Hayalleriniz gerçek olabilir, siz engel olmazsanız… İsteklerimizle aranızdaki tek engel zihninizdeki hapishanelerimiz.
İnsanlar zihni ile koyuyor kendi sınırlarını. İnsan olarak bazı sınırlarımız olsa da zihnimizdeki sınırları aşamadığımız sürece hiçbir düşündüğümüz gerçek olamaz.
Zihin hapishanelerimizi nasıl yaratıyoruz, en önemli soru bu; kendimize sormamız gereken. Öğrenilmiş çaresizliklerimiz ve toplumsal şartlanmalarımız, korku ve şüphelerimiz yanında dahası manipüle edilmemiz gibi etmenler söz konusu olabilir.
Öğrenilmiş çaresizliklerimize bakacak olursak, daha önce kimse yapamadığı için bizim de başaramayacağımız ve ek olarak da çevremizin buna bizi ikna etmesi ile başlayabiliriz. Küçüklüğünden beri zincire vurulan filin büyüdüğünde zincir olmasa da kendi alanından ayrılmaması gibi hayattaki sınırlarımız alıkoyar bizi başarmaktan. Önce dış dünya keşfedilmeli ve konfor alanından çıkılmalıdır belki.
Toplumsal şartlanmalarımız da önemli bir yer kaplar hayatımızda. Toplumun içindeki bireyler başarıları istisna olarak görüp özel yetenek ve zeminler olması gerektiğine inanır başarı için. Oysaki önce kendine inanmakla başlar başarının gelmesi. İnsanlar birbirini motive etmek yerine, neyi yapabileceklerini ve neyi yapamayacaklarını sıralar dururlar. Topluma aykırı olmak olsa da ucunda önce çevre etmenini düzenlemek gerekli olacaktır.
Diğer yandan korkularımız ve şüphelerimiz bizim başarımızda ters yönde etkilidir. Bir şeyleri gerçekleştirmek ve başarmak istiyorsak önce üzerimizdeki ataleti atmamız gerekli. Belli orandaki korku ve şüphe besleyici olsa da dozu aştığında önümüzdeki en büyük engellerden olacaktır. Sonunu düşünenin kahraman olamayacağı gibi bu kadar tansiyon yüksekliği ile de başarılı olunamaz.
Başka bir konu da maruz kaldığımız manipülasyonlardır. Dijitalleşmenin dezavantajlarından biri de bilgiye erişim kolay olsa da sosyal ya da diğer medyalarca manipüle edilmeye açık hale geliyoruz. Amaç ve hedeflerimizden uzaklaştırılmak, kendi düşüncelerimizden uzaklaştırılarak başkalarının düşünmemizi istediği şekilde düşünerek hedeflerimizden saptırılmamız gibi. Eğlence ve çalışma zamanlarımızı ayırabilirsek bu sorunu ortadan kaldırmamız mümkün olabilir ya da daha az maruz kalmakla da, istediğimiz alanı ve zamanı yaratmış olabiliriz kendimize.
Her ne türlü olursa olsun ilk yapmamız gereken kendimizi zihinsel hapishanelerimize mahkum etmemek olacaktır.