Gündem

İsrail’in çağrı cihazlarını patlatması sonucu 9 Lübnanlı hayatını kaybetti

Lübnan'da Hizbullah unsurlarının kullandığı çağrı cihazlarının patlatılması sonucu biri çocuk 9 kişi hayatını kaybetti, 200 kadarı ağır, yaklaşık 2800 kişi yaralandı.

Lübnanlı yetkililerin İsrail’i sorumlu tuttuğu patlamalarda 9 kişi hayatını kaybederken, binlerce Lübnanlı yaralandı.

Lübnan resmi ajansı NNA, "Beyrut’un güney banliyöleri ile Lübnan’ın birçok bölgesinde benzeri görülmemiş düşmanca bir güvenlik olayı yaşandı. Yüksek teknoloji kullanılarak pager sistemleri patlatıldı ve çok sayıda yaralı olduğu, yaralıların hastanelere nakledildiği bildirildi." ifadeleri kullanıldı.

Lübnan’da bazı çağrı cihazlarının, sahiplerinin üzerindeyken patladığı anlar sosyal medyaya yansıdı.

Görüntülerde, cihazların sinyal vermesiyle sahipleri tarafından ellerine alındığı ve bu esnada infilak ettiği fark ediliyor.

Yaralanan çok sayıda kişinin Hizbullah mensubu olduğu kaydedildi.

Lübnan Sağlık Bakanlığı: Çağrı cihazlarının patlaması sonucu 9 kişi öldü, 2800 kişi yaralandı 

Lübnan Sağlık Bakanı Firas el-Ebyad, ülke genelinde Hizbullah unsurlarının kullandığı çağrı cihazlarının patlatılması nedeniyle biri çocuk 9 kişinin hayatını kaybettiğini, 200 kadarı ağır 2800 kişinin yaralandığını belirtti.

Yaralanmaların çoğunun "el veya karın bölgesinde gerçekleştiğine" dikkati çeken Ebyad, yaralılardan 200'ünün durumunun ağır olduğunu belirtti. 

İsrail-Lübnan sınırında 8 Ekim 2023'ten bu yana süren çatışmalarda son günlerde gerilimin arttığı gözlemleniyor. 

Hizbullah 10 mensubunun daha öldüğünü açıkladı

Lübnan'da çağrı cihazlarının patlatılmasının ardından Hizbullah, 10 mensubunun daha öldüğünü duyurdu.

Hizbullah, sosyal paylaşım platformu Telegram üzerinden konuya ilişkin bir dizi açıklama yaptı.

Açıklamalarda, 10 Hizbullah üyesinin daha yaşamını yitirdiği ifade edilirken, ölenlerin isimleri ve doğum tarihleri şu şekilde sıralandı:

Necib Abdulhuseyn Aladdin “Ali Mazlum” (1991), Hasan Muhammed Yasin “Yamin” (1986), Hüseyin Ahmed Menteş “Salah” (1994), Muhammed Zekeriya Abbas “Haydara” (1986), Abbas Bilal Munim "Mirza Mehdi" (1996), Muhammed Mehdi Ali Ammar “Zülfikar” (1985), Hüseyin Ali Aladdin “Zekeriya” (1989), Hüseyin Eyyub Fakih “Bakır” (1988), Abbas Fadl Yasin “Ebulfadl” (1993) ve Mehdi Abbas Semhat “Cevad Matuk” (1995).

Hizbullah, dün Lübnan'da çağrı cihazlarının patlatılmasının ardından yaptığı açıklamada, iki mensubunun öldüğünü duyurmuştu.

Hasan Ahmed Muhammed ile Yusuf Madi'nin hayatını kaybettiği aktarılan açıklamada, Muhammed ile Madi'nin nerede ve hangi sebeple öldüklerine ilişkin ise bilgi verilmemişti.

İsrail ordusu ile Lübnan Hizbullahı arasında 8 Ekim 2023'ten bu yana devam eden çatışmalar ve karşılıklı saldırılarda yaşamını yitiren Hizbullah mensuplarının sayısı 453'e çıktı.

Lübnan'daki patlamaların ardından İsrailli güvenlik yetkililerinin "acil toplantıya" çağrıldığı bildirildi

İsrailli üst düzey güvenlik yetkililerinin, İsrail’in Lübnan’daki çağrı cihazlarına sızıp patlatmasının ardından artan gerilim nedeniyle "acil toplantıya" çağrıldığı aktarıldı.

Haaretz gazetesinde yer alan haberde, Lübnan'daki patlamaların ardından İsrail hükümetinin "acil toplantı" istediği belirtildi.

Bu doğrultuda üst düzey güvenlik yetkililerinin hükümet yetkilileriyle "acil toplantıya" çağrıldığı ifade edildi.

Tel Aviv'de yapılacak toplantının İsrail’in Lübnan’daki çağrı cihazlarına sızıp patlatmasının ardından artan gerilim ve Hizbullah'ın olası misillemesini görüşmek için yapılacağı kaydedildi.

Öte yandan İsrail'in resmi televizyonu KAN, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın bazı üst düzey güvenlik yetkilileriyle Tel Aviv'deki İsrail ordusuna ait merkezde görüştüğünü aktardı.

Netanyahu'nun ofisinden bakanlara "konuşmayın" uyarısı

Lübnan'daki saldırılara ilişkin İsrailli resmi makamların sessizliği ise dikkati çekiyor.

KAN'da yer alan haberde, Başbakanlık Ofisinden İsrailli bakanlara Lübnan'daki patlamalara ilişkin açıklama yapmamaları konusunda uyarı yapıldığı belirtildi.

Lübnan: Çağrı cihazlarının patlatılması İsrail'in suçu ve ulusal egemenliğin ihlalidir

Lübnan hükümeti, çok sayıda kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olan çağrı cihazlarının patlatılmasını kınayarak bunun "İsrail'in suçu ve ulusal egemenliğin ihlali" olduğunu açıkladı.

Lübnan hükümetinden yapılan açıklamada, "İsrail'in canice saldırısının Lübnan'ın egemenliğinin ciddi ihlali ve her anlamda suç olduğu" vurgulandı.

Açıklamada, Lübnan hükümetinin "devam eden bu suçla ilgili sorumluluklarını almaları için ilgili ülkeler ve Birleşmiş Milletlerle derhal tüm temasları kurduğu" belirtildi.

Lübnan Dışişleri Bakanlığı konuyu BMGK'ya taşıyacak

Lübnan Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, "Lübnan'ın birçok bölgesinde çok sayıda çağrı cihazının patlamasına sebep olan İsrail'in siber saldırısı en güçlü ifadelerle" kınandı.

"İsrail'in savaşı Lübnan'a doğru genişletme tehditlerine" dikkat çekilen açıklamada, İsrail'in gerilimi de "tehlikeli ve kasıtlı bir şekilde" artırdığına vurgu yapıldı.

Açıklamada, Bakanlar Kuruluyla yapılan istişarelerin ardından "saldırıya ilişkin bilgiler tamamlanır tamamlanmaz Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine (BMGK) şikayette bulunmak üzere hazırlıkların" başlatıldığı aktarıldı.

Lübnan Hizbullahı patlayan çağrı cihazlarından İsrail'i sorumlu tuttu

Lübnan Hizbullahı, ülke genelinde mensuplarının kullandığı çağrı cihazlarının patlamasından İsrail'i sorumlu tutarak bu saldırıya karşılık vereceğini duyurdu.

Lübnan Hizbullahı, yaptığı yazılı açıklamada, "yürüttükleri araştırma ve ellerindeki bilgilerin ışığında ülke genelinde sivilleri de hedef alan çağrı cihazlarının patladığı saldırıdan tamamıyla İsrail'i sorumlu tuttuğunu" kaydetti.

Açıklamada, İsrail'in "bu günahkar saldırı için ister beklesin ister beklemesin hakkı olan cezayı alacağı" belirtildi.

İsrail yönetiminden henüz konuya ilişkin bir açıklama yapılmadı.

Lübnanlı askeri uzman: Çağrı cihazlarının patlatılması 8 Ekim'den sonraki en büyük güvenlik açığıdır

Lübnanlı askeri uzman Hişam Cabir, Lübnan'daki çağrı cihazlarının patlatılmasını 8 Ekim 2023'ten bu yana "en büyük güvenlik açığı" olarak nitelendirerek, İsrail'in bunu ancak bazı müttefiklerle yapabildiğini söyledi.

Askeri uzman Cabir, çağrı cihazlarının patlaması olayını AA muhabirine değerlendirdi.

Cabir, "Bunlar, küçük boyutlu çağrı cihazlarıdır. Bu cihazlar, bazen de şifreli olan belirli bazı mesajları göndermek için kullanılıyor. Bu durumda İsrail, bu cihazlarla gönderilen mesajlara takip edemediği için patlatma kararı almıştır. Bu üst düzey tekniksel bir eylemdir. İsrail bunu tek başına yapamaz, işbirlikçilerin yardımlarıyla yapmıştır." diye konuştu.

Söz konusu çağrı cihazlarının etkilerine de değinen Cabir, "Bu cihazdaki küçük bataryanın infilak etmesi, kişinin kalbine yakın olmadığı sürece ölüme yol açmaz ancak üzerinde bulunan kişiyi yaralar." dedi.

Lübnan'ın farklı bölgelerindeki kişilerin üzerindeki aynı anda patlatılmasının, 8 Ekim'den beri İsrail ile Hizbullah arasındaki ilk ve büyük güvenlik açığı olduğuna işaret eden Cabir, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çağrı cihazlarının patlatılması 8 Ekim'den sonraki en büyük güvenlik açığıdır. Bu olay, muhtemel savaş durumunda İsrail'in büyük tekniklere sahip olduğu yönünde Hizbullah'a bir mesajdır."

"Olayın arkasından İsrail çıkarsa, Hizbullah'a caydırıcı mesajdır"

Öte yandan eski İsrail Askeri İstihbarat Dairesi (AMAN) Başkanı Amos Yadlin, İsrail ordu radyosuna yaptığı açıklamada, "Hizbullah'ın çağrı cihazlarının patlatılmasına karşılık vermemesine çok şaşıracağım." dedi.

Yadlin, bu eylemi yapan İsrail'in daha çok sürprizlere sahip olmasını umduğunu söyledi.

İsrail ordu radyosunun haberinde, "Lübnan'daki çağrı cihazlarının patlatılması eyleminin arkasından Tel Aviv çıkarsa, bununla Hizbullah'a herhangi bir plan yapmaya karşı caydırıcı mesaj veriliyor." denildi.

Bununla aynı zamanda Hizbullah içinde bir kaosun hedeflendiğine işaret edilen haberde, Lübnan'da gerçekleşen olayın ancak bir devlet tarafından yapılabilecek bir eylem olduğu ifade edildi.

Lübnan'da Hizbullah unsurlarının kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmıştı.

İsrail'in, Şam'da çağrı cihazlarını patlatması sonucu en az 10 kişinin yaralandığı ileri sürüldü

İsrail'in, Suriye'nin başkenti Şam'da taşınabilir çağrı cihazlarını patlatması sonucu da en az 10 kişinin yaralandığı ileri sürüldü.

Beşşar Esed rejimine yakınlığıyla bilinen sosyal medya hesaplarında, İsrail'in, Şam'da Keferuse yolu ile Muvasa tünelini bağlayan yolda Lübnan Hizbullahı'na ait bir araçta ve Seyyde Zeyneb bölgesindeki bir noktada taşınabilir çağır cihazı patlattığı iddia edildi.

Patlamalar sonucu Lübnan Hizbullahı'ndan az 10 kişinin yaralandığı kaydedildi.

İsrail'in, Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta da taşınabilir çağrı cihazların patlatması sonucu yaralanan çok sayıda kişinin, Şam'daki hastanelere sevk edildiği ifade edildi.

ABD: Hizbullah unsurlarının kullandığı çağrı cihazlarının patlatılması olayıyla ilgimiz yok 

ABD Dışişleri Bakanlığı, Lübnan'da Hizbullah unsurlarının kullandığı çağrı cihazlarının eş zamanlı olarak patlatılması olayıyla herhangi bir ilgilerinin bulunmadığını ve olayın sorumlusunun kim olduğuna ilişkin bir değerlendirme yapmayacaklarını bildirdi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, günlük basın brifinginde, Hizbullah unsurlarının kullandığı çağrı cihazlarının patlatılmasıyla ilgili güncel gelişmeleri değerlendirdi.

Miller, "ABD'nin bu işle bir ilgisinin olmadığını söyleyebilirim. ABD, bu olayla ilgili önceden bilgi sahibi de değildi. Şu anda olayla ilgili bilgi topluyoruz." ifadesini kullandı.

Hizbullah tarafından söz konusu olayın sorumlusu olarak İsrail'in gösterilmesiyle ilgili sorulara da yanıt veren Miller, olayın halen yeni olduğunu ve nasıl gerçekleştiğiyle ilgili bilgi topladıklarını vurgulayarak, "Şu anda bunun ötesinde herhangi bir değerlendirmemiz yok." dedi.

Israrlı sorular karşısında saldırının sorumlusunun İsrail olup olmadığına ilişkin yorum yapmaktan kaçınan Miller, "ABD Dışişleri Bakanı Blinken bölgedeyken böyle bir saldırı yapmak sizce de bölgede ABD'nin tansiyonu düşürme çabalarına zarar vermiyor mu?" şeklindeki bir soruya yanıt vermekten kaçındı.

Miller, İsrail'in bu saldırıyla ilgili zamanlamayı özellikle seçtiği yönündeki önermeler hakkında herhangi bir yorum yapmayacağını ve yargı içeren bir değerlendirme yapmak için henüz erken olduğunu söyledi.

"Hizbullah, terör örgütü olduğu için meşru hedeftir"

Öte yandan, ABD Dışişleri Sözcüsü Miller, bir soru üzerine Hizbullah'a yönelik söz konusu saldırının "meşru" olduğunu savundu.

Miller, ABD'nin gözünde Hizbullah'ın bir "terör örgütü" ve bu sebeple "meşru bir hedef" olduğunu ve İsrail'in, Hizbullah karşısında kendini savunma hakkı bulunduğunu söyledi.

ABD'li sözcü, Hizbullah'ın meşru bir hedef olup olmadığı sorusuna, "Bu olay özelinde söylemiyorum çünkü halen bilgileri topluyoruz fakat genel anlamda evet, elbette; sivillere yönelik terör saldırıları düzenleyen Hizbullah militanlarını hedef alan operasyonları destekliyoruz. İsrail terörizme karşı kendini savunma hakkına sahiptir, sivillere karşı değil ama teröristlere karşı bu hakka sahiptir." yorumunu yaptı.

Söz konusu olayın bölgedeki tansiyonu artırdığını kaydeden Miller, ABD olarak bölgede tansiyonun düşmesini istediklerini ve diplomatik bir çözüm bulunması için çaba gösterdiklerini kaydetti.

Beyaz Saray'dan "olayla ilgimiz yok" açıklaması

Diğer yandan günlük basın brifinginde olayla ilgili soruları yanıtlayan Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre, ABD'nin, saldırılarla herhangi bir ilgisinin olmadığını belirtti.

Jean-Pierre, "Eğer 'ABD'nin olayla ilgisi var mı?' diye sorarsanız, hayır, ABD'nin dahli yok. Ayrıca Lübnan'da yüzlerce çağrı cihazının patlaması olayından önceden haberdar değildik. Bu olay, farkında olduğumuz bir şey değildi." dedi ve bunun ötesinde yorum yapmayacağını söyledi.

ABD'li sözcü, yönetim olarak İsrail ile Hizbullah arasında gerginliğin tırmanmasını ve bölgesel bir çatışmaya dönüşmesini istemediklerini de kaydederek, "Bu spesifik olayla ilgili spekülasyona girmek istemiyorum ancak İsrail ile Hizbullah arasındaki Mavi Hat boyunca yaşanan çatışmalar konusunda diplomatik bir çözüm olması gerektiğine inanıyoruz." değerlendirmesini yaptı. 

İsrail Genelkurmay Başkanı, Lübnan'daki patlamaların ardından değerlendirme toplantısı yaptı

İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi’nin, İsrail’in Lübnan’daki çağrı cihazlarına sızıp patlatmasının ardından artan gerilim sonrası durum değerlendirmesi amacıyla toplantı yaptığı belirtildi.

İsrail ordusundan yapılan açıklamaya göre İsrail Genelkurmay Başkanı Halevi, akşam saatlerinde "tüm alanlarda saldırı ve savunmada hazırlıklı olmayı” ele alan bir durum değerlendirmesi yaptı.

Açıklamada, ayrıca iç cephe komutanlığının, halkın uyması için verilen güvenlik direktiflerinde herhangi bir değişiklik olmadığı kaydedildi.

Lübnan'da eğitime bir gün ara verildi

Lübnan Eğitim Bakanı Abbas el-Halebi, İsrail'in çağrı cihazlarını patlatması sonucu ülkede 9 kişinin ölmesi, 2 bin 800 kişinin yaralanmasının ardından yarın eğitime ara verileceğini açıkladı.

Bakan Halebi, konuya dair yazılı açıklamasında, ülkedeki tüm eğitim kurumlarında yarın eğitime bir gün ara verileceğini belirtti.

İsrail'in çağrı cihazlarını patlattığı saldırılarda bazı vatandaşların öldüğünü, binlercesinin yaralandığını aktaran Halebi, İsrail'in Lübnanlılara karşı benzeri görülmemiş bir suç işlediğini vurguladı.

Bakan Halebi, dünya ülkelerine İsrail'in acımasızca saldırılarını durdurmaları çağrısında bulundu.

İsrail’in, Lübnan’daki çağrı cihazlarını patlatmadan önce ABD’ye bilgi vermediği iddia edildi

İsrail’in Lübnan’daki çağrı cihazlarına sızıp patlatmadan önce ABD yönetimine bilgi vermediği öne sürüldü.

ABD'nin "Axios" haber platformunun iki ABD’li yetkiliye dayandırdığı haberinde, İsrail'in Lübnan’daki çağrı cihazlarını patlatmadan önce Biden yönetimine bilgi vermediği iddia edildi.

Konuya ilişkin bilgi sahibi olduğu belirtilen bir kaynağa göre, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, üst düzey kabine üyeleri ve güvenlik kurumlarının başkanlarıyla hafta başında yaptığı güvenlik toplantısı sırasında söz konusu saldırı onaylandı.

İsmi paylaşılmayan bir İsrailli yetkili de Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın gün içerisinde Tel Aviv’deki ordu komuta merkezinde birkaç saat görüştüğünü belirtti.

Haberde başka bir kaynağın ise İsrail’in Hizbullah ile çatışmayı yeni bir aşamaya taşımak için söz konusu saldırıyı yaptığı ancak tam kapsamlı bir savaş seviyesine ulaşmamaya çalıştığı yorumuna yer verildi.

Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi, çağrı cihazı patlamalarıyla bağlantısı olduğu iddialarını yalanladı

Lübnan’daki Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi, patlamalardan önce bazı doktorlar ve çalışanlarından "pager" tipi çağrı cihazlarını çektiği yönündeki haberlerin ardından bu cihazların patlatılmasıyla bağlantısı bulunduğu yönündeki iddiaların asılsız olduğunu açıkladı.

Hastaneden yapılan yazılı açıklamada, "Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesindeki doktorlar, hemşireler ve çalışanlar, bugün yaşanan yaralanmaların sonuçlarıyla başa çıkmak için tamamen seferber edilmiş durumda. Son saatlerde 160'tan fazla yaralıyı kabul ettik ve daha fazla yaralının gelmesi bekleniyor." ifadesi kullanıldı.

Açıklama, şu ifadelere yer verildi:

“Bu sıkıntılı süreçte bazı sosyal medya platformlarında, üniversitenin sahip olduğu iletişim sistemleri hakkında söylentiler ve komplo teorileri yayılmaya başladı. Üniversitemiz bu trajik olayla ilişkilendirilmeye çalışıldı. Bu iddiaları tamamen reddediyoruz.

Nisan 2024'te çağrı sistemimizi (kablosuz iletişim cihazları) güncelledik. Yeni sisteme 29 Ağustos 2024'te geçildi ve bu güncellemenin amacı acil durum iletişimlerini ve kodları güçlendirmekti çünkü birçok cihaz ve sistem artık eskimişti."

Hizbullah unsurlarına ve sivillere ait binlerce çağrı cihazının patlamasının ardından, birkaç gün önce üniversitenin bazı doktorları ve çalışanlarından bu iletişim cihazlarını çekmesi sosyal medyada "garip bir tesadüf" olarak yorumlanmıştı.

Lübnan Sağlık Bakanlığından ölü sayısının 11, yaralı sayısının 4 bine yükseldiği iddialarına yalanlama

Lübnan Sağlık Bakanlığı, çağrı cihazlarının İsrail tarafından patlatılması sonucu ölü sayısının 11'e, yaralı sayısının ise 4 bine yükseldiği iddialarını yalanladı.

Lübnan Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, Sağlık Bakanı Dr. Firas el-Ebyad’a atfedilen ve ölü sayısının 11'e, yaralı sayısının da 400’ü ağır olmak üzere 4 bine yükseldiği yönünde yayılan bilgilerin doğru olmadığı belirtildi.

Açıklamada, Ebyad’ın herhangi bir medya kuruluşuna bu tür bilgiler vermediği vurgulandı.

Bakanlık ayrıca Sağlık Bakanı Ebyad’ın bu akşam düzenlediği basın toplantısında yaptığı çağrıyı yineleyerek, vatandaşların bilgilere yalnızca Bakanlığın resmi kaynaklarından ulaşmaları gerektiğini belirtti.

Bu kaynakların, Bakan'ın düzenlediği basın toplantıları ya da Sağlık Acil Durum Operasyon Merkezi tarafından yayımlanan açıklamalar olduğu aktarıldı.