stratejilerini “Türkiye’de Müze Eğitimi” konulu panelde ele alındı.

Turgay TÜRKER-ANKARA

Türkiye’nin farklı illerinden, devlet ve özel müzelerinden müze profesyonellerinin katıldığı, “Türkiye’de Müze Eğitimi” adlı forum Alman Kültür Merkezi Goethe-Institut Ankara’da yapıldı. Prof. Dr. Fersun Paykoç’un da davetli konuşmacı olarak katıldığı çalıştayda açılış konuşmasını ise Prof. Dr. Ayşe Çakır İlhan yaptı.

Prof. Dr. İlhan, Türkiye'de müzelerin eğitim amaçlı kullanımının cumhuriyetin ilk yıllarından beri Milli Eğitim Bakanlığı öğretim programlarında yer aldığına işaret ederek, “Müze eğitimi hem duyusal hem de entelektüel boyutları olan bir eğitimdir. 1917'den itibaren müzede ögrenmenin gerekliliği önem kazanmış, müzelerin üniversiteler gibi araştırma merkezleri haline getirilmesi vurgulanmaya başlanmıştır. 1950’lerde eğitim bilimlerinde yaşanan gelişmelerde, öğrencinin araştırarak kendisinin bilgi üretmesi gerektiği vurgulanmıştır. Böylece müzeler, laboratuvar ve kütüphaneler önem kazanmaya başlamıştır” dedi.
 

1950'lerde müzelerin toplumu eğlendirecek ve eğitecek tarzda koleksiyonlarını kullanmaya başladığını anlatan İlhan, “1958 de basılan "MÜZELER VE ÖĞRETMEN" adlı kitaba bir göz attığımızda önsözünde şunlar yazmaktadır: 9 ve 10 Haziran 1954'de Londra'da toplanan ICOM (Milletlerarası Müzeler Konseyi) eğitim komitesi müze eğitimcileri, idareciler, öğretmenler ve okul müdürleri için eğitim ve müzecilik ile ilgili usul ve esaslar içeren rapor yayınlamaya karar vermiştir. Müzeler dünyanın neresinde bulunursa bulunsun, ne çeşit koleksiyona sahip olursa olsunlar ziyaretçilerine öncelikle kendisini, sonra çevresindeki dünyayı, geçmişlerini veya komşu milletleri tanıtacak olanaklara sahiptirler. Ancak bu bilginin tamamını verecek hiçbir müze veya galeri bulunmamakla beraber müzeler akıllıca ziyaret edildiği takdirde her biri diğerinin noksanını tamamlayabilirler” diye konuştu.
 

Türkiye'de müzelerin eğitim amaçlı kullanımıyla ilgili çalışmalar ise daha geç başladığını vurgulayan İlhan, “İlki 16-18 Eylül 1997 tarihleri arasında Ankara'da Alman Kültür Merkezi ve Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi is birliği ile gerçekleştirilen müze eğitimi seminerlerinin ikincisi 30 Eylül-2 Ekim 1998 tarihleri arasında yine Ankara'da yapılmıştır. Almanya'dan müze eğitimcisi Dr. Peter Rösler'in yürüttüğü ilk seminer üç gün sürmüştür.
 

Röster bu üç günlük seminerde;
 

İlk gün müze eğitiminin temelleri, tanımları, amaçları ve genel boyutları üzerinde durmuş, Münih/ Berlin/ Nünberg örneklerine dayanarak bir konferans vermiştir. incelemeler ve çalışmalar daha sonra bütün grup yeleri tarafından birlikte değerlendirilmiştir. ikinci gün müze turlarında rehberlik ve tanıtım teknikleri, problemlerin saptanması, küreselleşme, yerel kültürler, küçük müzelerin ve açık hava müzelerinin rolü üzerinde durmuştur. Son gün ise (problem ve çözüm önerileri) obje yorumlar ile atölye çalışmaları yapılmış ve yapılan çalışmaların sunulması ile sona ermiştir” dedi.
 

Prof. Dr. Ayşe Çakır İlhan, etkinliği düzenlemelerinin amacını 25 yıl önce yapılan "Müze ve Eğitim" çalışmalarını bugünkü bakış açısı ile değerlendirmek olduğunu ifade ederek, “25 yıl sonra geriye baktığımızda müze eğitim alanında hiç de küçümsenmeyecek çalışmalar yapılmıştır. Özellikle 1997 yılından önce Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde daha sonra Eğitim Bilimleri Enstitüsünde devam eden müze eğitiminin gelişmesinde öncülük eden Prof. Dr. Bekir Onur’un kuruculuğunu yaptığı müze eğitimi lisansüstü programından çok sayıda müze eğitimi uzmanı yetiştirilmiştir, yetiştirilmeye de devam etmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı programlarında müze eğitimine yer verilmiş, Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinde ders olarak okutulmaya başlanmış, öğretmen yetiştirme programlarında müze eğitimi bir ders olarak pedagojik formasyon dersleri arasında yer almıştır. Ankara Üniversitesi Müze Eğitimi Anabilim Dalı ve Milli Eğitim Bakanlığı arasında yapılan bir protokol çerçevesinde binlerce öğretmene hem yüz yüze hem de online müze eğitimi alanında her biri 40 saat süren uygulamalı hizmet içi eğitim verilmiştir. Bu seminerin amacı müze eğitimi alanındaki uzmanların meslek tanımlarının yapılması ve özellikle devlet tarafından müze eğitim kadrolarının hem müzelerde hem de yerel yönetimlerde yer almasının sağlanması için ortak akılla hayata geçecek fikirler üretmektir” şeklinde konuştu.

Davetli konuşmacı olan Prof. Dr. Fersun Paykoç ise, müze kavramının nasıl algılandığı ve geliştirildiği, müzede eğitim ve ögrenmenin nasıl gerçekleştirdiği ve bu alanda neler yapıldığı üzerinde durduğu konuşmasında, “Müzenin problem çözmede yeri ve önemi ile küresel olarak yaşanan problemlerle ilişkiler kurularak disiplinler arası ve işbirliğine dayalı yaklaşımlarla sorunların çözülecektir” dedi.
 

Prof. Dr. Ayşe Çakır İlhan, panelin hazırlanmasında emeği geçen başta Armağan Daloğlu olmak üzere tüm ekibe teşekkür ederek, Alman Kültür Merkezi Goethe-Institut’ün ev sahipliği için de ayrıca minnettar olduğunu ifade etti.