Günlük işlerimizi yaparken ya da bazen hiçbir iş yapmazken bile kendimizi halsiz, bitkin hissedebiliriz. Yeterli miktarda dinlenmiş olsak da verimliliğimizi düşüren, bizi sosyal hayattan uzaklaştıran, mutsuz hissettiren bu durum özünde psikolojik bir sorundur.
Bazı kişiler kendilerini enerjisi düşük olarak tanımlarken bazılarında bu durum elleri-kolları kalkmayacak bir hale dönüşebilir. Başlangıcı psikolojik olan bu durum bir sonra fiziksel ve zihinsel sorunları da beraberinde getirir.
Kronik yorgunluk sendromunun nedeni tam olarak belirlenebilmiş değildir. Ancak sıklıkla 30-50 yaş arasında görülür. Erkeklerde görülme sıklığı daha fazladır. Yaşanan stres sendromun gelişimini hızlandırır.6 aydan uzun sürmesi durumunda tıbben destek almak gerekir.
Kronik yorgunluğun belirtileri bazen stres ve sıradan yorgunluk durumu ile karıştırılabilir. Görülen en yaygın belirtiler ise;
Sürekli bitkinlik ve uyku durumu, kas ve eklem ağrıları, boğaz ve karın ağrısı, mide bulantısı ve kusma, unutkanlık, uyku kalitesindeki düşüş, sürekli huzursuzluk halidir.
Hastalığın temelini psikolojik sorunlar oluşturduğu için hasta öyküsünün detaylı ve doğru bir şekilde alınması önemlidir. Tedavi planlaması hastanın yaşadığı durumun şiddetine göre şekillenmektedir. Sendromla başa çıkmak için en iyi yöntem düzenli egzersiz, uyku planlaması yapmak, yoğun iş temposunun hafifletilmesine yönelik planlamalar yapmaktır. Ayrıca iş ve özel hayatta sosyalleşmeye önem vermek, kişiye mutluluk vermeyen ağırlık getiren işlerin küçük parçalar halinde yapılmasını planlamak önemli adımlar arasındadır.
Kronik yorgunluğun zamanla geçmesini beklemek kişiye bir süre sonra fiziksel olarak da zararlı olacağından belirtilerin ortaya çıkması ve devamlılık arz etmesi halinde tıbbi destek almak gereklidir.