2.2. Mezkur Kanunun 177 nci madde hükmünden de anlaşılacağı üzere adi şirketlerin iştigal nevileri maddede yazılı bentlerden hangisine giriyorsa dahil olacakları tüccar sınıfı o bent hükmüne göre belirlenmektedir.

Diğer taraftan, adi ortaklık sözleşmeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ila 645 inci maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan Kanunun 620 nci maddesinde, adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşme olarak tanımlanmıştır. Adi ortaklığın sona erme halleri ise, genel olarak, 6098 Sayılı Kanunun 639 uncu maddesinde belirtilmiş olup, söz konusu maddeye göre;

1.Ortaklık sözleşmesinde öngörülen amacın gerçekleşmesi veya gerçekleşmesinin imkansız duruma gelmesiyle,

1. Sözleşmede ortaklığın mirasçılarla sürdürülmesi konusunda bir hüküm yoksa, ortaklardan birinin ölmesiyle,

1. Sözleşmede ortaklığın devam edeceğine ilişkin bir hüküm yoksa, bir ortağın kısıtlanması, iflası veya tasfiyedeki payının cebrî icra yoluyla paraya çevrilmesiyle,

1. Bütün ortakların oybirliğiyle karar vermesiyle,

1. Ortaklık için kararlaştırılmış olan sürenin bitmesiyle,

1. Ortaklık sözleşmesinde feshi bildirme hakkı saklı tutulmuş veya ortaklık belirsiz bir süre için ya da ortaklardan birinin ömrü boyunca kurulmuşsa, bir ortağın fesih bildiriminde bulunmasıyla,

1. Haklı sebeplerin bulunması halinde, her zaman başkaca koşul aranmaksızın, fesih istemi üzerine mahkeme kararıyla

ortaklık sona ermektedir. Bunun yanı sıra, aynı Kanunun belirsiz süreli ortaklıklarda sona erme

hususunun düzenlendiği 640 ıncı maddesinde;

'Ortaklık, belirsiz süre için veya ortaklardan birinin ömrü boyunca sürmek üzere kurulmuşsa, ortaklardan her biri, altı ay önceden fesih bildiriminde bulunabilir.

Fesih bildirimi, dürüstlük kurallarına aykırı olarak ve özellikle uygun olmayan bir zamanda yapılamaz. Fesih bildirimi, ancak hesap yılı sonunda hüküm ifade eder.

Sözleşmede öngörülmüş olan sürenin bitiminden sonra ortaklık, ortakların örtülü iradesiyle sürdürülürse, belirsiz süreli ortaklığa dönüşür.'

hükümleri yer almaktadır.

Bu itibarla, adi ortaklıklara dair hükümler Türk Borçlar Kanununda yer aldığından, bir adi ortaklığın sona erip ermediğinin bu Kanunun ilgili hükümlerine göre değerlendirilmesi gerekmekte olup, bahse konu hukuki değerlendirmenin vergi dairesi başkanlığınca yapılması mümkün değildir.

Buna göre, vergi kanunlarında düzenlenmeyen bu konu hakkında Türk Borçlar Kanununa göre değerlendirme yapılması icap etmektedir. Dolayısıyla, somut durumda, hatlı minibüs taşımacılığı faaliyetinde bulunan adi ortaklığını söz konusu minibüs satışı nedeniyle, Türk Borçlar Kanunu hükümleri gereğince sona ermesi halinde mükellefiyetin de terkin edilmesi ve taksi taşımacılığı faaliyetinde bulunmak üzere yeni kurulacak ortaklık için ise mükellefiyet tesis edilmesi gerekmekte olup, bu halde yeni ortaklığın durumunun yeniden işe başlama olarak değerlendirilerek işletme hesabı esasına göre defter tutulması mümkün bulunmaktadır. Ayrıca, bu durumda defter tutma bakımından, hesap dönemi sonlarında Vergi Usul Kanununun 180 inci maddesi kapsamında durumunuzun değerlendirilerek işlem tesis edilmesi gerektiği tabiidir.

__________________________

Kaynak: Gelir İdaresi Başkanlığı Sayı: E-62030549-120[37-2021]-1196041 Tarih: 18.10.2022