Uyuşmazlıkların yargı organlarına intikal ettirilmesi, belirli süreler içinde söz konusu olmaktadır. Çünkü, uyuşmazlıkların uzun süre sürüncemede ve sonsuza dek çözümsüz kalması hukukî güvenlik ilkesine aykırıdır. İşte, uyuşmazlıkların yargı organlarına intikal ettirilebilmesi için kabul edilmiş olan belirli zaman dilimlerine dava açma süreleri denilmektedir.

Vergi yargılaması hukukunda, vergi idaresinin işlemlerine karşı yargı yoluna başvurulmasının belli sürelerle sınırlandırılması, hem idarenin hem de kişilerin çıkarlarını koruma amacı taşımaktadır. Nitekim, bu süre içinde bir yandan kişiler haklarında düzenlenmiş olan vergilendirme işleminin hukuka uygun olup olmadığını, dava konusu yapmanın gerekip gerekmediğini düşünme ve inceleme imkanına kavuşmakta; diğer yandan idarenin işlemlerinde istikrar sağlanmaktadır. Dava açma süresinin uzun olması kişinin; kısa olması ise, idarenin yararınadır. Kamu hizmetini ve kamu düzenini olumsuz yönde etkileyeceğinden vergilendirme işlemlerinin uzun süre iptal edilebilme tehdidi altında bulundurulmaması gerekir. Dava açma süresini belirlerken yönetilenlerin yararı ile kamu yararı arasında dengeyi sağlayacak bir yolun seçilmesi gerekmektedir.

İdari Yargılama Usulü Kanunu'na göre dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür (İYUK.m.7/1). Kanunlarda dava açma süresi açıkça belirtilmesi halinde, bu süreye; dava açma süresi konusunda herhangi bir kuralın bulunmaması halinde ise, genel dava açma süresine uyulması gerekmektedir.

Dava açma süresi bakımından, idare mahkemeleri ile vergi mahkemeleri arasında bir ayrım yapılması, uygulamada bazı sorunların yaşanmasına yol açmaktadır. Bir uyuşmazlığa, otuz günlük dava açma süresinin uygulanması, uyuşmazlığın vergi mahkemesinin görev alanına girip girmemesi ile ilgili bir sorundur. Bir idarî uyuşmazlığın, idare veya vergi mahkemesinin görev alanına girip girmediği konusunda bir tereddüt yaşanılması halinde, süre yönünden reddini önlemek için davanın otuz gün içinde açılmasında yarar vardır.

İdari Yargılama Usulü Kanunu'na göre, dava açma süresi 'yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden başlar'. Buna göre, şahsa özgü (bireysel) vergilendirme işlemlerine karşı açılacak vergi davalarında, dava açma süresinin işlemeye başlayabilmesi için, vergilendirme işleminin ilgiliye yazılı olarak bildirilmesi gerekir. Danıştay içtihatları ile de benimsenmiş olan yazılı bildirim esası, hem Anayasa'nın (Any.m. 125), hem de İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun bir gereğidir (İYUK.m.7/2). İdari işlemin, birden çok kişiyi doğrudan doğruya ilgilendirmesi durumunda, yazılı bildirimin, her birine ayrı ayrı yapılması gerekir.

Dava açma süresinin başlayabilmesi için, ilgiliye yazılı bildirimin şekil ve usul şartlarına uygun ve tam olarak yapılması gerekir. Başka bir deyişle, dava açma süresine başlangıç olacak yazılı bildirimin yetkili makamlarca ve işlemin açıklanması suretiyle yapılması zorunludur.(1)

-------------------------

[1]Yusuf Karakoç, 'Vergi Yargılaması Hukuku', T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO:2951, Eskişehir, Ocak 2019, s.88-91